Roma İmparatoru Marcus Aurelius 121 yılında bugün doğdu

Roma İmparatoru Marcus Aurelius 121 yılında bugün doğdu. Beş İyi İmparator'un sonuncusu olan ve aynı zamanda en önemli Stoacı filozoflardan biri olan imparator, Cermen kabilelerle yaptığı savaşlar ile tarihe adını yazdırdı.

Yayınlanma: 26.04.2022 - 12:29
Roma İmparatoru Marcus Aurelius 121 yılında bugün doğdu
Abone Ol google-news

Marcus Aurelius Antoninus Augustus 26 Nisan 121 tarihinde doğdu. 161 - 180 yılları arası Roma İmparatoru oldu, 96 - 180 yılları arasında görev yapan Beş İyi İmparator'dan sonuncusuydu ve aynı zamanda en önemli Stoacı filozoflardan biri olarak kabul ediliyor. Adını ilk olarak Asya'da yeniden güçlenmeye başlayan Pers İmparatorluğu'na karşı ve limes Germanicus (Cermen sınırı) boyunca Cermen kabilelerle yaptığı savaşlar ve ardından Tuna Nehrini aşmasıyla duyurdu. Doğuda, Avidius Cassius önderliğindeki bir isyanı bastırdı. Marcus Aurelius'a ait Kendime Düşünceler adlı felsefi eser 170–180 arasında savaştayken yazıldı. Eser edebi bir başyapıt olarak günümüzde bile hala saygı görüyor ve "mükemmel vurgusu ve sonsuz narinliği" ile övgüyü hak ediyor.

Asıl adı Marcus Annius Catilius Severus olup, evlenince Marcus Annius Verus adını aldı. İmparator olunca kendisine Marcus Aurelius Antoninus adı verildi. Marcus Aurelius, Domitia Lucilla ile Marcus Annius Verus'un tek oğluydu. Tek öz kardeşi, kendisinden 2 yaş küçük kız kardeşi Annia Cornificia Faustina'ydı. Annesi Domitia Lucilla Konsül mevkisindeki varlıklı bir aileden geliyordu. İspanyol kökenli olan ve praetor olarak görev yapan babası Marcus Annius Verus, Marcus Aurelius henüz üç yaşında iken öldü. Marcus Aurelius onu "gösterişsiz yiğitlik" şeklinde öğreterek şereflendirdi. Babasının halası Vibia Sabina, İmparatoriçe ve Roma İmparatoru Hadrianus'un karısıydı. Rupilia Faustina (Marcus Aurelius'un babaannesi), Vibia Sabina ve Salonina Matidia (Roma İmparatoru Trajan'ın yeğeni) üvey kardeştiler. Babasının kız kardeşi Yaşlı Faustina Roma İmparatoru Antoninus Pius'la evli bir İmparatoriçeydi. Babasını ölümünün ardından Aurelius, dedesi Marcus Annius Verus tarafından evlat edinildi ve annesiyle birlikte büyütüldü. 138 yılında dedesi yaklaşık 90 yaşında öldü.

136 yılında İmparator Hadrianus, halefinin kesin olarak Lucius Ceionius Commodus (yeni adıyla L. Aelius Caesar) olduğunu ilan etti. Marcus çoktan Hadrianus'un dikkatini çekmişti (Marcus'u verissimus ("en dürüst"), olarak adlandıran oydu): sonradan Commodus'un kızı Ceionia Fabia ile nişanlandı. Nişan, her nedense, Commodus'un ölümünün ardından Marcus'un Antoninus'un kızına verdiği evlilik sözü ile bozuldu. Bu sebeple, Hadrianus'un ilk evlatlığı L. Aelius Verus'un ölümü üzerine, Hadrianus imparatorluk sıralaması için önce Antoninus'u halefi ilan etti, ardından Antoninus Marcus'u (Marcus Aelius Aurelius Verus) ve Lucius Ceionius Commodus olarak isim değiştirdi ve Lucius Aurelius Verus olarak isimlendirilen Lucius Aelius'un Marcus'dan 10 yaş küçük oğlunu evlat edindi. Antoninus, bu evlat edinmenin ardından her ikisini de 25 Şubat 138'de Marcus henüz 17 yaşındayken halef İmparator olarak gösterdi. 40 yaşında İmparator olacaktı. İddialara göre Commodus ve Antoninus Pius, Hadrianus tarafından genç Marcus ve Verus için "koltuk ısıtıcı" olarak planlanmıştı.

