Uzmanı uyardı: 'Göz basıncındaki değişim glokoma işaret edebilir'

Halk arasında göz tansiyonu olarak bilinen glokom hastalığına ilişkin açıklamalarda bulunan Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Cem Mesçi, “Glokom esasında optik sinir hastalığıdır. Optik sinirin var olan yüksek göz basıncından dolayı mekanik basıya maruz kalması ve/veya damarsal beslenmesinin bozulması veya incelmesidir. Göz basıncının yarattığı olumsuz etki, herkeste farklı seyredebilir” dedi.

Uzmanı uyardı: 'Göz basıncındaki değişim glokoma işaret edebilir'
Abone Ol google-news
DHA
Yayınlanma: 20.03.2022 - 00:00

'Göz Tansiyonu" veya halk arasında 'Karasu Hastalığı' olarak adlandırılan glokom, göz içi basıncının yükselmesi sonucu oluşan göz siniri harabiyeti şeklinde tanımlanır. Sık gözlenen, erken tanınıp tedavi edilmediği durumda kalıcı görme kaybına yol açan bir göz hastalığıdır.

Normal şartlarda gözümüzün içerisinde "Aköz sıvı" diye de bilinen bir sıvı vardır ve bu göz içi sıvısı eş zamanlı olarak bazı yollarla (trabeküler ağ) gözü terk eder. Göz tansiyonu hastalığında, göz içi sıvısının dışa akım yolunda çıplak gözle görülmeyecek boyutta bir tıkanıklık oluşur ve bunun sonucunda artan bu göz içi sıvısı, göz içi basıncının artmasına neden olur. 

Artan göz içi basıncı da optik sinir olarak da bilinen görme sinirine bası yoluyla zarar vererek, sinirin geriye dönüşümsüz harabiyetine neden olur.

Son olarak, Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Cem Mesçi, sinsi bir şekilde ilerleyebilen glokom hastalığına ilişkin uyarılarda bulunarak tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.

KİŞİYE ÖZEL HEDEF BASINÇ KRİTERİNİ DİKKATE ALMAK GEREKİR

Kişiye özel hedef basınç kriterinin dikkate alınması gerektiğini ifade eden Mesçi, “Örneğin ileri yaş, diyabet, kalp ve damar hastalığı olan hastalarda optik sinirin besleyici damarsal yapısı bozuk olacağı için glokom hasarı daha düşük basınç artışlarında da olabilirken, genç hastalarda daha yüksek basınçlarda hiç optik sinir hasarı olmadan ilaçsız idare edebilir. O halde kişiye özel hedef basınç kriterini dikkate almak gerekir. Eğer hedef basınç istenen seviyede değilse hastaya ilaç başlanır” diye konuştu.

Prof. Dr. Cem Meşçi; ayrıca hastanın aile öyküsü ve kortizonlu damla duyarlılığının tespitinin de önemli olduğunu, kortizonlu damlalar basıncı glokom yönünden yatkın hastalarda daha çok artırdığına dair açıklamalarda bulundu.

FARKINDA OLMADAN GÖRME ALANINDA DARALMAYA SEBEP OLUR

Glokomda genelde ağrı şikayeti olmadığını ve bu yüzden sinsi bir şekilde ilerlediğini kaydeden Mesçi, “Glokomda ağrı şikayeti genelde olmaz. Bu yüzden glokom çok sinsi hastalıktır ve farkında olmadan yıllar içinde görme alanını daraltır, daralmanın ilerlemesi ile önce tünel vizyon, sonrasında körlüğe götürür. Ancak akut glokom krizlerinde farklı olarak basınç aniden 3- 4 katına çıkar, bu genelde olanın aksine yavaş ve sinsi seyretmez, kaş ve göz bölgesinde ağrı, görmede ani bulutlanma yapar” açıklamasında bulundu.

Glokom hastalığının teşhisi öncesi dikkat edilmesi gereken süreçleri açıklayan Mesçi şu bilgileri verdi:

  • Glokom özellikle 40 yaş üstünde rutin kontrol gerektiren bir hastalıktır.
  • Hiçbir şikayet olmasa dahi tüm muayenelerde göz içi basınçları ölçülmeli ve göz dibi muayenesi yapılmalıdır.
  • Göz basıncı ölçülürken kornea yani ön tabaka kalınlığı da ölçülmelidir.
  • Ön tabaka kornea bazen çok kalın olduğu hastalarda basınç yalancı yüksek, ince olduğu olgularda yalancı düşük çıkar.
  • Kalınlık ve incelik durumu çizelge ile değerlendirilip gerçek değerler hesaplanır.

Tedavi yöntemine ilişkin de bilgi veren Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Cem Mesçi, “Glokom tedavisinde; tekli, ikili veya üçlü kombinasyonlu glokom ilaçları damla tedavileri şeklinde denenebilir, bu yeterli ise hayat boyu takiplerle bu devam eder. Bunlar yetmez ise LASER veya cerrahi ile tedavi edilir” dedi. 

Prof. Dr. Cem Mesçi, günümüzde çok sayıda farklı cihaz ve tekniklerle bu hastalığın tedavisi yapıldığını, glokom cerrahisinin takip gerektiren incelikli bir cerrahi olduğunu söyledi.


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon