Sinan Ateş davasında iddianamede olmayanlar istinafa taşındı: Araçların MHP’ye kayıtlı ruhsatları dilekçede

Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayetine ilişkin 12’si tutuklu 22 sanığın yargılamasını yapan Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, 2 Ekim 2024’te kararını açıkladı. Kararlar kapsamında; tetikçi Eray Özyağcı, azmettirici Doğukan Çep ile Tolgahan Demirbaş ile olayda kullanılan motosikletin sürücüsü Vedat Balkaya ve cinayet mahallinde keşif yapan Suat Kurt tasarlayarak öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

Zekeriya Asarkaya ile Ufuk Köktürk için beraat kararı çıkarken, MHP’li avukat sanık Av. Serdar Öktem’e tahliye kararı verildi. Sanıklar Hakan Saraç, Çağlar Zorlu ve Aytaç Ataç’a beraat kararı verildi. Sanıklar Caner Güney’in tahliyesine karar verilirken, eski Cinayet Büro Amiri Mustafa Ensar Aykal’ın dosyasının ayrılmasına, tutukluluğunun devamına hükmedildi. Sanık Alper Atay’a suçluyu kayırma suçundan 2 yıl hapis cezası verildi. Sanıklar Erdem Karadeniz ve Osman Bayraktar ise bulgu yetersizliğinden beraat etti.

İSTİNAF DURUŞMA YAPILARAK İNCELENMELİ

Sinan Ateş’in annesi ve davanın şikayetçilerinden Saniye Ateş ile kız kardeşleri Sevda Ateş Yörükoğlu ve Selma Ateş Kazanç; Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararını 6 Ocak’ta istinafa taşıdı. Ateş ailesi; eksik iddianamenin hazırlandığını savunarak; görülen davada eksikliklerin giderilmesi yönündeki taleplerin reddedilerek, davanın alelacele görüldüğünü belirtti.

Davayı “dosyadaki delilerin eksik değerlendirilmesi nedeniyle verilen kararlar hatalı ve mahkemece verilen hükümlere ilişkin olarak sunulan gerekçe yetersiz” olarak değerlendiren aile; istinaf incelemesinin duruşmalı yapılmasını, duruşma yapılma olanağı yoksa kararın kendilerine lehte yönünde bozulup, dosyanın yeniden karara bağlanması için yerel mahkemeye gönderilmesini talep etti.

‘YARGILAMA NOKSANLIKLAR ÜZERİNE İNŞA EDİLDİ’

İstinaf dilekçesinde; soruşturma evresine ilişkin; “Dosyalar üzerindeki gizlilik kararları soruşturmanın baskı altında kalınmaksızın, sıhhatli yürümesi amacına hizmet etmek yerine, oldukça uzun bir sürece yayılan darmadağınık soruşturmalar nedeniyle belirsizliklere ve adil yargılanma hakkı ihlallerine sebebiyet vermiştir” değerlendirmesi yapıldı. İddianamenin; eksik ve hatalı olmasından kaynaklı yasal koşulları sağlamadığı, mahkemenin bu durumu görmezden gelerek, “yargılamayı noksanlıklar üzerine inşa ettiği” savunuldu.

Dilekçede iddia konusu noksanlıklar şu şekilde açıklandı: Soruşturma dosyasındaki şüphelilerin suç işlemeye yönelik olarak, hiyerarşik bir düzen için ve suç işlemek amacıyla örgütlü hareket edildiği görmezden gelindi. Soruşturma aşamasındaki eksikler yargı aşamasında tamamlanma olanağı bulunurken, olaya ilişkin görgü sahiplerinin dinlenmesine ilişkin taleplerin reddedildi. Böylece, mahkemenin “gerçeklerin açığa çıkarılmasından anlamsız bir şekilde imtina edip, alelacele bir yargılama yaptığı” ileri sürüldü. 

‘AYKAL YARGILANDIĞI DAVAYA BULGU TOPLADI’

Davanın sanıklarından eski Ankara Emniyet müdürlüğü Cinayet Büro Amiri Mustafa Ensar Aykal’ın, soruşturmanın başlangıcından, tutuklandığı sürece kadar ki geçen 8 ayda soruşturmayı yürüttüğü anımsatıldı. Aykal’ın davanın azmettiricisi olarak yargılanan eski Ülkü Ocakları yöneticisi Tolgahan Demirbaş’la bu süreçte 5, olay günü olaydan yarım saat ve 2 saat olmak üzere toplamda 7 kez görüştüğü kaydedildi.

Dilekçede bu durumun “soruşturma aşamasında toplanan bulguların güvensizliğine neden olduğu ve bu durumun mahkemece dikkate alınmadığı” vurgulandı. Aile; sanık Demirbaş’ın eski MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’un evinde tutuklanmasına ilişkin sahte tutanak tutulması olayının göz önüne alınarak, Aykal’ın kendi yargılandığı dosyaya ya bulgu topladığı ya da ihtiyatlı davranarak toplamadığı ileri sürüldü.

