Tayfun Kahraman'dan İmamoğlu'nun mektubuna cezaevinden yanıt

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Gezi davasında 18 yıl hapis cezasına çarptırılıp tutuklanan Tayfun Kahraman'a mektup yazdı. Tayfun Kahraman ise İmamoğlu'nun "Döndüğünde her zamankinden çok daha fazla, çok daha ağır bir iş yükün olacak" sözlerine karşılık, "Nerede kalmıştık diyerek kolları sıvamak için sabırsızlanıyorum" diyerek yanıt verdi.

Tayfun Kahraman'dan İmamoğlu'nun mektubuna cezaevinden yanıt
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 12.03.2023 - 15:15

Kahramanmaraşlı merkezli meydana gelen, 11 ili etkileyen ve resmi rakamlara göre yaklaşık 50 bin kişinin ölümüne neden olan depremler sonrası olası depreme yönelik hazırlıklar da hız kazandı. 

Özellikle uzmanlara tarafından yıllardır söylenen olası büyük depremin yaşanacağı Marmara depremine ilişkin İstanbul deprem planlaması da devreye girdi.

Gezi Davası'nda 18 yıl hapis cezasına çarptırılan İBB Şehircilik Proje Koordinatörü  Dr. Öğretim Üyesi Tayfun Kahraman da bu süreçte konuya ilişkin sosyal medya hesaplarından avukatları aracalığıyla açıklama yaptı.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu da  şehir plancısı Tayfun Kahraman'a mektup yazdı. 

Birgün gazetesinde yayımlanan mektubunda İmamoğlu, "Martın sonu bahar, baharın ardı adalet. Buna o kadar çok inanıyorum ki. Yalnız sen ve senin gibi siyasetin dizaynı maksadıyla üretilmiş davalarla tutsak edilmişler için değil, bütün ülke için adalet. Yoksulluğun, çaresizliğin, ezilmenin, dışlanmanın baskısı altında hayatları bir tür hapishaneye dönüşmüş herkes için adalet" ifadesini kullandı.

"NEREDE KALMIŞTIK"

İmamoğlu'nun kaleme aldıkları şöyle:

"Sevgili Tayfun,

Bugünlerde İstanbul’da herkesin dilinde sen varsın. Adını, bu şehir için yaptıklarını, sana yaşatılanları bilmiyorlar belki ama herkes farkında olmadan senden söz ediyor.

Geliştirilmesine öncülük ettiğin Hızlı Tarama Testi hiç bu kadar revaçta olmamıştı. Yaşadığımız büyük deprem felaketi herkesi daha özenli, daha sorumlu davranmaya yöneltti. Herkes diyorum ama ülkeyi yönetenler hariç maalesef.

Bundan on yıl önce, Gezi Parkı park olarak kalsın diye harekete geçmenin ne kadar normal, ne kadar gerekli bir şey olduğunu herkese anlatmak pek kolay değildi. İnsanların gözlerinin inşaatla boyandığı günlerdi…

Bugün herhangi bir yönetici Gezi Parkı’na herhangi bir yapı dikmeye kalkacak olsa, “Orası bizim deprem toplanma alanımız, bizim hayat kaynağımız” diyerek bu rant hevesinin karşısına dikilmeyecek tek bir İstanbullu olabileceğini hiç zannetmiyorum. İstanbul’da kurdukları israf ve istismar düzenini hep birlikte yıktığımız o bir avuç insan Gezi Parkı’na dair kirli projelerini artık tamamen unutmak zorunda.

Bir zorunluluk daha var. Gezi Parkı park olarak kalmalıdır diyerek kente, doğaya, insana sahip çıktıkları için tutsak edilen, haksızlığa uğratılan, acı çektirilen, bedel ödetilen herkes için adaleti sağlamak zorundayız.

Martın sonu bahar, baharın ardı adalet. Buna o kadar çok inanıyorum ki. Yalnız sen ve senin gibi siyasetin dizaynı maksadıyla üretilmiş davalarla tutsak edilmişler için değil, bütün ülke için adalet. Yoksulluğun, çaresizliğin, ezilmenin, dışlanmanın baskısı altında hayatları bir tür hapishaneye dönüşmüş herkes için adalet.

Martın sonu bahar, baharın ardı özgürlük. Buna o kadar çok inanıyorum ki. Yalnız sen ve senin gibi tutsaklar için değil, bütün ülke için özgürlük. Farklı düşünen, farklı inanan, farklı yaşayan herkese özgürlük.

Az kaldı. Hep birlikte “nerede kalmıştık?” diyeceğiz. Cumhuriyet ve demokrasi yolculuğunda, hukukun üstünlüğüne dayalı bir sosyal devlet kurma hedefinde “nerede kalmıştık?” diyeceğiz. Ve eskisinden de kararlı, eskisinden de cesur, yola koyulacağız.

Her şey çok güzel olacak.

Sevgi ve dostlukla.

Not: Her şey çok güzel olacak ama bunu, yeniden aramıza, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne döndüğünde görev ve sorumluluklarının bir nebze olsun azalacağı şeklinde yorumlamamanı tavsiye ederim. Aksine, her zamankinden çok daha fazla, çok daha ağır bir iş yükün olacak. Fakat sevgili eşini ve kızını görme imkânının Silivri’ye oranla daha fazla olacağının sözünü verebilirim.

"KOLLARIMI SIVAMAK İÇİN SABIRSIZLANIYORUM"

Tayfun Kahraman da avukatları aracılığıyla sosyal medya hesabından İmamoğlu'nun mektubuna cevaben bir paylaşımda bulundu.

Kahraman, "Sevgili Başkanım Ekrem İmamoğlu, Mart'ın sonu bahar diyerek çıktığımız yolda Mayıs'ın da ülkemizde yeni bir dönemin başlangıcı olacağı inancıyla sizin liderliğinizde topluma karşı görev ve sorumluluklarıma kaldığım yerden devam etmek en büyük dileğim. Her şey çok güzel olacak" sözleriyle verdiği yanıtta şu ifadeleri kullandı:

"Sevgili Başkanım Ekrem İmamoğlu,

İstanbul'un emin ellerde, sizin öncülüğünüzde depreme hazırlandığını bilmek bana duvarlar ardında eli kolu bağlı tutulsam da güven veriyor.

Çok yakında milletin kazacağı ve kaybedeni olmayacak zaferlerle özgürlüğe kavuşacağımıza inanıyorum. Nerede kalmıştık diyerek kolları sıvamak için sabırsızlanıyorum.

Evet, Mart'ın sonu bahar diyerek çıktığımız yolda Mayıs'ın da ülkemizde yeni bir dönemin başlangıcı olacağını inancıyla sizin liderliğinizde topluma karşı görev ve sorumluluklarıma kaldığım yerden devam etmek en büyük dileğim. Vera ve Meriç ile kavuşmuş olmak bu zorlu yolculukta bana güç verecekç Her şey çok güzel olacak. Sevgi, Özlem ve Dostlukla,

Tayfun Kahraman / Silivri 9 No'lu -A 47 "

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler