Adnan Binyazar

Anılarla Tıpta Öncüler-I

07 Şubat 2025 Cuma

Anılarla Tıpta Öncüler-I (Akademisyen Kitabevi, Ekim 2024) adlı, büyük boyutlu 764 sayfadan oluşan kitabın, Türkiye Cumhuriyeti tıp dünyasına emek veren 134 hocayı genç kuşaklara tanıtmak amacıyla yazıldığı belirtiliyor. Kitap bu yönüyle sözel bağlamda tıp tarihinde bir devrimdir.

Kitap, yalnızca tarihsel değil, girişim açısından da insanlığın sağalmasına beyin güçlerini adayan doktorların topluma sunduğu bir armağandır.

Sunuşlar”ı yazan bilim insanlarının, anı kavramını açıklama gereğini duyduğu giriş cümleleri bile, toplumu aydınlatma yönünden önemli sayılmalı.

SUNUŞLAR

“Anılar, eğitimde kullanılabilen etkili, akılda kalıcı, keyifli öğrenim yöntemidir.” (Prof. Dr. Cengiz- Dr. Öğr. Üyesi Yaşar Durmaz)

“Hafızanın veya hafızanın içinde, şeklinde dilimizde karşılık bulabilecek bu sözlükler, Batı toplumlarında, yerleşik bir örfü, bir âdeti tanımlamak için kullanılmaktadır.” (Prof. Dr. Alphan Cura)

“Herkesin kişisel tarihi vardır. Genellikle yazılmaz, dost toplantılarında söz açılınca anlatılır.” (Prof. Dr. Nejat Okur)

“Bellek, kimlik inşasında en güçlü unsurlardan biridir hem de toplumların varlığını anlamlandırdığı, köklerine sarıldığı ve geleceğini şekillendirdiği bir alan olarak da belleğin izleri, geçmişin öncü çabalarında, ilham verici öykülerinde saklıdır.” (Prof. Dr. Süheyla Ünal)

ÇAĞRIŞIMLAR

Elli yılık öğretmenliğimde, öğrencilerimi belleklere kazınılacak bilgilerle donatmaya çalıştım. Bu oylumlu kitapta, içten gelerek yazılan anılarla bunun gerçekleştirildiğini görmekten mutluluk duyuyorum.

Anılar, onu düşünsel, duymsal çağrışımlara yol açar. Hocaların anlattığı bu anılar, meslektaşlarını aydınlatmanın dışında, tıp alanında öğrenim gören gençlere de sağlık dünyasının kapılarını aralayacak niteliktedir.

Kitapta adını saygıyla andığım Prof. Dr. Hakan Kumbasar’ın “Anımsama: Yeniden İnşa Çabası” başlıklı yazısınıda Ord. Prof. Dr. Mazhar Osman adını görünce belleğimde 83 yıl önceki çocukluğum canlandı.

Aile parçalanmasından dolayı, Kocamustafapaşa’da bir aşçı çırağıydım. Mazhar Osman’ın adını sıkça duyuyordum. Bir gün lokantaya o da geldi. Yemeğini yedikten sonra kalkıp gitmişti.

NEREDEN NEREYE...

Kumbasar anılarında, kendi öğrenim aşamalarını sıraladıktan sonra sözü Mazhar Osman’a getirerek onun erdemlerini, Cumhuriyet döneminde yeni bir bilim dalı olan ruhbilime katkılarını anıyor.

Eski günler anlatıldığında Shakespeare’in 76. Sone’sinde geçen şu iki dize belleğimde canlanıverir:

“Eskileri yeniler en üstün şiirlerim/ Nasıl ki güneş her gün hem eskidir hem yeni.”

Kumbasar da yazısında Mazhar Osman’ın ruhbilimdeki gelişimini, bu çağda yenileyerek anlatıyor. Şu görüşüyle de anıların, yeni anılara nasıl yol açtığına değiniyor:

“Bizler anılar aracılığıyla bir anlamda resmi tarihin kuru anlatımının dışına çıkabilir, kişisel deneyimlerin, yaşanmışlıkların, tanıklıkların ortaya koyduğu bir başka tarihi görebiliriz.”

Yerini tam anlamıyla bulan bu tanım, Anılarla Tıpta Öncüler-I kitabının varoluş nedenidir.

Dilerim tıp dalının biliminsanları bununla yetinmez, ona yenilerini katar.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Camileri ahıra çevirmek 28 Şubat 2025

Günün Köşe Yazıları