Antoninus yönetimi sırasında Marcus'un hayatı Hadrianus tarafından atanan ve döneminin kültür hayatıyla oldukça ilgili olan öğretmeni Fronto ile olan yazışmalarından dolayı kesintisiz olarak biliniyor. Bu mektuplara göre Marcus zeki, ciddi fikirli ve çalışkan bir genç portresi çiziyor. Mektuplar aynı zamanda geleceğin imparatoru için felsefenin artan önemini gösteriyor: Yunan ve Latin retorikleri üzerine bitmek bilmeyen alıştırmalar için sabırsızlığını. Ve sonra Epiktetos'un Diatribai ("Söylemler")'inin aşığı ve Stoa Okulu'nun önemli bir ahlakçı filozofu olacaktı. Marcus aynı zamanda Antoninus'un yanında 140, 145 ve 161 yıllarındaki konsüllüğünde, kararlarda iş birliği yaparak artan toplumsal rollerde almaya başladı. 147'de Roma dışında proconsular İmperium ve ardından da imparatorluktaki ana resmi güç Tribunicia Potestas oldu.

145 yılında Marcus Antoninus'un kızı ve aynı zamanda yeğeni (Annia Galeria Faustina) Genç Faustina ile evlendi.

İKİLİ İMPARATORLUK

Antoninus Pius'un (7 Mart 161) ölümü üzerine Lucius Verus'la birlikte ikili imparatorluk koşullarını kabul etti. (Augusti). Teoride yasal olarak eşit olmalarına rağmen, Verus hem daha genç hem de daha az tanınmış olması sebebiyle pratikte ikinci sıradaydı. Müşterek dönüşüm belki de Marcus Aurelius'un sürekli olarak imparatorluğun dışında birileriyle savaşta olması nedeniyle askeri deneyimlerden hareketle hayata geçirilmişti. İmparatorun hem Germen hem de Pers cephesindeki birliklere aynı anda kumanda edecek yeteneği henüz olmadığından bir hayli otoriter bir yöneticiye ihtiyaç vardı. Ancak Jül Sezar ve Vespasian örneklerinde olduğu gibi herhangi bir komutanın yetkiyle birliklerin başına geçirilmesi zamanla bu generallerin birliklerin yardımıyla yönetimi ele geçirip kendilerini diktatör olarak ilan etmeleriyle sonuçlanma riskine sahipti. Marcus Aurelius problemi Verus'u doğu lejyonları komutanı yaparak çözdü. Verus birliklerini onların sadâkatiyle otoriter biçimde yönetecek kadar güçlüydü ve aynı zamanda Marcus'u devirecek kadar dürtüye de sahipti. Verus 169'da bir seferde ölene kadar sadık kaldı.

Müşterek İmparatorluk, Roma Cumhuriyeti döneminde bir kişinin tüm gücü elinde toplamasını engelleyen ve Collegiality prensibine istinaden çalışan bir politik sistemi anımsatıyor. Müşterek yönetim 3. yüzyıl sonlarında Diocletianus'un Tetrarchy'yi (4'lü yönetim) ilan etmesiyle yeniden hayat buldu.

İmparator olması anısına Trablus'da yapılan Marcus Aurelius Kemeri

Acil olarak yönetiminin ilk yıllarında Marcus, seleflerince çıkarılan birçok kanunda özellikle de sivil hukuktaki suistimal ve kuraldışılığa karşı reform yaptı. Bizzat uygun ölçülerle, köleler, dullar ve azınlıkları kategorize etti; kan ilişkisini yeniden tanımladı. Ceza Hukukundaki farklı cezalandırmalardan kaynaklanan sınıf farkını honestiores ve humiliores (daha dürüstler ve daha alçak gönüllüler) olarak düzenledi.

Marcus'un yönetiminde, Hristiyanların durumu Trajan zamanında olduğu gibi değişmedi. Yasal olarak cezalandırılabilmelerine rağmen gerçekte nadiren eziyet edilirdi. Örneğin 177'de Lyon'da bir grup Hıristiyan idam edildi ancak eylem esasen yerel valinin inisiyatifi olarak nitelenebiliyor.

SAVAŞLARI

Part İmparatorluğu: Asya'da tekrar güçlenen Part İmparatorluğu, 161'de iki Roma ordusunu bozguna uğrattıktan sonra Ermenistan ve Suriye'yi işgal etti. Marcus Aurelius, Müşterek İmparator Verus'u lejyonları kumanda etmesi ve tehlikeyi önlemesi için doğuya gönderdi. Savaş 166 yılında, her ne kadar Gaius Avidius Cassius gibi alt kademedeki generallerin liyakati ile kazanılmış olsa da başarıyla sona erdi. Savaştan dönüşte Verus triumph'la (bir tür onursal karşılama töreni) ödüllendirildi; geçit töreni oldukça sıra dışıydı çünkü törende iki İmparator vardı ve İmparatorların oğulları ve evlenmemiş kızlarıyla birlikte oldukça büyük bir aile kutlamasıydı. Bu arada fırsattan istifade Marcus Aurelius'un, beş yaşındaki oğlu Commodus ve üç yaşındaki Annius Verus'a Sezar statüsü verildi.

Savaştan dönen ordunun tüm İmparatorluğa yaydığı veba (çiçek hastalığı olduğu da iddia ediliyor) birkaç yıl boyunca etkili oldu.

MS 180 yılında Roma İmparatorluğu ve Marcus Aurelius'un fetihleri

Germanya ve Tuna: 160'ların başında, Germen kabileler ve diğer kuzeyli halklar kuzeydeki sınır boyunca (limes Germanicus) yağmalarla Tuna nehrini geçerek Galya içlerine ulaştı. Batı yönündeki bu yeni şiddet dalgası, belki de uzak doğudaki kabileler yüzündendi. Germania Superior (yukarı Germanya eyaleti) idari bölgesi Catti'deki ilk işgal 162'de püskürtüldü. Asıl büyük işgal, M.S. 19'dan beri Roma vatandaşı olan Bohemya'lı Marcomanni kabilesinin 166'da Lombard'lar ve diğer Germen kabilelerle Tuna nehrini geçtiği zaman ortaya çıktı. Yine bu sıralarda Sarmatian'lar, Tuna ve Tisza nehirleri arasından saldırdı.

Doğudaki durum yüzünden cezalandırıcı bir sefer ancak 167 yılında mümkün oldu. Marcus ve Verus'un her ikisi de birliklere eşlik ettiler. Verus'un 169'da ölümünden sonra Marcus, Germenlere karşı hayatının geri kalan büyük bir kısmında kişisel olarak mücadele etti. Romalılar en az iki kez ciddi olarak, Alpleri geçen Quadi ve Marcomanni'lerin Oderzo'daki Opitergiumu yağmalaması ve Kuzey doğu İtalya'daki ana şehir Aquileia'yı kuşatmasıyla çok zor durumda kaldı. Aynı anda Karpat Dağları'ndan gelen Costoboci'ler Moesia, Makedonya ve Yunanistan'ı işgal ettiler. Uzun bir mücadeleden sonra, Marcus Aurelius işgalcileri bu topraklardan çıkarmayı başardı. Birçok Germen kendiliklerinden cephedeki Dacia ve Pannonia ile Germanya ve İtalya'ya yerleştiler. Bu yeni bir şey değildi ancak bu defa yerleşimciler Tuna nehrinin sol kıyısında Sarmatia ve Marcomannia'da (bugünkü Bohemya ve Macaristan dahil) iki yeni sınır şehri kurulmasını talep ettiler.

İmparatorun planları Avidius Cassius tarafından uydurulan ve Marcus Aurelius'un hastalıktan öldüğü şeklindeki söylenti yüzünden çıkan isyan sebebiyle engellendi. Doğu eyaletlerinden sadece Kapadokya ve Bithynia isyancıların tarafına geçmedi. Marcus Aurelius'un yaşadığı haberi duyulunca Cassius'un kaderi hemen çizildi ve birlikleri tarafından sadece 100 günlük bir saltanattan sonra öldürüldü.

Marcus Aurelius Sütunu

Karısı Faustina ile Marcus Aurelius 173'e doğru doğu eyaletlerini ziyaret ettiler. Atina'yı ziyaretinde kendisini felsefe'nin koruyucusu olarak ilan etti. Roma'daki bir triumph'in ardından takip eden yıl tekrar Tuna hududuna hareket etti. 178'deki kesin zaferin ardından, Bohemya'nın ilhak planı başarıyla hazırlansa da Marcus Aurelius'un 180'de hastalanmasıyla yarım kaldı.

ÇİN'LE İLK TEMAS

Marcus Aurelius zamanında, Han hanedanı kayıtları 166'da Roma'dan bir temsil heyetinin Çin'in başkenti Luoyang'da Çin İmparatoru Huan'la görüştüğünü yazıyor. Kayıtlara göre, Romalılar Antun tarafından gönderildiklerini belirtti. Belirtilen tarihe göre bu Marcus Aurelius Antoninus olabiliyor. Diğer taraftan, çağdaşı Roma kayıtları Çin'le irtibat için herhangi bir girişimden söz etmiyor.

ÖLÜMÜ

Marcus Aurelius 17 Mart 180 tarihinde halefi Commodus kendisine eşlik ederken Vindobona'da (günümüzde Viyana)'da öldü. Hemen tanrılaştırıldı ve külleri Roma'ya gönderilerek Vizigotların şehri yağmaladığı 410 yılına kadar ayakta kalan Hadrianus Mausoleum'una (günümüzde Sant'Angelo Kalesi) yerleştirildi. Germen ve Sarmatlara karşı mücadelesi anısına Roma'da Marcus Aurelius Sütunu dikildi.

Marcus Aurelius 166'da Ceasar ve 177'de yardımcı İmparator yaptığı Commodus'un halefi olmasını -farkında olunmayan bir talihsizliğe rağmen- sağlamıştı. Bu karar, talihli Evlatlık İmparatorlar dönemini sona erdirmişti ve Commodus sonradan tarihçiler tarafından, politika ve askerlikle ilgisi olmayan, aşırı egoist ve sinirli birisi olarak çok eleştirildi. Bu sebeple Marcus Aurelius'un ölümü Pax Romana 'nın sonu olarak kabul ediliyor. Commodus'u fazla aday olmadığı için ya da ölümünün ardından meydana gelebilecek olası bir iç savaş korkusuyla seçti.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon