Uzmanlara göre ‘Gezi’ye medya kuşatmasının asıl amacı: Halka karşı yargı sopası
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2013 yılında milyonlarca yurttaşın katıldığı Gezi Parkı eylemlerine yönelik medya organlarını içerisine alan yeni bir soruşturma başlatması kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Söz konusu soruşturmanın hukuki boyutu hukukçular tarafından eleştirilirken konunun siyasi boyutunun ayrıntıları merak konusu oldu. İktidarın bu soruşturmayla birlikte yeni bir sindirme operasyonu başlatıp başlatmayacağı bilinmezken konuyu siyaset bilimcilere ve siyasal iletişim uzmanlarına sorduk. Onur Alp Yılmaz, Suat Özçelebi ve Ceren Kumbasar Mumay sorularımızı yanıtladı.

Siyaset Bilimci Doç. Dr. Onur Alp Yılmaz, sürecin sadece yargısal bir mesele olmadığını iktidarın hegemonya kurma çabasının bir yansıması olduğunu belirtti. İktidarın Gezi Parkı'nı büyük bir travma olarak tanımladığını ifade eden Yılmaz, toplumun siyaset sahnesinde özne olmaya başlamasının iktidarın popülist anlatısını sarstığını söyledi. Bu sebeple muhalefetin yalnızca siyasi olarak değil, ekonomik ve kültürel açılardan da baskı altına alınmak istediğini ifade etti.
FETHULLAHÇILARA DA BAKILMALI!
Onur Alp Yılmaz, toplumun her kesiminin aynı baskıyı görebileceğine değinerek, "Eğer gerçekten 12 yıl öncesine dönülecekse, iktidara yakın medya organlarının o dönem Fethullahçı yapılanma hakkında neler yazdığına da bakılmalı. Ancak görüyoruz ki burada amaç hukukun üstünlüğü değil, muhalif olanları cezalandırmak" dedi.
'YENİ BİR BASKI ARACI'
Siyasal İletişim Umanı Suat Özçelebi, Türkiye’nin artık rekabetçi otoriter rejimden, seçimlerin bile demokratik niteliğinin tartışıldığı bir sisteme evrildiğini söyledi. Özçelebi, bu süreçte gözaltı ve tutuklamaların devam edebileceği uyarısında bulundu. Özçelebi, Gezi Parkı soruşturmasının arkasındaki amacı da şu ifadelerle yorumladı: Bu, bir tür gündem mühendisliği. Türkiye’nin gerçek gündemini, özellikle ekonomiyi ve derin yoksulluğu unutturmak için yapay krizler yaratılıyor. İktidar, Gezi Parkı’ndaki demokratik protestoları terörize etmek ve bu süreçte demokratik tepkisini gösterenleri yargı sopasıyla sindirmek istiyor. Osman Kavala, Çiğdem Mater, Tayfun Kahraman, Can Atalay ve Mine Özerden’in halen cezaevinde olduğu unutulmamalı. Şimdi yeni isimler eklenerek Gezi’ye destek veren herkes yeniden hedef alınıyor.”
YÜZDE 20’LİK GÜVEN!
Medya kayıtlarının incelenmesini bir baskı politikası olarak değerlendiren Siyasal İletişim Ceren Kumbasar Mumay, yargıya duyulan güvenin giderek azaldığını vurguladı. Geçen ay yapılan üç farklı ankette, hukuka güvenenlerin oranının en fazla yüzde 21.1 olduğunu söyleyen Mumay, rekabetçi otoriter rejimlerde baskının artmasının iki sonuç doğuracağını dile getirdi. Birisinin toplumun korku iklimine alışarak rıza göstermesi olabileceğini, diğerininse haksızlıklara karşı daha fazla ses çıkartılmaya başlanacağını belirtti.

En Çok Okunan Haberler
-
Özel direnişin yeni adresini açıkladı, saat verdi!
-
Özel, güncel boykot listesini duyurdu
-
'Ben sana ne lakap takayım?'
-
Türkiye nereye gidiyor? İki ülkeyi örnek verdi...
-
Süleyman Soylu'dan 'tehdit' gibi sözler!
-
Erdoğan'dan '1 saatliğine' sokağa çıkma izni istedi
-
Üniversite öğrencileri Şişli Belediyesi'ne yürüdü
-
Espressolab: 'Biz siyaset değil, kahve yapıyoruz!'
-
Kayyum Kent Lokantalarını kapattı mı?
-
'Bahçeli entübe edildi' dedi, MHP'den sert yanıt geldi