Hazal Kaya 'Şakir Paşa Ailesi'nde: Gravür ve grafik sanatçısı Aliye Berger’i canlandıracak!

“Şakir Paşa Ailesi Mucizeler ve Skandallar” dizisinin Büyükada’daki köşkünün kurulduğu platoda çıkan yangında 50 milyon TL’lik zarar meydana gelmiş ve çekimlere kısa bir süre ara verilmişti.

Şu günlerde Kartal’daki platoda üç vardiya çalışarak dekor eski haline döndürülmeye çalışılıyor. Yeni bölümü yetiştirilmeye çalışılan diziye çok flaş bir isim katılıyor.

Birsen Altuntaş’ın aktardığına göre, Hazal Kaya kariyerinde önemli bir yere sahip olan projelere imza atan Fatih Aksoy’la geçen günlerde bir araya gelmişti. 

Kaya’ya Aksoy’un çocuk yaşlarını Azra Aksu’nun oynadığı Aliye Berger’i oynamasını teklif ettiği ortaya çıktı. Rolü kabul eden Hazal Kaya Türkiye’nin ilk kazıma ve oyma gravür sanatçılarımızdan Aliye Berger’e hayat verecek.

ALİYE BERGER KİMDİR?

Türk gravür ve grafik sanatçısı Aliye Berger, 1903 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Babası Şakir Paşa, amcası ise dönemin önemli devlet adamlarından sadrazam Cevad Paşa’dır. Ünlü yazar ve sanatçılar Cevat Şakir (Halikarnas Balıkçısı), Fahrünnisa Zeid, Füreya Koral, Nejat Melih Devrim ve Şirin Devrim gibi isimlerin yetiştiği bir ailede büyüyen Aliye Berger, okuma yazmaya küçük yaşlarda özel eğitimle başladı.

İlk öğrenimini tamamladıktan sonra Notre-Dame de Sion’a devam eden Berger, Birinci Dünya Savaşı sırasında okulun kapanmasıyla eğitimine başka bir Fransız okulunda devam etti. Resim ve piyano dersleri aldı ve tanınmış virtüöz ve eğitimci Karl Berger ile tanışarak evlendi. 1935-1939 yılları arasında Paris’te, ablası Fahrünnisa Zeid’in konuğu olarak sanat hareketlerini yakından takip etti. Londra’da ise üç yıl boyunca, gravür tekniği üzerine yoğun çalışmalar yapmak üzere John Buckland Wright’ın atölyesinde eğitim aldı.

1951 yılında Türkiye’ye dönen Aliye Berger, 140 parça gravürle İstanbul Fransız Konsolosluğu’nda ilk kişisel sergisini açtı. Ardından gravürü yaygınlaştırmak amacıyla, bu teknikle yılbaşı tebrik kartları tasarlamaya başladı. 1954’te İstanbul’da düzenlenen uluslararası bir kongrede birincilik ödülünü kazanarak büyük bir başarıya imza attı. Ertesi yıl katıldığı Tahran bölgesel Bienali’nde ise ikincilik ödülüne layık görüldü.

Sanatçının eserleri, İstanbul, Ankara, Londra, Paris, Viyana, Ravalpindi ve İslamabad gibi şehirlerde sergilendi. Ayrıca, birçok karma sergiye katıldı ve eserleri İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, Viyana Albertina Müzesi gibi prestijli koleksiyonlarda yer aldı. 1972 yılında İstanbul Taksim Galerisi’nde son sergisini açan Berger, sergisini aynı yıl Ankara’ya taşıdı. Sanatçının ölümünün ardından, 1975’te İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde geniş bir retrospektif sergi düzenlendi.

Aliye Berger'in gravürleri, sanatçının yaşamı boyunca edindiği renkli bakış açısının ve hayatı en büyük coşku ve aşk olarak görmesinin ürünüdür. 1960’lı yıllarda gravürün yaygınlaşmasına önemli ölçüde katkı sağlayan Berger, eserlerinde kasap kağıdı ve zımpara kağıdı gibi alışılmadık malzemeler kullanmıştır. Konularını, çevresindeki yaşamdan ve kişisel gözlemlerinden seçmiş, eserlerinde genellikle belirli bir temadan ziyade, sanatçıyı ilgilendiren, anlık olarak anlam kazanan görseller ön planda olmuştur.