Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

‘Asker kaçağı İsmet Paşa’!

12 Ekim 2018 Cuma

Olayı aziz dostum, Prof. Dr. Süheyl Batum, Sayın Hüsamettin Cindoruk’tan dinlediğini söylemişti de önce kulaklarıma inanamayıp, bir kez daha tekrar ettirmiştim.
Sağ siyasetçiler içinde, hukukçu kimliğinin de yardımıyla hukuk devleti ve demokrasi kavramını özümsemiş ender kişilerden biri olan Hüsamettin Cindoruk, öğrencilik yıllarında DP’nin gençlik kollarında siyaset yaparken yaşadıklarını anlatırken bir gün şunu söylemiş:
- O zamanlar biz İnönü’nün, asker kaçağı olduğunu söylerdik ve de inanırlardı. Düşünebiliyor musunuz, adam hem paşa, hem Garp Cephesi komutanı, hem de asker kaçağı!
Olay son zamanlarda sıkça rastlanan abesle iştigal furyasının da yeni olmadığını gösteriyor.
Vurun İsmet Paşa!”ya narası, sağın yıllardan beri süregelen geleneksel sloganıdır.
Betimlenen İsmet Paşa ile, Cumhuriyet’in, aydınlanma devrimlerinin önde gelen iki kişisinden biri olan, adını Kurtuluş Savaşı’ndaki zaferlerinden alan, Lozan Kahramanı, çok partili yaşama geçişin öncüsü İsmet İnönü arasında uzaktan yakından bir benzerlik yoktur.

***

Olmayıverse de zaten ne çıkar ki?..
Gerçekte saldırının asıl hedefi İsmet Paşa olmanın ötesinde, Mustafa Kemal Atatürk ve laik Cumhuriyetin ilkeleri, kazanımları ve demokrasinin kurumlarıdır.
Hesaplaşılmak istenen, laikliktir.
Saldırının asıl hedefi devrimciliktir.
Yıkılmak istenen bağımsızlıkçı, özgür, sorgulayan kafa yapısıdır.
Karalanmak istenen aydınlanmacı düşüncedir.
İnönü’ye saldırıların ardında artık bütün bunların yattığını herkes görüyor.
Aslında bu yöntem Atatürk ile de denendi, tutmayıp geri tepince, şimdi hedefe, gerçekte kendisine tüm toplum olarak çok şey borçlu olduğumuz İnönü yerleştirildi.
Ortamı kendileri açısından elverişli buldukları zaman hedefi değiştirip yine Atatürk’ü ve tüm yukarıda saydığımız kavramları yerleştirecekler.
Ben bu satırları kaleme alırken, gazetelerde şu haber yer alıyordu:
Atatürk’e hakarete 2 yıl 6 ay hapis
Haberi okuyunca, geçenlerde Anıtkabir’de Atatürk’e hakaret içeren bir video çekip, bunu sosyal medyada paylaşan genç kız Safiye İnci’nin, kısa sürede sonuçlanan davasında 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldığını öğreniyoruz.
Bilindiği gibi genç kız, yaptığından pişmanlık duyduğunu video kaydını da kısa sürede kaldırdığını bildirmişti. Ama bu son “pişmanlığın” para etmediği anlaşılıyor.

***

Davası tutuklu görülen genç kızın tahliye edilmesine rağmen, 2 yıl 6 ay hapse mahkûm edilmesine ne yalan söyleyeyim, hem üzüldüm hem de şaşırdım.
Safiye İnci toy bir genç kız, eğer mahkemenin verdiği karar onaylanırsa, bir çocukluk hatası, adli sicilinde ömrü boyu peşini bırakmayacak.
Gerçi Türkiye’de işler böyle gitmeye devam ederse, bu hata kimi çevreler nezdinde Safiye kızımız için iyi bir referans da olabilir, ama yine de belli mi olur?
Safiye’nin yaşındaki bir genç kız, olayları ne derecede doğru ve salim değerlendirebilir ki?
Hem Safiye’nin yaptığı ne ola ki?
Genç Safiye kerli ferli büyüklerinden, akıllı uslu olduğu varsayılan kodamanlardan duyduklarını, onların Atatürk ile ilgili olarak orada burada sıkça söylediklerini tekrarlayıp sosyal medyadan paylaşmış.
Sonuç ne olmuş?
Kodamanlar, Atatürk ile ilgili vecizelerinden dolayı, koltuklanıp desteklenir, pohpohlanırlarken, onları rol modeli olarak görüp, onlardan duyduğunu tekrar eden tıfıl Safiye’nin yargı yakasına yapışmış ve buyurmuş:
- Gel bakalım buraya sen! Bu söylediklerinin hesabını ver!
Affedersiniz ama bu olay size biraz komik ve de aynı zamanda hüzünlü gelmiyor mu?
Bir toplumda işler şirazesinden çıkmaya görsün, o zaman insan neye gülüp neye hüzünleneceğine bile şaşırıyor.
Ama doğrusunu isterseniz aklın, “asker kaçağı İsmet Paşa” sözünü sorgusuz sualsiz yalayıp yutan bir toplumun başına bütün bunların gelmiş olmasına hiç şaşırmayacağı kesindir.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları