Barış Doster

Asgari ücret ve cici demokrasi

24 Aralık 2022 Cumartesi

Asgari ücret açıklandı: 8 bin 506 lira. Ne açlığa, yoksulluğa ne de halkın çarşıda, pazarda yaşadığı hayat pahalılığına, gerçek enflasyona merhem olacak bir artış bu. Fakat ülkemizdeki emekçilerin yarısı asgari ücretle geçinmeye çalıştığı, diğer ifadeyle asgari ücret, yaygın ücrete dönüştüğü halde, emekçilerden, sendikalardan, geniş toplum kesimlerinden güçlü, etkili bir itiraz yok. Dahası, iktidarı destekleyen çevrelerde, bu zamdan memnun olan bir kesim var.

İktidarı destekleyen iki büyük konfederasyon da (Türk-İş ve Hak-İş) DİSK, KESK, Birleşik Kamu-İş gibi muhalif konfederasyonlar da memnuniyetsizliklerini açıkladılar, eleştirdiler, o kadar. Daha ötesini yapacak, örneğin bir genel grevi örgütleyecek güçten, birliktelikten, dayanışmadan yoksunlar çünkü sendikalar ve sol partiler. Öyle oldukları için de sadece asgari ücret konusunda değil, daha geniş ölçekte emek ve sınıf mücadelesinde, toplumsal mücadelede, hak ve adalet mücadelesinde, demokratik mücadelede etkileri çok sınırlı. Bu da kaçınılmaz olarak, demokrasinin tek ayaklı, eksik, güdük kalmasına neden oluyor. O nedenle işveren karşısında işçinin, sermaye karşısında emekçinin, kuvvetli karşısında zayıfın örgütlü güçten yoksun olması, hayatın her alanına yansıyor. 

NASIL BİR DEMOKRASİ? 

Büyük düşünürümüz Doğan Avcıoğlu’nun “cici demokrasi” olarak nitelediği ve haklı biçimde eleştirdiği, yine kendi tanımıyla “tutucu güçler koalisyonunu” her seferinde sandıktan çıkaran demokrasi değil çözüm. Çözüm; toplumcu, halkçı, emeğin hakkını gözeten, hukuk devletini, özgürlüğü esas alan, şeffaf, katılımcı bir demokrasi. Sözde değil, özde demokrasi. Sadece şekil şartlardan, salt sandıktan ibaret olmayan, bilinçli, örgütlü, sınıf mücadelesine öncelik tanıyan, toplumu siyasallaştırdığı gibi siyaseti de toplumsallaştıran bir demokrasi. 

Yurttaş bilincini, sınıf bilinciyle pekiştiren, kimlik siyasetini usulden ve esastan reddeden bir demokrasi. Toplumu, siyaseti, siyasal partileri; feodal ilişkilerden, ahbap-çavuş ilişkilerinden, kayırmacılıktan, alt kimliklerden, etnik, dinsel, mezhepsel bağlardan, hemşeri dayanışmasından kurtaran bir demokrasi. Ulusal olanla, sınıfsal olanı harmanlayan, işçiyi, çiftçiyi, memuru, üreticiyi, esnafı, küçük orta boy işletmeleri (KOBİ), yerli ve yabancı tekellere karşı, dev ölçekli çokuluslu şirketlere karşı koruyan, bunu da açıkça, büyük bir kararlılık, tutarlılık ve yüreklilikle savunan bir demokrasi. 

Biliyoruz, halkımız, emekçilerimiz, gerek bilinç gerek örgütlenme düzeyi olarak, bu ölçütlerin çok uzağında olduğundan, demokrasimiz, siyasal partilerimiz, kurumlarımız da bu ölçütlerin uzağındalar. Uzağında oldukları için de zayıflar, mücadele yeteneğinden yoksunlar. Yoksun oldukları için de iktidarın verdiğini kabul etmekten başka bir şey gelmiyor ellerinden.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları