Karadeniz'de 'istilacı böcek' alarmı: Bir çifti 14 bin yumurta bırakıyor!
Karadeniz'de dadandığı fındık bahçelerinde yapraklarını yiyip, suyunu emdiği bitkilerin kökünü kurutan 'kahverengi kokarca' adlı böcek türü için biyolojik, kimyasal ve mekanik mücadele sürdürülüyor. Ancak tüm çabalara rağmen popülasyonunda ciddi artış görülen istilacı böceğe ilişkin Ulusal Fındık Konseyi (UFK) Yönetim Kurulu Üyesi Sebahattin Arslantürk, "Bir çift kahverengi kokarca böceği ile çocukları, sezonda 14 bin tane yumurta bırakıyor" dedi.
Dünya fındık üretimi ile pazarının büyük kısmını elinde bulunduran, 'Türkiye'nin fındık ambarı' Karadeniz Bölgesi'nde, bitkilere dadanan 'kahverengi kokarca' adlı böcek türü, başta fındık olmak üzere birçok bitki türü için tehdit oluşturuyor.
GÜNDE 30 KİLOMETRE YOL KATEDİYOR
7 yıl önce Gürcistan'dan bölgeye geldiği saptanan ve Türkiye'de yayılımını hızlandıran böcek, günde 30 kilometre yol katediyor. Dadandığı fındık bahçelerinde yapraklarını yiyip, suyunu emdiği bitkilerin kökünü kurutan 'kahverengi kokarca' adlı böcek türü için başlatılan biyolojik mücadele kapsamında etkin rol oynayacak, Çin'den ithal edilen 30 bini aşkın 'samuray arı', bu yıl Artvin'de doğaya salındı.
YÜZDE 80 ZARAR!
Tarımda yıllık 5 milyar liralık zarara yol açtığı da saptanan istilacı böceğin yok edilmesi için biyolojik mücadelenin yanı sıra kimyasal ve mekanik mücadele de sürdürülüyor. Havaların soğuması ile kışlığa geçen böcek, kırsal ile kentteki evlere de dadanarak hayatı olumsuz etkiliyor. Popülasyonunda ciddi artış gözlemlenen istilacı böcek türü yayılımını devam ettirirse, gelecek yıl fındığa yüzde 80 oranında zarar vermesi öngörülüyor.
“ACİL ÖNLEM ALMAMIZ GEREKİYOR”
UFK Yönetim Kurulu Üyesi Sebahattin Arslantürk, "Kahverengi kokarca, 7 yıl önce Gürcistan'dan ülkeye girdi. Bu böcek, dünyada tarıma en çok zarar veren böcek türü. Acil önlemler almamız gerekiyor. Çünkü bu yıl insanlarımız gördü, aşırı derecede görülmeye başlandı. Kışlığa çekiliyor, evlere kadar giriyor. Bununla ilgili mekanik mücadele yapılabilir ki; o da 'Gördüğün yerde yok et' sloganı ile bundan 6-7 yıl önce broşürler hazırlayıp, okullara, camilere astığımız uygulama.
“ÖNÜMÜZDEKİ SEZON BİZİ FELAKET BEKLİYOR OLABİLİR”
O zaman popülasyon bu kadar çok değildi. Şimdi mekanik mücadele de tam olarak sonuç vermiyor. Kimyasal mücadeleyi de acil başlatmamız gerekiyor. Bununla ilgili Tarım Bakanlığı’nın ruhsatladığı 4 çeşit ilaç var. Onun yanında sinek ilacını da yoğun bir şekilde kullandığımız zaman işe yarıyor. Önümüzdeki sezon bizi bir felaket bekliyor olabilir. 'Samuray arı' diye ithal edilen bir arı türü ile biyolojik mücadele başladı. Ama doğaya yeterince salınamadı. Sadece Artvin tarafında salıverildi. Önümüzdeki yıllarda diğer bölgelere de salınacak. Biyolojik mücadelede başarı oranı yüzde 50 ile yüzde 70 arasında değişiyor. Ama sonuçları önümüzdeki 2-3 yıldan sonra alırız. Kimyasal mücadele yapmak zorundayız" dedi.
“14 BİN YUMURTA BIRAKIYOR”
Böceğin matematiksel olarak yapılan hesaplarda önü alınamaz derecede çoğaldığını belirten Arslantürk, "Bir çift kahverengi kokarca böceği ile çocukları sezonda 14 bin tane yumurta bırakıyor. Bu, çok korkunç bir zarar boyutunu ortaya koyuyor. Umudumuz, kışın yumuşak geçmesi. Eğer kış yumuşak geçerse, hayvan beslenemediği için kendi kendine yok oluyor. Zarar boyutu büyük olan bir böcek türü bu. Bu yıl Artvin tarafında yüzde 50-60 civarında fındığa zarar verdi. Önümüzdeki yıl eğer bu boyutta devam ederse, yüzde 80'lere kadar fındığa zarar verme ihtimali var. 500 rakıma kadar zarar verdiğini görüyoruz. Onun üzerinde hava koşullarında yaşamaya müsait bir hayvan değil" diye konuştu.
En Çok Okunan Haberler
- Narin Güran davasında karar açıklandı!
- Eskişehir'de Yeni Yıl Pazarı'na çirkin saldırı
- Yolcu uçağında facia: Çok sayıda kişi hayatını kaybetti!
- DEM Parti'den İmralı ziyareti sonrası açıklama
- Tandoğan sonrası
- 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde yangın
- Aliyev'den kaza sonrası flaş talep!
- Nevzat Bahtiyar'ın avukatı: 'Nevzat cinayetten beraat'
- Parlamenter sistemdeki genel sekreterlik yeniden kuruldu
- 'Nevzat boyutundan eksik kalmıştır'