Altan Öymen

Adaylar ve sonrası

14 Şubat 2024 Çarşamba

Aday saptamalarının da son aşamalarından sonra artık, seçimlerin “partiler arası” yarışma süreci başlayacak. Biraz daha önce başlasaydı o süreç, elbette daha faydalı olurdu. Ama tüm partilerin yerel seçimler öncesinde de tüm adayların tümünü “merkez”den tayin etme merakı, pek çok tecrübe geçildiği halde, hâlâ azalmadı. 

Son milletvekili ve cumhurbaşkanı seçimlerine iktidarın da muhalefetin de “ortaklık halinde girmesi” bir zorunluluktu. Ortakların “ortak aday” gösterme pazarlıklarını önseçimli yapmak, daha güçtü. Ama bu önümüzdeki seçimde, seçimin adı da ortada: “Yerel” seçim... Seçmenler, adayları, pek çok il ve ilçede hemşerileri, hatta bazılarında mahalleleri, komşuları arasından seçecek. Siyasi partilerin, o adayların kimler olacağını ve kimlerin olamayacağını belirleyecek mekanizmaların bir merkezde oluşturulması gerekir miydi? Öyle bir merkeze -her ihtimale karşıonaylanması yetkisi verilebilirdi. Ama esas, önseçim uygulamasının amacına uygun olmasını sağlayacak itirazları karara bağlayacak bir mekanizma kurmaktan ibaret kalırdı. Eski zamanlarda olduğu gibi... 

“Eski zamanlar” derken... Ben, malum, gazeteci olarak da siyasette bulunduğum sürelerde de o süreçleri yakından izlemiş olanlardan biriyim. Seçimlerde adayların en azından büyük bir kısmının örgüt (o zamanki adıyla teşkilat) tarafından seçilmesi uygulaması, demokrasiye geçiş süreciyle başlamış, o yetki, adayların önce yüzde 70’inin, sonra yüzde 80’inin o yolla seçilmesi sağlanmış, daha sonra da genel merkeze verilen önce yüzde 10, sonra yüzde 5 “merkez kontenjanı” dışında, tüm adaylar için kullanılmaya başlamıştır. Bir zaman gelmiş, önseçim kanun yoluyla da tüm partiler için geçerli hale sokulmuştur. 

Sonra, önce kanunun “tefsir”i (yorumlaması), sonra da kanun değişikliği yapılarak o iş, başka birçok devlet faaliyeti gibi bugünkü “tek merkezli” uygulamalardan biri haline getirilmiştir. 

Günün birinde, elbette ülkemizde de “yeniden demokratikleşme” sürecinin başlamasıyla, gündeme gelecektir. Ama o vakte kadar siyasal partilerin, demokrasilerde partilerin aday belirlemesinin demokrasinin bir gereği olduğu hatırlanacaktır. Zaman içindeki tecrübelerden faydalanılarak gerçekleştirilecek düzenlemelerle yeniden kural haline gelecektir. 

Bu yazıyı, birçok defa tekrarladığım o dileği bir defa daha ifade ederek bitireyim. 

Ülkemizde şu sırada genel politika alanında olduğu gibi yerel politikada da gözden hiç uzak tutulmaması gereken ana hedef, son dönemde darmadağınık hale gelmiş ve büyük kısmı yok sayılmış olan demokratik kuralların ve uygulamaların yeniden ve daha da çağdaşlaştırılarak kazanılmasıdır. Önümüzdeki yerel seçimde ise ülkemizin her yerinde demokrasiye inanmış olan kişilerin kazanmasıdır. Demokratik Cumhuriyetimizin, daha önceden ülkemizde de yerleşmiş olan yasalarına, usullerine, kurallarına, kurumlarına yeniden kavuşmamızın sağlanmasıdır. Dünyanın gerçekten demokratik ülkelerinde hep var olduğu gibi... 

Ülkemizde her alanda önümüze çıkmış olan ve çıkmaya devam eden tüm olumsuzlukların temelinde o durumumuz vardır: 

- İnsanlarımızın çok büyük bir kısmının yoksulluk sınırı ve açlık sınırı altında yaşamaya mecbur bırakacak kadar bozulmuş olan ekonomik sorunlarımız. 

- Büyük bir kısmı kadınları hedef alan cinayetler başta olmak üzere uyuşturucu satıcılığı, dolandırıcılık dahil kriminal olayların merkezlerinden biri haline gelişimiz. 

- Basın özgürlüğü başta olmak üzere toplantı ve gösteri özgürlüğü dahil insanların doğumlarıyla birlikte kazandığı temel hak ve özgürlüklerinin çoğunun fiilen ortadan kalkmış olması. Hapishanelerin çoğunun, “fikir suçu” diye adlandırılan suçları işledikleri ileri sürülen “şüpheli”lerle doldurulmuş olması. 

- Halkın seçtiği milletvekillerinin görevlerine başlamasının, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarına rağmen önlenmesi... 

Ve daha, bu sütunun sınırlarına sığmayacak kadar çok ama herkesin her gün karış karşıya kaldığı başka birçok haksızlık, adaletsizlik örneklerinin birbirini izlemesi... 

Bunların ana kaynağı, bugünkü yönetim sisteminin yapısındaki yanlışlardır. 

Önümüzdeki yerel seçimlerin ve ondan sonraki gelişmelerin de “hayırlı sonuçlar” vermesinin, demokratik ülkelerdeki düzeye “yeniden” ulaşmasıyla mümkün olacaktır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hangi alanda iyiyiz (2) 27 Kasım 2024
Hangi alanda iyiyiz? 20 Kasım 2024
Atatürk ve İnönü 13 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları