Suat Toktaş tutuklandı: Eşi Ayşe Toktaş Silivri önünden ilk mesajını aktardı!

Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş, tutuklanmasının ardından Silivri Cezaevi’ne gönderildi. 

Toktaş'ı cezevinde ailesi ziyaret etti. Toktaş'ın eşi Ayşe Toktaş ve kızı Eylül Toktaş, Silivri Cezaevi'nin önünden Halk TV’ye konuştu.

Ayşe Toktaş, Suat Toktaş'ın cezaevinden ilk mesajını iletti. Ayşe Toktaş şöyle konuştu:

“Suat'ın en değer verdiği şey, en önemsediği şey bu meslekte meslek ahlakı, haber namusu, bunları çok önemsediğini Suat'la yolu kesişen herkes bilir. Suat için en vazgeçilmez, bu meslek için temel şeylerden biri meslek, ahlakı ve haber namusu. Yani, ne yaptığının farkında, orada buna buna karşıt bir şey yapılmadığının farkında.

"YAPILAN HUKUKSUZLUĞUN FARKINDA"

Yapılanın da hukuksuz olduğunu düşünüyor, düşünüyoruz hepimiz. Çünkü avukatlar da dün mahkemeye sundukları içtihatlarla, Anayasa Mahkemesi kararıyla bu tutuklanmayı gerektirecek bir durumunun olmadığını çok açıkça söylemişler. Sonucun bu şekilde olmasına şaşkın o hukuksuzluğun farkında.

TOKTAŞ'IN MESAJI

Sizlere mesaj verdi. En önemli mesajı izleyiciye verdi. En önemli mesajı Türkiye vatandaşlarına verdi. Sadece Halk TV izleyicilerine değil, bütün herkese, sesi duyulmayan, haberi önemseyen, haberi, sansürsüz önemseyen herkesin, haber konusunda Halk TV'ye sahip çıkmasını istedi. Önemsemesini istedi, sahipsiz bırakmamasını istedi.

Şöyle yani dönemin ruhunu, evet çok gerçekten yalnızlaştırılmaya, bırakılmaya çalışılan bir dönemden geçtik. Ayrıştırılmaya çalışılan, yalnızlaştırılmaya çalışılan, yani o kadar birbirinden ötekileştirilmeye çalışılan, hani bir uçlaşma dönemi içerisinde bir süreçten geçtik.

Bu gerçekten insanları çok huzursuz eden bir şey oldu. Konuşamaz hale geldik. Farklılıklarımızı birbirimize ifade edemez hale geldik.

İtirazlarımızı itiraz edemez hale geldik. Yani bu ortamın bu şekilde olması herkese edemezken yalnızlık duygusu yaşamasına sebep oldu. Yani ben Suat'ın yaşadığı duygunun da galiba başlangıç sebebi bu olduğunu düşünüyorum. Yani o yalnızlığını paylaşmak istedi. O yalnızlığının ses olunması gerektiği duygusuyla hareket etti.”