Yankı Bağcıoğlu'ndan TCG PİRİREİS'i hizmete girişi üzerine açıklama

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milli Savunmadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, TCG PİRİREİS denizaltısının hizmete girmesiyle ilgili bir açıklama yaptı. Bağcıoğlu, Türkiye'nin milli savunma projelerinde önemli bir potansiyele sahip olduğunu vurgularken, bu başarıların ardındaki gecikmelere dikkat çekerek savunma sanayi projelerine dair bir durum değerlendirmesinin zorunlu olduğunu belirtti.

"TCG PİRİREİS, DENIZ KUVVETLERİMİZE OYUN KURUCU KATKI SAĞLAYACAK"

Bağcıoğlu, TCG PİRİREİS'in hizmete girişini büyük bir mutluluk ve gururla karşıladığını ifade etti. Denizaltının, özellikle günümüz deniz harekâtının başarısı açısından hayati öneme sahip olduğunu ve Türk Donanması'na "Oyun Kurucu" bir katkı sağlayacağından emin olduğunu söyledi. Ancak, Bağcıoğlu, bu başarının ardında yatan gecikmelere de dikkat çekti.

Bağcıoğlu, denizaltı projesinin takvimini detaylı bir şekilde incelediklerinde, konsept ve tasarım çalışmalarının 1993 yılında başladığını, inşa kararının ise 2005 yılında alındığını ve TCG PİRİREİS'in inşasına 2015 yılında başlanabildiğini belirtti. Bu durumun, Türkiye'nin milli savunma projelerinde yaşadığı gecikmelere dair bir örnek teşkil ettiğini vurgulayan Bağcıoğlu, benzer gecikmelerin TF-2000 Hava Savunma Muhribi ve ALTAY Ana Muharebe Tankı gibi kritik projelerde de yaşandığını ifade etti.

KOMŞU ÜLKELERLE KIYASLAMA: TÜRKİYE GERİDE KALDI

Bağcıoğlu, Türkiye'nin bölgesindeki ülkelerin denizaltı filolarını nitelik ve nicelik olarak geliştirmek için son 20 yılda büyük projeler yürüttüğünü belirtti. Örneğin, Yunanistan’ın 2010 yılında havadan bağımsız denizaltıları envanterine kattığını ve bu konuda Türkiye’nin gerisinde kaldığını söyledi. Benzer şekilde, Portekiz, Almanya, İtalya, Kore Cumhuriyeti gibi ülkelerin de bu tip denizaltılara Türkiye'den daha önce sahip olduğunu dile getirdi.

Bağcıoğlu, savunma sanayi projelerindeki gecikmelerin temel nedenlerini değerlendirirken, projelere yönelik çok başlı bir yapının varlığından söz etti. Savunma Sanayi Başkanlığı’nın, Kuvvet Komutanlıklarının rolüne soyunarak harekât ihtiyacı tanımlama sürecinde sorunlar yaşandığını ve sınırlı savunma sanayi kaynaklarının düşük öncelikli projelere aktarıldığını belirtti.

Bağcıoğlu, Savunma Sanayi İcra Komitesi'nin yapısal sorunlarına dikkat çekerek, Kuvvet Komutanlarının bu komitede yer almamasının ve yalnızca Genelkurmay Başkanı’nın bulunmasının, savunma sanayi projelerinin karar süreçlerinde önemli bir eksiklik olduğunu vurguladı. Ayrıca, hükümete yakın iş adamlarına ait firmaların önceliklendirilmesinin de bu yapısal sorunların bir sonucu olduğunu belirtti.

ŞEFFAFLIK VE HESAP VEREBİLİRLİK İHTİYACI

Bağcıoğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin acil ihtiyacı olan sistemlere öncelik verilmesi ve kaynakların etkin şekilde kullanılması gerektiğini ifade etti. Savunma sanayi projelerinin şeffaf, adil ve hesap verebilir bir yapıya kavuşturulmasının önemini vurgulayan Bağcıoğlu, savunma sanayinin siyasi etkilere açık bir hale geldiğini belirterek, bu durumun milli güvenlik ve dış politika açısından tehdit oluşturabileceğini söyledi.

"MILLÎ SAVUNMA BİR DEVLET POLİTİKASIDIR"

Son olarak, Bağcıoğlu, milli savunma sanayisinin geliştirilmesinin bir devlet politikası olması gerektiğini vurguladı. Savunma projelerinin akıl, bilim ve temel ahlaki değerler ışığında yönetilmesi gerektiğini belirten Bağcıoğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaçlarını karşılamak için daha etkin bir planlama, programlama ve bütçeleme mekanizmasının kurulması gerektiğini ifade etti.