Yenidoğan davasında üçüncü gün: 'Öldürsen dert' dediği konuşmayı yanıtlamadı!
Yenidoğan suç örgütü lideri, yöneticisi ve üyesi 22'si tutuklu 47 sanığın yargılanmasında üçüncü gün. Duruşmanın ilk iki gününde 6 sanık savunma yaptı. Tutuklu sanık hemşire Damla Atak, Kaya bebekle ilgili savunmasında "Bebek kötüydü ama acil bir müdahale gerektirecek bir durum yoktu. Satürasyonu normal. Kötü diye söyleme sebebim akciğerlerinin kanıyor olması" dedi.
İstanbul'da yeni doğan bebekleri, önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek, ihmal sonucu en az 10 bebeğin ölümüne neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları iddiasıyla 22'si tutuklu 47 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşmasının üçüncü oturumu bugün başladı.
Örgüt lideri Dr. Fırat Sarı ile örgüt yöneticisi Dr. İlker Gönen, 582 yıl 9'ar aya, diğer örgüt yöneticisi Gıyasettin Mert Özdemir ise 589 yıl 9 aya kadar hapis istemiyle yargılanıyor.
Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu bulunan 22 sanık, tutuksuz sanıklar ile tarafların avukatları katıldı. İlk duruşmanın geride kalan iki gününde 47 sanıktan 6'sı savunma yaptı.
"MADDİ ÇIKARIM YOK SUÇLAMALARI KABUL ETMİYORUM"
Bugün savunma yapan, Fırat Sarı'nın sevgilisi tutuklu sanık hemşire Cansu Akyıldırım, şu ifadeleri kullandı:
"2012 ile 2019 arasında farklı hastanelerin yoğun bakım servislerinde çalıştım. Çorlu Reyap'ta değil Esenyurt Reyap Hastanesi'nde çalıştım. Özel Birinci Hastanesi'nde çalıştım. TRG Hastanesi'nde de hasta bakım müdürü olarak çalıştım. Dolandırıcılık suçunu kabul etmiyorum. Maddi çıkarım olmamıştır. Ailemden aldığım maddi destek de vardır. Bu yüzden dolandırıcılık suçunu kabul etmiyorum. Bir örgüt veya çete olduğunu da düşünmüyorum bu yüzden örgüt üyeliği suçunu da kabul etmiyorum."
Sanık Akyıldırım, danışmanlık hizmeti aldıkları bir şirket olduğunu, bu şirkete hastaları danıştıklarını, herhangi bir hastada sıkıntı olması durumunda İlker Gönen'e ulaştıklarını anlattı. Cansu Akyıldırım, hesap hareketlerine ilişkin mahkeme başkanının sorduğu soruya, "Birinci Hastanesi'nde Medisense Danışmanlık hizmeti veren şirket var. Motivasyon amaçlı çalışanlara dağıtılmak üzere Medisense'den bana para aktarılırdı ben de çalışanlara dağıtırdım. Para hareketleri bunlardan ibarettir" şeklinde yanıt verdi.
"CİĞER FİLMİ ÇEKİLİRKEN KALBİ DURDU"
Yoğun bakımda ölen Kadan Bebek ile ilgi kendisine sorulan soruya Akyıldırım, şu yanıtı verdi:
"Ben o dönem Birinci Hastanesi'nde çalışıyordum. Kadan bebek, TRG Hospital'de doğdu. Ben gönüllü olarak TRG Hospital'deydim. Fırat Bey yardıma gitmemi söylemişti. Bebek geldiğinde mosmordu. Kapıya en yakın olan yoğun bakım kısmına aldım. Oksijen verip Dursun beyi aradım ama ulaşamadım. İlker beyi aradım, Dursun beye ulaşacağını söyledi. Dursun bey de kısa bir süre sonra geldi. Akciğer filmi çekilmesi gerekiyordu. Ben bebeği kaldırınca sağ tarafında bir şişlik farkettim ve Dursun beye bildirdim. Ciğer filmi çekilirken bebeğin kalbi durdu, müdahale başladı."
"PARAYA İHTİYACI OLDUĞU İÇİN SATTIĞINI SÖYLEDİ"
Mahkeme başkanının, "Konuşmalarda neden, 'epikizleri değiştirelim' ifadeleri var?" sorusuna Akyıldırım, "Ben sadece sisteme aktarıyordum Kopyala yapıştır şeklinde. Benim epikiz doldurma yetkim yok. Hiçbir şekilde de doldurmadım" diye yanıt verdi.
Denetimle ilgili Fırat Sarı ile olan tapeleri sorulan Akyıldırım, "Ben o dönem müdürdüm. Fırat Bey'e denetim raporlarını atıyordum" dedi. Cansu Akyıldırım, ilaç satışıyla ilgili soruya, "2023'te bir gün sabah Fırat Sarı beni aradı, 'bekle bir şey konuşacağız' dedi. Fırat, Hasan Basri ve ben oturduk. Fırat, Hasan Basri'ye, 'yaptın mı gerçekten' dedi. Hasan’da 'Paraya ihtiyacım vardı' dedi. Bunun üzerine Fırat, 'Söylesen yardımcı olurduk' dedi. Hasan Basri kredi çektiğini gösterdi. Ortalama 20 kutu kadar curusorf satıp para aldıklarını söyledi" diye yanıt verdi.
"MEDYA YANLIŞ İTHAMLARDA BULUNDU"
Sanık Cansu Akyıldırım, "Ben maaşlı çalışandım. Herhangi bir maddi çıkar sağlamadım. Ortada bir örgüt, çete olduğunu düşünmüyorum. Üye olduğumu da kabul etmiyorum. 7 aydır tutukluyum. Dosya, medya tarafından çok dallanıp budaklandı. Yanlış ithamlarda bulunuldu. Böyle bir dosyada yargılandığım için üzgünüm" dedi.
"HİÇBİR ZAMAN İHMALİ DAVRANIŞ GÖSTERMEDİM"
Tutuklu sanık hemşire Çağla Durmuş, savunmasında herhangi bir örgüte üye olmadığını, ortada bir örgüt olmadığını düşündüğünü söyleyerek, "Ne dolandırıcılık ne ihmali davranışla öldürme suçlarını kabul etmiyorum. Bir sürü borcum var zaten, ben dolandırıcılık yapmış olsaydım daha farklı olurdu. Öldürmeye ilişkin de kesinlikle hiçbir zaman ihmali davranışta bulunmadım" dedi.
'BIRAKIYORUM' İFADESİ: "KASTIM DÜŞÜNMEYİ BIRAKMAKTI"
Mahkeme başkanı, sanık Durmuş'a tapelerde hastayla ilgili, "Ölüyor mu ne yapıyorsa yapsın, bırakıyorum" ifadesini sordu. Sanık Çağla Durmuş, "Orada 'bırakıyorum' ifadesinden kastım düşünmeyi bırakmaktı. Makinede ayarsızlık olduğu için değerler bir çıkıp bir iniyordu. İhmal etmek anlamında değil. Serzenişte bulunuyorum. Malzeme eksikliğinden bahsetmişim, Bağcılar Medilife Hastanesi'nde sürekli malzeme sıkıntısı oluyordu. Yönetime de bu konuda sürekli mail atıyordum" diye yanıt verdi.
"EKSİKLİKLERİ KAST ETMİŞİMDİR"
Sanık Durmuş'un, Gıyasettin Mert Özdemir ile olan görüşmesinde "Ortalığı çok dağıttık. Herkes nerede çalıştığımızı biliyor" dediği ve bunun ne anlama geldiği soruldu. Sanık Durmuş, "İşletme mantığından bahsediyordum" yanıtını verdi. Tapenin devamında, "Bir şey yakalacaklar" ifadesi için ise, "Dosyalardaki eksikliklerden bahsediyordum" dedi. Durmuş, tapede geçen, "Patlamayız umarım" ifadesi için de "Dosyalardaki eksiklikleri kastetmişimdir diye düşünüyorum" dedi.
"DOKTOR YOK DEDİM AMA VARDI"
Yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybettiği iddianamede yer alan Havvanur Karakoç isimli bebeğin ölümünden sorumlu tutulanlardan biri olan sanık Durmuş, "Karakoç bebek kötüleştiğinde hemşire beni çağırdı. Bebeği entübe edip hemen müdahaleye başladık. Ben ilk ifademde doktorun orada olmadığını söylemiştim ama oradaydı. Sonradan hatırladım. Hastaya damar yolu açıldı. Ama hasta dönmedi" dedi.
"NORMALİN DIŞINDA İŞ YAPILMIŞ GİBİ"
Mahkeme başkanı, sanık Çağla Durmuş'a, İlker Gönen ile arasında geçen, Karakoç Bebek ile ilgili konuşmada, "Yeniymiş gibi göstereceğiz değil mi" ifadesini sordu. Sanık Durmuş, "Sabahtan itibaren kötüydü" dedi. Başkan, "'Yeniymiş gibi göstereceğiz' derken sanki normal olanın dışında iş yapılmış gibi" dedi. Durmuş ise, "Hayır normalin dışında bişey yapılmadı" diye yanıt verdi.
BAŞKANIN SORULARINI GEÇİŞTİRDİ
Sanık Çağla Durmuş, denetimden sonra gerçekleştirdiği konuşmada geçen, "İlaçları hemen kaldırdık, sakladık. Bir şey görmediler" ifadesi için, "İlaçlardan bahsetmişim" yanıtını verdi. Durmuş, ilaçları neden sakladıklarına dair bir açıklama yapmadı. Sanık Çağla Durmuş, tapeler hakkındaki sorulara; o tapede ne üzerine konuşulmuşsa, "O konudan bahsetmişim" şeklinde yanıtlar verdi. Sanık Durmuş, son olarak, "Biz hekimler ne dediyse onu uyguladık hemşireler olarak" dedi.
"KAYA BEBEĞİN AKCİĞERLERİ KANIYORDU"
Tutuklu sanık hemşire Damla Atak, savunmasında, "Kaya Bebeğin doğumuna bizzat kendim girdim. Doğumda Dr. Ümit bey vardı. Ümit beyin soyadını bilmiyorum çünkü daha kaydı olmamıştı. Bebeğin genel durumu zaten kötüydü. Doğumdan sonra Dr. Ümit beyi aradım. Bana herhangi bir yönlendirmesi olmadı. Geleceğim ya da gelmeyeceğim gibi bir şey söylemedi. Ertesi gün Ümit bey arayarak hastanede işe başlamayacağını söyledi. Sebebi de gece aranmak istemiyormuş. Kaya bebek için ben Başhekime mesaj attım '500 gram bebek var, ciğerleri kanıyor' diye. Ümit bey, Şeyhmus beyin yerine gelmişti. Ümit bey gittikten sonra başka bir doktor gelecekti ama o da sonradan vazgeçip gitti. Bu gelip giden doktorların hastanede kayıtları yapılmadan işe başlamaktan vazgeçtikleri için kaşeleri yoktu, bu yüzden Şehmus beyin kaşesini kullanıyorlardı" dedi.
"BEBEK KÖTÜYDÜ, AMA ACİL MÜDAHALELİK DURUM YOKTU"
Sanık Atak, şöyle devam etti:
"Dr. Rıza bebeğin öldüğü gün hastaneye geldi. Kaya bebeği gördü, vizitini bile beraber yaptık. O gece shift olarak Batuhan’ı bıraktığım için Kaya bebeğin ölümünden sorumlu tutuluyorum. Ona bakarsanız ben de acil tıp teknisyeni çıkışlıyım. Benim de orada olmamam gerekirdi. Savcı bey ifademi alırken, 'Bebeğin kötü olduğunu bilerek Batuhan’a neden bıraktın?' diye sordu. Bebek kötüydü ama acil bir müdahale gerektirecek bir durum yoktu. Satürasyonu normal. Kötü diye söyleme sebebim akciğerlerinin kanıyor olması. Meslektaşlarım bilir ki 500 gram bebek için kötü denir. Rıza Beyin 'Olmadı fişi çek' dediğini savcılıkta duydum. Kaya bebeğin ölümünde ihmalden suçlanıyorum. Bu konuda konuşmaktan zorlanıyorum zaten. İddianameyi görmedim. Cezaevinde çok kalın olduğu için vermediler, bilmiyorum. Rıza beyin 'kötüleşirse tüpünü çekersin' dediğini savcı bey tapelerini okuduğunda öğrendim" dedi.
"SAVCI BEY BEBEK ÖLÜMÜNÜN BANA KALACAĞINI SÖYLEDİ"
Damla Atak, "Savcı bey, bebek ölümünün bana kalacağını söyledi. Ben de, 'gelmeyen bir doktor varken nasıl bana kalıyor' diye sordum. 'Bu senin iddian' dedi. Ben de telefon kayıtlarına bakılmasını talep etti. Doğukan beni aramamıştı. Arasaydı o gece görevim olmamasına rağmen giderdim" dedi.
Sanık Gıyasettin Mert Özdemir ile ileri derecede samimiyetleri ve duygusal olarak yakın ilişkilerinin olduğunu ifade eden sanık Damla Atak, "Mert Özdemir, hastanelere gönderdiği hastalar hakkında bilgi almak istiyordu. Gıyasettin Mert Özdemir yoğun bakım işletseydi bunu bilirdim diye düşünüyorum ama bu konuda bana bir şey söylemedi" dedi.
"GÖRMEDİĞİM BİR BEBEĞİN ÖLÜMÜNDEN SORUMLU TUTULUYORUM"
Damla Atak’ın ardından Kaya bebeğin ölümünden sorumlu tutulan tutuklu sanık Doktor Rıza Keykubat’ın savunması alındı. 20 yıllık doktor olduğunu söyleyen Keykubat, “Bu zamana kadar hiçbir soruşturmada şüpheli ya da sanık olmadım. Dosyadaki olaylarla alakam olmamasına rağmen karşınızda olmaktan kahroluyorum” dedi.
"TÜRK ADALETİNE GÜVENİYORUM HAKSIZ YERE TUTUKLUYUM"
Kaya bebeği hiç görmediğini söyleyen sanık, "Hiç görmediğim bir bebeğin ölümünden sorumlu tutuluyorum. Hiç tanımadığım kişilerle aynı örgütte olmakla suçlanıyorum. Türk adaletine güveniyorum ve haksız tutukluluğuma son verileceğine inanıyorum. Ben haksız yere tutukluyum" dedi.
"BEBEĞİN ÖLECEĞİNİ DÜŞÜNDÜKLERİ İÇİN DOKTOR ARADILAR"
Güney Hastanesi’nde hiç çalışmadığını söyleyen sanık doktor Keykubat, "Kaya bebek 13 kasımda doğdu. 15-16 Kasım'a bağlayan gece öldü. Eşim henüz bu tarihte o hastanede çalışmaya başlamadı. Ben suçsuzluğumu ispat ederim. Ayın 13’ünde doğan bebeğin vefat edeceğini düşündükleri için hastaneye doktor aradıklarına dair konuşmalar vardı" dedi.
"DENETİMDE DOKTOR EKSİĞİ YOKMUŞ GİBİ GÖSTERMEK İÇİN"
Sanık Dr. Rıza Keykubat, "Ali Dirik, Kaya bebek ex olmadan birkaç saat önce eşimin SGK kaydını yapmış. Denetime geldikleri zaman fazladan bir doktor varmış gibi, doktor eksikliği yokmuş gibi göstermek için bunu yaptı" ifadelerini kullandı.
Sakın Keykubat, "Damla dahil bircok kişi benim hakkimda çirkin iftiralar attılar. Kimseye bir yonlendirme yapmadım, benim böyle bir yetkim yoktu. Ben de bir babayim, ben neden böyle bir şey yapayım. Gerekli herkese tedavi uyguladım, bunlarin hepsi yalandır, iftiradır, gerçek değildir. Kimeseyle maddi veya manevi ortaklığım yoktur, kimseden bu işler için para almadım. Haksız yere tutukluyum. Aleyhime hiçbir somut delil yoktur. Dosyanın genişliği sebebiyle yeterli incelenmediğini düşünüyorum. Kaya bebeğin vefatıyla ilgili sorumluluğum olmadığını gösteren tapeler vardır. Sayın savcı bu dosya için Sağlık Bakanlığı'ndan rapor istedi. Bu raporda Kaya bebekle ilgili bir kısım da vardır. Orada benimle ilgili bir şey yok. Adım orada geçmiyor. Bakmakla yükümlü olduğum hastalar vardır. Ailem vardır. Tahliyemi talep ederim" diye konuştu.
"ÇEK FİŞİNİ GİTSİN" İFADESİ SORULDU
Keykubat, Batuhan ile olan "Yaşama imkanı yok, çek fişini gitsin" ifadesi için, "Ben bu ifadeyi kullanmadım. Ben Batuhan'a mavi kod vermesini söyledim. Ben böyle çirkin bir cümleyi asla ve kesinlikle söylemedim. Ben, sanık Damla'nın, 'Dr. Rıza geldi Kaya bebeği gördü' şeklindeki ifadesini de kabul etmiyorum. Ben o bebeği görmedim" dedi.
"MÜVEKKİLİM ÇOCUĞUNU BİSKÜVİ KUTUSUNDA ALDI"
Sanık Keykubat'ın savunmasında sık sık "10 yaşında çocuğum var" demesi üzerine, Kaya bebeğin babasının avukatı, "Sanık savunmasında sürekli 10 yaşında çocuğu olduğunu dile getirerek bunu bir ajite aracı olarak kullanıyor. Müvekkilim çocuğunu morgtan bisküvi kutusunda aldı ve bir buçuk saat o bisküvi kutusu kucağındayken yolculuk yaptı" diyerek tepki gösterdi.
"USULSÜZLÜK YAPILDIĞINI ANLAYINCA ŞİKAYETÇİ OLACAĞIMI SÖYLEDİM"
Birinci Hastanesi Yatış ve Hasta Hakları biriminde çalıştığını söyleyen tutuklu sanık Emine Avcı savunmasında alakası olmayan bir dosya kapsamında yargılandığını söyleyerek, "Burada yargılanmaktan çok ciddi üzüntü duyuyorum" dedi. Yabancı uyruklu bir bebeğin cenazesinin ailesine teslim edilmemesi olayıyla ilgili bildikleri sorulan Avcı, "Babaanne bana gelip torununun cenazesini alamadığını söyledi. Ödemeyi de yaptığını söyledi. Ödemeyi nerede yaptığını sorduğumda yoğun bakımda yaptıklarını söyledi. Ben de Hakan Doğukan Taşçı’yı arayarak durumu sordum. Bana yaptığı konuşmadan usulsüzlük yapıldığını anladım. Sonrasında kendisini tekrar aradım ve şikayetçi olacağımı, hastane yönetimine de bildireceğimi söyledim" dedi.