‘SORUŞTURMA DOSYALARI BÖLÜNDÜ, FİİL BAĞLAMINDAN KOPARILDI’

İstinaf dilekçesinde; suikast eyleminin gerçekleştiği 30 Aralık 2022’de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 39 şüpheli hakkında soruşturma başlatıldığı anımsatılarak, bu soruşturma dosyalarının bölünmesi nedeniyle fiil ve failler arasındaki bağlantının koparıldığı belirtildi. Soruşturma kapsamında 39 şüphelinin 22’sinin dosyada ayırma (tefrik) kararı verilerek farklı dosya üzerinden işlem yapılması ve ana dosya kapsamında şüpheli olarak adı geçen eski MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz hakkında da “eylem zamanı milletvekili olması nedeniyle soruşturma izni alınması” gerekçesiyle yine ayırma kararı verilmesi dosyayı iki kez böldü.

Dilekçede bu gelişmelerle tek eyleme ilişkin 3 farklı dosya oluşturulup, sadece 22 sanık hakkında kamu davası açılabilmesine ilişkin; “Soruşturma dosyalarının birleştirilmesi veyahut yargılamada bekletici mesele yapılması taleplerinin kabul görmemesi karşısında, olağanüstü yargılamalara sebebiyet verileceği oldukça açıktır” denildi.

‘TALİMATLARIN KAYNAĞI YILDIRIM’

Ayrıca azmettirici Demirbaş’ın suikastı tasarlayan kişi olabilmesinin olanaklı olmadığının savunulduğu dilekçede; şu iddialara yer verildi:

“Ankara Ülkü Ocakları Başkan Yardımcısı Suat Yılmazzobu, Ülkü Ocakları Başkan Yardımcısı Burak Kılıç, Çubuk Ülkü Ocakları Başkanı Gürsel Horat ve Komiser Talha Atalay’ın eylemlerini, sanık Çağlar Zorlu, Eski Cinayet Büro Komiseri Mustafa Ensar Aykal’dan ayıran sebepler nelerdir? Olayın tek olmasına rağmen, olayın failleri arasında neye dayanılarak bir ayrıştırmaya gidildiğini anlamak mümkün değildir.

Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım da soruşturma dosyasında hiç tutuklanmayan ve hala şüpheli durumunda bulunan kişiler arasındadır. Oysa ki, Yıldırım’dan emir almadan hareket edemeyen Demirbaş soruşturmanın başından beri tutuklu yargılanıp, azmettirici olarak ağırlaştırılmış müebbet cezası almıştır. Hiyerarşik silsilenin halkalarından sadece biri olan Demirbaş azmettiriciyken, talimatların kaynağı olan Yıldırım’ı azmettirici olarak kabul etmeyen durum nedir?”

MHP’YE KAYITLI ARAÇLAR SIRALANDI

Bunun yanı sıra dilekçede; suikast planı kapsamında kullanılan araçların hangi siyasi kurum ve kişilere ait olduğunun tespit olunmuş olmasına karşın, hem soruşturma dosyasında hem de iddianamede araçların kimlere ait olduğu yönünde cümlelere yer verilmemesinin, “davanın siyasi suikast davasından ziyade adi bir husumet davası olarak maskelenilmeye çalışıldığının kanıtı” olduğu savunuldu. Dilekçede iddianamede plaka ve renk bilgilerinin geçtiği araçlara ilişkin ruhsat bilgileri şöyle sıralandı:

“.‘06 AT 5021’ plakalı siyah Audi olarak iddianamede geçen ve Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım tarafından kullanılan aracın ruhsatı MHP Genel Merkezi adına kayıtlıdır.

.‘06 DB 7018’ plakalı siyah ‘Volkswagen Passat’ marka olarak iddianamede geçen ve 31 Aralık 2022’de sanık Serdar Öktem yönetiminde olduğu tespit olunan aracın ruhsatı MHP Genel Merkezi adına kayıtlıdır.

.‘14 AAY 148’ plakalı aracın ise MHP Bolu Milletvekili olan İsmail Akgül’ün babasının üzerine kayıtlı olduğu, bu aracın Bolu Karacasu civarında PTS kayıtlarına giren görüntüsünde Öktem tarafından kullanılan ‘06 DB 7018’ plakalı aracı takip ettiği, birlikte MHP Bolu Milletvekili olan İsmail Akgül’ün babasının Bolu Karacaağaç Yaylası’nda bulunan evine gittikleri kayıt altına alınmıştır.

.‘06 AT 2560’ plakalı araç ise MHP Genel Başkan Danışmanı Eyyüp Yıldız adına kayıtlıdır.”

‘ANKARA OCAK SİLAHLI 4 KİŞİ GÖNDERMİŞ’

Bu araçların yanı sıra dilekçede; Sinan Ateş’i 10 Mart 2022’de Ankara Ülkü Ocakları’nın kullanımında olan “06 AT 2020” plakalı Volkswagen marka siyah araç ile takip edilmesi ve arkadaşı Ömer Çağrı Özdemir’e “Ankara ocak, silahlı 4 kişi göndermiş” ifadesinin kullanıldığı belirtildi. Bu kapsamda Ateş ailesi tarafı, “Sinan Ateş’in sistematik bir plan çerçevesinde organize olunarak, bilerek ve isteyerek gerçekleştirilmiş siyasi bir suikast sonucu öldürüldüğünü” savundu.