Uğur Mumcu 32 yıl önce bugün katledildi: 'Tehlikeyi görmüştü'
Araştırmacı gazeteciliğin sembol ismi, doğrunun peşinde, “Kalpaksız Kuvvacı” Uğur Mumcu, 32 yıl önce bugün düzenlenen bir saldırıyla bedenen aramızdan ayrıldı. Ancak fikirleri, haklı çıkan uyarıları ve haberleriyle Cumhuriyet meşalesi olmaya devam ediyor.

Aradan geçen 32 yılda Uğur Mumcu suikastine ilişkin birçok soru yanıt bekliyor. Asıl sorumluların altında kalacağı duvarın ilk 'tuğla'sı bir türlü çekilemiyor. Uğur Mumcu’nun kamucu yanını Prof. Dr. Aziz Konukman, 'Sol'a bakışını ise Doç. Dr. Ömer Atagenç Cumhuriyet'e değerlendirdi.
Hiçbir zaman barışmadığı, uzlaşmadığı sistemin "Sakıncalı Piyade"siydi Uğur Mumcu. Araştırmacı gazeteciilik olgusunun ete kemiğe bürünmüş haliydi. "Kalpaksız Kuvvacı" olarak Milli Mücadele'nin antiemperyalist ruhunu özümsemiş, kendi anlatımıyla Kemalizmi yaşam biçimi gören ve dünyaya soldan bakan bir düşün insanıydı. Bir terör saldırısıyla aramızdan bedenen koparılan Mumcu, ömrününün son anına kadar terörsüz özgürlüğü ve demokrasiyi savundu.
GÜÇ VERMEYE DEVAM EDiYOR
Neoliberal politikaları savunanlara da, milli duyguları "Milliyetçilik A.Ş." gibi görenlere de kimlik siyasetini savunanlara da hep karşı durdu. Sol maskesiyle ayrılıkçı fikirlerini perdelemek isteyenlerin emperyalizmle çıkar ortaklığını çekinmeden ortaya koydu. Siyasal İslamcı anlayışının uzun vadeli hedeflerini en başta gören ve en yalın haliyle uyaranların başında geldi. Aramızdan ayrılışının 32. yılında o fikirleriyle yaşarken bizler onun haklılığının acı sonuçları ile karşı karşıyayız. Ve o, bizlere hâlâ umudu, cesareti, mücadeleyi aşılamaya devam ediyor.
"ERKEN FARK ETTİ, ENGEL OLMAYA ÇALIŞTI"
AKP iktidarının 2008'e kadar "IMF programı", 2008 sonrası ise "IMF'SIZ IMF programı" olarak savunduğu neoliberal politikalarda en kritik eşiklerden birisinin 24 Ocak Kararları olduğunu anımsatan Prof. Dr. Aziz Konukman, "Birçok ülkede bu tarz programlar darbe sonrası uygulanırken Türkiye'de tam tersine önce program sonra darbe şeklinde devam etti. O program bugünlerde özel sektör temsilcileri, onaylanmış bürokratlar, sivil toplum kuruluşlarından şeklinde üç ayaktan oluşan ama üç ayağının da sermaye tarafından belirlendiği bir programa evrildi" dedi. Kredi karşılığında; bütçe küçültme, KİT tasfiyesi ve sınıfsal kazanımları törpüleyen kuralsızlaşma dayatan modelin nasıl bir tehlike olduğunu Mumcu'nun çok erken fark ettiğini belirten Konukman, "Belki de programın bugünlerdeki halini de öngördü ve tüm gücüyle buna engel olmaya çalıştı" ifadelerini kullandı.
"AYDIN KUŞAĞININ TEMSİLCİSİ"
Mumcu’nun siyasal görüşlerinin Kemalist devrim ile sosyalizm arasında kurulan bağ temelinde olduğunu belirten Doç. Dr. İhsan Ömer Atagenç, Mumcu'nun Kemalist devrimden hareket ederek “emekçi halkın nasırlı elleriyle kuracağı bağımsız bir Türk sosyalizmi” hayalini her fırsatta dile getirdiğini söyledi. "Mumcu’nun Milli Mücadele’nin bir devamı olarak gördüğü eşitlikçi ve adil bir toplum özlemini yansıtan 'Türk sosyalizmi', 27 Mayıs sonrasına Avcıoğlu öncülüğünde yükselen Yön Dergisi sayfalarında güçlü bir şekilde pekiştirilmiştir. Avcıoğlu’nun sosyalizm temelinde Kemalizme yeni bir anlam kazandırdığı bu dönemde Mümtaz Soysal, İlhan Selçuk, Niyazi Berkes, Bedri Rahmi Eyüboğlu gibi isimlerden oluşan tarihi bir aydın kuşağı içinde Mumcu da yerini almıştır” ifadelerini kullandı.
‘TUTARLILIĞINI KORUDU’
Mumcu’nun politik görüşlerindeki tutarlılığın, 12 Eylül sonrasında Kemalizm ile sosyalizm arasındaki bağların kasıtlı olarak koparılmasına rağmen devam ettiğinin altını çizen Atagenç, “Sağ-sol tartışmasının popüler alanda gücünü yitirdiği bu dönemde kendisini hala sol bir düzlemde tanımlayan Kemalistlerin düşünsel arka planında Mumcu’nun güçlü bir rolü olduğu görülmektedir” dedi. Atagenç sözlerine şöyle devam etti:
“Dünya genelinde sağı yükselişe geçtiği, kimlik siyasetinin egemen olduğu, neoliberal düzenin toplumları atomize ettiği ve ortak bir direniş hattını farklı isimler altında yok etmeye çalıştığı bu çağda Türk toplumunun kolektif ihtiyaçlarına ve çıkarlarına seslenen halkçı, kamucu, aydınlanmacı ve toplumcu bir fikrin sosyalizm temelinde gelişmesine dair yükselen seslerin köklerinde Mumcu’ların, Avcıoğlu’ların, Selçuk’ların ve Soysal’ların mirası bulunmaktadır.”

En Çok Okunan Haberler
-
Ferhat Göçer: 'Yetkilileri defalarca uyardım'
-
DBL Entertainment'in sahibinden 'zorunlu' açıklama!
-
Trevor Noah'ın gösterisi iptal edildi
-
Kılıçdaroğlu'ndan 'Kurultay' sorusuna yanıt
-
Boykot ilk sonucunu verdi: 'Çekiliyoruz'
-
Cemal Enginyurt, o müftüye demediğini bırakmadı!
-
Eşinin tabut başındaki sözleri yürek yaktı!
-
Sevda Türküsev'in 'İmamoğlu' paylaşımı dalga konusu oldu
-
Sinan Burhan'dan, Özel'e 'İmamoğlu' yanıtı
-
'Seçim yapma vakti gelmiştir'