Uzmanlar uyarıyor: Bel ağrısının nedeni aslında gözümüzün önünde!

Sigara kullanımının bel ağrısını tetikleyebileceğine dair uzmanlar tarafından yapılan uyarılar artıyor. Fizik Tedavi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Sevinç Külekçioğlu, "Sigara kullanan kişilerdeki bel ağrısı sıklığının, kullanmayanlara göre 2,5 kat daha yüksek olduğu görülmüştür" şeklinde konuşarak bu önemli sağlık konusuna dikkat çekti.

Bel ağrısının günlük yaşamı olumsuz etkileyen ve verimliliği düşüren yaygın bir kas-iskelet sistemi rahatsızlığı olduğunu vurgulayan Dr. Öğretim Üyesi Sevinç Külekçioğlu, "Omurga, disk veya çevresindeki yumuşak dokulardan kaynaklanan mekanik bel ağrıları en sık rastlanan türler arasında yer almaktadır. Tekrarlayan travmalar ve anatomik yapıların gereğinden fazla kullanımı kronik mekanik bel ağrılarına yol açabilir" dedi.

'PSIKOSOSYAL ETKENLER DE ROL OYNUYOR'

Bel ağrısının oluşumunu etkileyen temel faktörlerin meslek, yaş, kilo, sosyal aktivite, psikososyal etmenler ve eğitim durumu olduğunu ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Külekçioğlu, depresyon, anksiyete ve stres gibi bazı psikososyal etkenlerin bel ağrısının artışına katkı sağlayabileceğini ve bu etkenlerin varlığında bel ağrısının daha uzun süreli ve kronik hale gelebileceğine dikkat çekti.

'HAYAT KALİTESİNİ OLUMSUZ ETKİLEYEN BIR SORUN'

Bel ağrısının ciddi klinik, sosyal, iş gücü ve performans kaybına neden olan önemli bir sorun olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Külekçioğlu, "Bel ağrısı; dünya nüfusunun geneline yayılan bir sağlık problemidir. Ağrının süresine göre akut, subakut ve kronik olarak sınıflandırılır. Sebepleri çok çeşitli olabilir, hafif bir gerilimden patolojik rahatsızlıklara kadar değişebilir. Bel ağrısının tedavisinde ilaçlar, egzersiz ve fizik tedavi, enjeksiyonlar ve çeşitli tamamlayıcı yöntemler kullanılabilir. Tedavi, hastanın semptomlarına ve belirtilerine bağlı olarak kişiye özgü olarak planlanmalıdır" dedi.

'TAMAMLAYICI TEDAVİLER ÖNERİLEBILIR'

Bel ağrısı tedavisinde tamamlayıcı yöntemler arasında mezoterapi, proloterapi, ozon tedavisi ve akupunkturun en çok tavsiye edilenler arasında olduğunu vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Külekçioğlu, "Hastanın durumuna ve ihtiyacına göre özelleştirilmiş bir tedavi planı oluşturulmalı ve hastanın tedaviye uyumu ve aktif katılımı önemle vurgulanmalıdır" şeklinde konuştu.