Uzmanlar çocuk gelişiminde ilgi ve sevgiyi etken olarak niteliyor: Ebeveyn tavrı önemli

Çocuk istismarında, çocuklara uygulanan fiziksel ve cinsel istismarın yanı sıra ebeveynlerin çocuklarına gerekli ilgi ve sevgiyi göstermemesi bir etken olarak nitelendiriliyor.

Uzmanlar çocuk gelişiminde ilgi ve sevgiyi etken olarak niteliyor: Ebeveyn tavrı önemli
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 29.10.2024 - 04:00

Çocuk istismarı, Türkiye’de engellenemeyen ve her geçen gün artan bir sorun haline geldi. Çocuk istismarında, çocuklara uygulanan fiziksel ve cinsel istismarın yanı sıra ebeveynlerin çocuklarına gerekli ilgi ve sevgiyi göstermemesi bir etken olarak nitelendiriliyor. Uzmanlar, ebeveynlerin çocuklarına ilgili göstermemesini ileride çocukların daha büyük istismarlara karşı kayıtsız kalacağını belirtiyor.

‘İHMAL İSTİSMARA DÖNÜŞEBİLİR’

Uzman psikolog Servet Aşan, çocuk istismarına ilişkin Cumhuriyet’e ilişkin açıklamalarda bulundu. Aşan, ihmal ile istismarın ayrı konular olduğunu belirterek, “Çocuk istismarı, bir çocuğa bir yetişkin tarafından zarar verici yaklaşımları kapsar. Ancak çocuğun ihtiyaçlarına yönelik ihmaller bir süre sonra maalesef istismara dönüşebiliyor. Çocuğun beslenme, barınma, sağlık, eğitim, sevgi ve psikolojik ihtiyaçları karşılanmadığında çocuğun istismara maruz kalma ihtimalleri de artıyor. Bir süre sonra ebeveynlerinin de bu yaklaşımları daha ileriye seviyelere dönüşebiliyor. Bu süreç artık maalesef istismarın kapılarını aralıyor” dedi.

‘İHMAL TÜM YAŞAMI ETKİLER’

“Çocuk Psikolojik olarak ebeveynlerle olan ilişkileri sonucunda özsaygısını, özgüvenini, güven duygusunu ve dış dünyayla olan ilişkisini anlamlandırıyor. Çocuğun gelişim dönemlerinde yaşadığı sorunlar bir sonraki gelişim dönemlerini de etkileyebiliyor” diyen Aşan, “Yeterli ilgi ve sevginin gösterilmemesi de çocukların bir tür ihmale maruz kaldığını gösterir. Bu ihmal sadece çocukların belirli dönemlerde yaşayabileceği olumsuz sonuçları değil, yaşamı boyunca yaşayabileceği tüm olumsuz süreçleri de içerebiliyor. Örneğin; çocuğun annesinden beklediği sevgiyi göremediğinde, ileri de yaşayabileceği ilişkilerinde, sevgi arayışı içerisinde olabileceğini veya ona duyulan sevgiyi inkâr edebileceğini hatırlamak gerekir” ifadelerini kullandı.

‘HER GÜN 5 ÇOCUK YAŞAMINI YİTİRİYOR’

Çocukların çevre bakımına gereksinim duyan ve çevre desteği sayesinde dünyada varlığını sürdürmeye çalışan bireyler olduğunu vurgulayan pedagog Ebru Şan ise “Bu nedenle şiddetin mağdurlarında en yukarlarda bulunan ve belli yaşa kadar da savunmasız olarak da karşımıza çıkıyor çocuklar. Çocuk istismarı çocuklar üzerinde fiziksel ve psikososyal olumsuz etkiler de bırakıyor. Dünya Sağlık Örgütü bize bu konuda bazı veriler sunuyor” dedi. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerini aktaran Şen, dünyada her gün çocuk istismarından dolayı 5 çocuğun yaşamını yitirdiğini, 4 kız çocuğundan 1’i ya da 5 erkek çocuğundan 1’i de cinsel tacize uğradığını belirtti. Türkiye’de çocuk istismarına ilişkin yoğun gündemler yaşandığını belirterek, “Çocuk istismarını sadece cinsel istismar olarak ele almamak gerekir. Çünkü aslında çocuk istismarı fiziksel, cinsel, duygusal ve ihmal olarak 4 başlıkta incelenir. En sık karşılaşılan fakat en zor tanı alan istismar türü duygusal istismardır. UNICEF, duygusal ve ihmal istismarını birlikte ele alır” diye konuştu. Çocukların ebeveyn sevgisinden yoksun bırakılması, sürekli olarak terk edilmeye tehdit edilmesi ve gelişime uygun olmayan sorumlulukların yüklenmesinin duygusal istismara girdiğini belirten Şen, ihmalin ebeveynlerin, çocuklara temel koşulları sağlamaması olduğunu bildirdi.

‘KADIN HAKLARININ İHLALLERİNE DE KAYNAKLIK EDİYOR’

Hukukçu Doğan Erkan, toplumdaki birçok istismarın temelinde çocuklukta görülen istismarların olduğuna vurgu yaparak; “Çocuklukta görülen ebeveyn şiddeti kadının gelecekte flört şiddetini kanıksar hale gelmesine sebep oluyor. Aslında hakların bütünlüğü ve korunma mekanizmalarının da bütünlüğüne delalet ediyor mesele. Çocuk hakları ve koruma mekanizmaları geliştirilmeyince kadın haklarının da ihlaline kaynaklık ediyor. Çocuğun maruz kaldığı psikolojik şiddete karşı bilinçlendiren kamusal mekanizmalar ve eğitim programları yok. Çocuk, kadın olduğunda başka bir psikolojik şiddete açık hale getirilmiş oluyor. Ancak kamusal, uzmanların eğitim sisteminin parçası oldukları mekanizmalar ile toplumsal tutumların alınabildiği örgütlü bir toplumla tüm bunların bir arada olduğu modellerde hakların mücadelesi ve içselleştirilmesi sağlanabilir” dedi. Anayasanın devletin temel amaç ve görevlerinı saydığı 5. maddesini anımsatan Erkan, “Psikolojik şiddet ve bunun mağdurlarının önündeki bariyerler; çağdaş toplumun, refah toplumunun ve haysiyetli yurttaşlığın bizzat devletin pozitif yükümü olduğu bir modelde kaynağından engellenebilecektir” ifadelerini kullandı. 


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon