Barış Doster

ABD, yaptırımlardan sonuç bekliyor mu?

26 Mart 2022 Cumartesi

Belçika’nın başkenti Brüksel, önceki gün üç önemli zirveye ev sahipliği yaptı. NATO’nun, AB’nin, G7 ülkelerinin liderleri toplandılar. Gündem Ukrayna-Rusya savaşıydı elbette. Zirvelerden somut sonuç çıkmadı. Vaatler, sözler, bilinenler yinelendi, o kadar. Sonuç çıkması da beklenemezdi. Çünkü bu tür zirveler liderlerin hem dünyaya mesaj verdiği hem kendi uluslarına mesaj verdiği hem de birbirlerini tarttığı, sınadığı, ellerindeki kozları öğrenmeye çalıştığı toplantılardır. Dahası, ABD; savaşın uzamasından bu denli memnunken, bu sayede NATO içinde tahkimat yaparken, dünyaya daha çok silah satarken, Rusya’nın yıpranmasını gülümseyerek izlerken savaşın bitmesini istemez. Rusya ve Ukrayna aralarında anlaşsalar, barışsalar, buna en çok ABD üzülür. 

Savaş; bir ayı geride bırakırken askeri boyutu yanında, diplomatik, politik, ekonomik, psikolojik yönleriyle, propaganda boyutuyla da sürüyor elbette. Ölü-yaralı sayısına, düşürülen uçak-helikopter sayısına ilişkin hem Ukrayna hem de Rusya’dan yapılan açıklamalar arasında büyük fark var. Taraflar kendilerini güçlü, hasmı zayıf göstermek için sayılarla oynuyorlar. Hepsine karşı mesafeli, temkinli, tedbirli olmak gerekiyor.  

ABD ve müttefiklerinin Ukrayna’ya verdiği mali destek, yaptığı silah yardımı, Rusya’ya getirdiği ekonomik yaptırımlar (Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, yaptırımların sayısının 5 bini geçtiğini söyledi) dışında, daha kapsamlı adım atmalarının, daha ileri hamle yapmalarının mümkün olmadığı görüldü. Brüksel’deki zirvelerde de bir kez daha anlaşıldı. Ne böyle bir niyetleri var ne böyle bir güçleri. Sürekli olarak Çin’i, Rusya’yla arasına mesafe koymaya davet etmeleri de bunun kanıtı zaten.    

RUSYA NE KADAR ETKİLENİR? 

Rusya’ya uygulanan ekonomik yaptırımlar, yaptırımların boyutunun, kapsamının, yoğunluğunun, etkisinin, süresinin, hedefinin de bir kez daha gündeme gelmesini sağlıyor elbette. Yaptırımların amacına ulaşıp ulaşmadığı sorusu daha çok soruluyor. Yaptırımların Rusya’yı etkileyeceği kesindir. Fakat ABD’nin yaptırımlar yoluyla hedefine ulaşması olanaksızdır. ABD’nin önemli üniversitelerinden Drexel Üniversitesi’nin yaptırımlarla ilgili veri tabanı da zaten bunu ortaya koymaktadır (bkz. https://www.globalsanctionsdatabase.com/). New York Times gazetesinde Ella Koeze imzasıyla çıkan haberde de (11 Mart 2022) üniversitenin bu raporuna değinilerek yaptırımların etkisi incelenmiştir. Üniversitenin çalışmasına göre, 1950-2019 arasında toplam 1101 yaptırım gündeme gelmiş, pek çok alanda (ekonomik, politik, diplomatik vb.), pek çok ülkeye (Çin, Kuzey Kore, Suriye, Küba, Rusya, Irak, İran...) karşı. Yaptırımların yaygın gerekçeleri şunlar: demokrasi, özgürlük, insan hakları, basın hürriyeti... Bu yaptırımların üçte biri, sonuç vermiş. En çok yaptırımı ABD (yüzde 42), AB (yüzde 12), BM (yüzde 7) uygulamış. 

Kaldı ki dünyada 150 ülkede, 800 kadar üssü bulunan, bu üslerin toplam ederi en az 120 milyar dolar olan ABD’nin, kullandığı diktatörleri nasıl desteklediği, son kullanma tarihi dolunca da nasıl gözden çıkardığı bilinir. O nedenle ABD’nin getirdiği yaptırımların ne zaman, kimler tarafından, nasıl delineceğini, hangi ABD şirketlerinin arka kapıdan dolaşıp neler yapacağını da unutmamak gerekir.

Not: Değerli okurlar, hiçbir sosyal medya platformunda hesabım yoktur. Adıma açılan sosyal medya hesapları ve bu hesaplardan yapılan paylaşımlar benimle bağlantılı değildir. Bilginize.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları