Millet İttifakı’nın “Ortak Politikalar Mutabakat Metni” tanıtıldı önceki gün. Altı partinin sözcüleri, iktidara gelinmesi halinde ülkenin hangi prensipler doğrultusunda yönetileceğini açıkladı.

En ilgi çeken başlıklardan biri de “Kamu İhale Kanunu ve şeffaflık”tı. Çünkü Türkiye, son 20 yılda bu iki kulvardaki yozlaşma nedeniyle milyarlarca dolar zarara uğramış, en ufağından en büyüğüne ihalelerin büyük çoğunluğundan pis kokular yükselmişti. Geriye biraz dönersek Cumhuriyet’in geçenlerde gündeme getirdiği Ankara-İzmir YHT ihalesinin doğrudan davet yoluyla AKP’ye yakınlığı ile bilinen ERG İnşaat’a nasıl rekor fiyattan (2.3 milyar Avro) verildiği haberini anımsarsınız. Konu mahkemelere yansıdığı halde, bir yaptırım uygulanmamış, hatta birileri o süreçte işi aymazlığa vardırıp Avro-dolar paritesinden doğan farkını bile Ulaştırma Bakanlığı’ndan istemişti.

Ve ne yazık ki, bu “ballı ihale” merakı, parti devletine dönen Türkiye’nin tüm kurumlarını sarmış durumda.

Son örnek TRT’den; Türkiye Radyo Televizyon Kurumu olarak bilinen ve vergilerimizle ayakta duran devlet dairesinden! Gerçi TRT, akçeli konularda sabıkalı! 20 yıllık AKP iktidarı süresince özellikle dış yapımlara ve “torpilli” yorumculara akıl almayan ödemeler yapıp devletin zarara uğratılmasına göz yummuşlardı ama bu kez “pes” dedirtecek cinsten işlere imza atmış TRT’de birileri! Konu, LED ekran alımı ile bağlantılı. Televizyonculuktan gelenler bilirler ki bu cihazlar, yeni nesil yayıncılıkta kurumların olmazsa olmazı. Belli aralıklarla da alınması, yenilenmesi gerek. Ne var ki, TRT Genel Müdürlüğü’nün İstanbul bölgesindeki yöneticileri, gereksinim duyulan LED ekranları satın alma seçeneği dururken 2022’nin son bölümünde fahiş fiyatlarla kiralama yolunu seçmişler ve  A. adlı şirketten de 06 malzeme kodu ile temin sağlanmış. Birim fiyatı ise piyasa şartlarına göre çok yüksek. Öyle ki, aynı paralara satın alınıp envantere geçecekken nedense (!) kiralama yolu seçilmiş. Hizmet sağlayıcı firmaya ödenen kira tutarının 23 bin dolar karşılığı 411.337.65 TL olmasından tutun da sözleşme sonunda LED’lerin TRT tarafından satın alınma şartına, aynı ürünün bir üst modelinin metrekare fiyatının 1500-2000 dolar aralığında olmasından sözleşme maddelerine kadar bu alışveriş birçok soru işaretini barındırıyor.

Bakalım, TRT’nin iç denetim birimi fahiş fiyattan kiralanıp, sözleşme bitiş tarihinde kullanılmış malı üzerindeki döviz fiyatından satın alma yöntemine ne diyecek?  Ya da “İhale öncesi benzer firmalardan fiyat alındı mı, ihale hangi şartnameye göre gerçekleşti, kimler denetledi, kimler bu işe imza attı” soruları gündeme gelecek mi? 

Yoksa, “Birileri para kazansın, ‘yandaş şirketlere’ de ekmek çıksın” telaşı mı var, hep beraber bekleyip göreceğiz. Konu kapatılırsa da en kötü olasılıkla bir sonraki yılın Sayıştay raporu bu kiralama “seçeneği”nin perde arkasını ortaya çıkarır!