"HASTADAN KOMİSYON ALACAĞINI SÖYLEDİ"
Sanık Avcı, "Hasan Basri Gök beni arayarak hastadan kendi komisyonunu aldıklarını anlattı. O da beni tehdit etmeye çalıştı. Benim tepkim tapelerde de açık ve nettir. Kendisinin yüzüne kapattım telefonu. Yaşananları yöneticilerime de anlattım" diye konuştu.
"MOTİVASYON ÖDEMESİ ALDIM"
Tutuklu sanık hemşire Mehtap Sayar, savunmasında, "Ben örgüte üye değilim. İş dışında şahıslarla ilişkim yok. Bir çoğunu tanımam. Suçlamaları kabul etmiyorum. 2016’dan beri Reyap Hastanesinde çalıştım. Fırat Sarı’yı hastaneden tanıyorum" dedi. Medisense ve Fırat Sarı ile olan hesap hareketli sorulan sanık Sayar, "Motivasyon ödemesi alıyordum ben de. Onun haricinde şahsi borç verdiğim oldu. Fırat Sarı’ya tutuklanmadan önce verdiğim borcuda alamadım. Özel hastanelerin maaşları düşük. Fırat bey böyle tamamlıyordu" dedi.
Sanık Sayar, savunmasının devamında, "Hasan Basri Gök ile 2019 senesinde tanıştık. İlk dönemde aramızda bi flört ilişkimiz oldu. Sonra normal iş ilişkimiz oldu, ismi konmuş bir ilişkimiz yoktu. Kendisinin farklı bir boyuta taşıma niyeti vardı” dedi.
"ÖLDÜRSEN DERT" DEDİĞİ KONUŞMAYI CEVAPLAMADI
Hasan Basri Gök’ün, "Mehtap öldür şu bebeği" demesi ve kendisinin de, "Öldüreceğim de öldürsem de dert" şeklindeki sözleri sorulan sanık Sayar, "Sıkıntılı bir bebek hakkında geçen sıkıntılı bir konuşma. Ben bunun psikolojik baskısını yaşadım. Konuşmak istemiyorum" dedi.
"MAAŞ ÖDEMESİ İLE FAZLA ÇALIŞMAMIN KARŞILIĞINI ALDIM"
Tutuklu sanık hemşire Mehmet Halis Başli savunmasında, "Suçlamaları kabul etmiyorum. Yasal olmayan bir işlem yapmadım. Yanlış bir uygulamada da bulunmadım. 2022'de Bağcılar Şafak Hastanesi'nde, sonrasında ise TRG Hastanesi'nde çalıştım" dedi. Hesap hareketlerine ilişkin konuşan sanık Başli, işletmeden maaş ödemesi aldığını, ek ödemelerin ise fazla çalışmasının karşılığı olarak ödendiğini savundu. Mehmet Halis Başli, "Hastaların şekerini, tansiyonunu, beslenmesini biz gün içinde yazarız. Doktorlar da bizim notlarımızdan faydalanarak epikriz yazıyorlardı" diye konuştu.
DURUŞMA YARIN DEVAM EDECEK
Sanık Mehmet Halis Başli'nin savunmasının ardından duruşma yarın saat 09.30'a ertelendi. Yarın, ilk duruşmanın dördüncü gününde de sanıklar savunmaları alınacak.
En Çok Okunan Haberler
- İstanbul'da hissedilen deprem!
- Yoğun bakımdaki Emre'den acı haber
- Salonu terk ettiler!
- Ukrayna 'bin kilometre' uzaktaki hedefleri vurdu!
- 'Bunu da yaptınız, yazıklar olsun!'
- Türkiye bağlantıları dikkat çekti!
- 'Yaptığınız kötülük hiç unutulmayacak!'
- Özlem Gürses'e ev hapsi!
- Fenerbahçe'den Jose Mourinho kararı!
- Ünlü şarkıcı Mustafa Keser'den kötü haber!