‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ sloganı atan üç teğmen daha hedefte: Siyasi talimata kılıf uyduruldu

CHP’li Yankı Bağcıoğlu, teğmenlerin hedef alınmasında “siyasi talimata” işaret etti. AKP’li Mustafa Varank, genç teğmenleri “FETÖ”cülerle kıyasladı. Muhalefet, “Hain darbe girişimine kalkışanlar Harbiyeli değil, soruları çalarak harp okuluna giren FETÖ’cülerdir” tepkisini gösterdi. Barolar teğmenlere destek verdi.

‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ sloganı atan üç teğmen daha hedefte: Siyasi talimata kılıf uyduruldu
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 19.11.2024 - 04:00

CHP Milli Savunma Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, Kara Harp Okulu mezuniyet töreni sonrası ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ sloganı atan, iktidarın hedef aldığı teğmenler için başlatılan ihraç girişimine ilişkin Cumhuriyet’e konuştu. Tören sonrası yaşanılanların ‘yandaş’ basın tarafından FETÖ kumpasları dönemini hatırlatacak şekilde ‘haysiyet cellatlığı’ ile manipüle edildiğini belirten Bağcıoğlu, değişik kademelerdeki birçok siyasetçi tarafından teğmenlerin hedef haline getirildiğini söyledi. Kılıç çatma geleneğinin milattan öncesine uzanan bir tarihi olduğunu anımsatan Bağcıoğlu, okunulan metnin ise 1995-2023 yılları arasında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) yemin metni olarak kullanıldığını ve 2023 yılında Milli Savunma Üniversitesi (MSÜ) rektörü tarafından sebepsiz yere kaldırıldığını aktardı. Yürürlükten kaldırılan yemin metninin ‘okunmayacağına’ ilişkin teğmenlere yazılı emir ya da yasaklama tebliğ edilmediğini vurgulayan Bağcıoğlu, “Ayrıca metin, resmî törenin bitişinin ve devlet protokolünün ayrılışının ardından okunmuştur. Metnin içeriğinde, laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti'ne bağlılık, vatanın bölünmez bütünlüğü ve Türk milletinin namus ve şerefine sahip çıkma gibi herhangi bir suç unsuru bulunmayan, tam tersine vatanseverlik ve milli değerlere bağlılık içeren ifadeler yer almaktadır” dedi. 

‘AYNI SÖZLER ALKIŞLANMIŞTI’

Buna karşın teğmenlere; ‘hizmete engel davranışta bulunmak’, ‘devletin ve TSK’nın itibarına zarar vermek’ ve ‘ağır suç ve disiplinsizlik teşkil edecek fiil ile davranışlarda bulunmak’ gibi suçlamalar yönetildiğini bildiren Bağcıoğlu, Bu itibar hangi davranışla zedelenmiştir? Ağır suç ve disiplinsizlik teşkil edecek fiil ve davranış nedir? Türk milletinin vicdanı bu sorulara yanıt beklemektedir. Bu yeminin, TSK’de yetişmiş ve halen Milli Savunma Bakanımız olan Yaşar Güler’i ve Genelkurmay Başkanımız Org. Metin Gürak’ı rahatsız etmediğini ifade edeyim. Çünkü Güler ve Gürak bu törenden sadece 2 hafta önce Genelkurmay Özel Kuvvetler Komutanlığı yemin töreninde, hem de resmî tören bölümünde, bu yeminde geçen sözleri coşkuyla alkışlamış ve bordo berelilerin yeni mensuplarını kutlamışlardır. Peki, 2 hafta sonra ne değişti? Değişen ne Milli Savunma Bakanı ne de Genelkurmay Başkanı.’dır. Değişen, Cumhurbaşkanından gelen ‘o kılıçları kime çekiyorsunuz. Bunun gereği yapılacak’ talimatını yerine getirme kaygısı ve telaşıdır” diye konuştu. 

‘SİYASİ HESAPLARIN ÜRÜNÜ’

Siyasi talimat sonrası ‘kılıf uydurulduğuna’ işaret eden Bağcıoğlu, yaşananların Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu değerlerine ve Türk milletinin ortak vicdanına yapılmış bir saldırı olduğunu söyledi. Bağcıoğlu, “Bu süreçler, daha önceki kumpas davalarında görüldüğü gibi, adaletin değil, siyasi hesapların ürünüdür. Bu zihniyet, yarın ordumuzun tüm mensuplarını ve kurumsal yapısını tehdit edebilir. Atatürk’ün ilkelerine bağlılık, bu ülkeyi savunacak her askerin taşıması gereken temel bir değerdir. Genç teğmenlerin Atatürk’e olan bağlılıklarını ifade etmeleri disiplin suçu değil, vatanseverlik göstergesidir. Bu bağlılığı cezalandırmaya çalışmak, sadece teğmenlere değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu değerlerine ve milletimizin ortak vicdanına yapılmış bir saldırıdır. Atatürk, TSK’nın ebedi başkomutanıdır ve Anayasa’da Atatürkçülük ilke olarak benimsenmiştir. Milli Savunma Üniversitesi Harp Okulları Yönetmeliği’nde de eğitim sisteminin Atatürkçü değerlere dayandırılması gerektiği açıkça belirtilmiştir. Genç teğmenlerin yemin töreninde sergiledikleri tavır, yıllardır süregelen bir ritüelin parçasıdır ve törenin düzenini bozmamıştır” dedi. 

‘ATATÜRK’ÜN MİRASINI SAVUNMAYA DEVAM’

Teğmenlere yönelik başlatılan disiplin sürecinin haksız ve siyasi amaçlı olduğunu söyleyen Bağcıoğlu, CHP olarak sürecin sonlandırılmasını talep ettiklerini bildirdi. Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) sürecinin teğmenlerin aleyhine sonuçlanması durumunda ise CHP iktidarında haksızlığa maruz kalan tüm yurttaşlar için olduğu gibi genç subayların da haklarını almalarını, rütbelerine kavuşmaları ve kaybettiği özlük haklarını almaları için gerekli hukuki yollara başvuracaklarını ve kayıpların geri kazanımının sağlanacağını açıkladı. Bağcıoğlu, “Cumhuriyetimizi, ordumuzu ve Atatürk’ün mirasını savunmaya devam edeceğiz. Çünkü bu mücadele, sadece bugünün değil, gelecekteki nesillerin de hak ettiği bağımsız bir Türkiye’nin teminatıdır. Atatürk’ün ‘Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur’ sözünü hatırlatıyor ve genç teğmenlerimize güvenimizi bir kez daha vurguluyoruz” değerlendirmesinde bulundu. 

‘CİDDİ SORUNLAR DOĞURABİLİR’

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in geçtiğimiz günlerde katıldığı bir televizyon programındaki “Bugün Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) dediğiniz, zaten yarın da Suriye Cumhuriyeti’nin ordusu olacaklar. Bunları çok iyi düşünüp konuşmak lazım” açıklamasını da değerlendiren Bağcıoğlu, “Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlanması ve üniter yapısını tesis edilmesi; düzensiz göçmenlerin geri gönderilmesi ve YPG/PYD terör örgütleriyle mücadele açısından milli hak ve menfaatlerimize en uygun hal tarzı iken, SMO/ÖSO gibi, şu anda Suriye’de gayri-resmi sayılan bir silahlı gücün, gelecekte komşumuzun resmi ordusu haline gelebileceğinin açık bir şekilde beyan edilmesi ulusal güvenlik ve Suriye devleti ile diplomatik ilişkiler açısından ciddi sorunlar doğurabilecek bir ifadedir. Hükümetin, böylesi hassas konularda açıklamalar yaparken daha dikkatli ve diplomatik bir dil kullanması beklenir. Aksi takdirde, bölgedeki istikrarın bozulması için adeta zemin hazırlayan, güvenlik ve dış politikaya zarar veren bir tavır sergilenmiş olurlar” dedi.

‘HÜKÜMET POPÜLİST ÇİZGİDE’

Bağcıoğlu, Bakan Güler’in ‘İsrail Türkiye’ye saldırır mı, Sayın Cumhurbaşkanımız zaten böyle bir tehlikeyi görmese böyle bir şeyi ifade eder mi, elbette saldırabilir’ sözlerine ilişkin olarak ise, ‘İsrail, Türkiye’ye saldırabilir’ ifadesinin en başta Türkiye’nin bütün milli güç unsurlarına ve TSK’ye hakaret olduğunu söyledi. Bağcıoğlu, “İsrail’in böyle bir maceraya girmesi mümkün değildir. Ancak emperyalizmin uşağı olan tüm taşeron terör örgütlerinde olduğu gibi; IŞID, PKK / YPG’den Türkiye’nin milli menfaatlerine zarar vermek için yararlanabilir. Bu tehdidi bertaraf etmek de Türkiye Cumhuriyeti’nin imkân kabiliyetleri dâhilindedir. Sayın Bakan bu konuda yalnızca Cumhurbaşkanının şahsi değerlendirmesinden yola çıkarak konuşuyor gibi görünüyor; teknik bilgiye ya da somut istihbarata dayanan bir analiz sunmuyor maalesef. Oysaki halkın güvenliği söz konusu olduğunda, istihbarat raporlarına, askeri analizlere ve stratejik verilere dayanarak konuşulması gerekir. Bu yaklaşım, hükümetin savunma ve güvenlik meselelerinde yalnızca popülist bir çizgide ilerlediğini ve somut verilere dayalı politikalar üretmekten uzak olduğunu da açıkça gösteriyor. Diğer yandan hükümet halkı endişelendirmek yerine, güven verici bir şekilde detaylı bilgi aktarmalı ve devlet organlarının hangi tedbirleri aldığını açıkça paylaşmalıdır. Kaçamak cevaplarla bir yere varılamayacağı o kadar aşikâr ki bu eksik yaklaşım, halkın devletine olan güvenini zedelerken, uluslararası arenada da ülkemizin diplomatik ve askeri açıdan hazırlıksız, yalnızca söylemlerle hareket eden bir imaj çizmesine neden oluyor” değerlendirmesinde bulundu. 

İKİ TEĞMENİN DAHA İHRACI İSTENDİ

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, kılıçlı yemin töreninin ardından başlatılan soruşturmada, Teğmen Ebru Eroğlu ve Teğmen İzzet Talip Akarsu’nun dışında Teğmen Serhat Gündar ve Teğmen Deniz Demirtaş’a da “TSK’dan ayırma cezası verilmesi maksadıyla” Yüksek Disiplin Kurulu’na sevkine ilişkin tebligat yapıldığını bildirdi.

Kara Harp Okulu’ndaki resmi mezuniyet töreninin ardından kılıçlı yemin eden ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı atan teğmenlere “ihraç” istemiyle tebligat yapılmasına muhalefetten tepki büyürken, AKP kanadından da destek mesajları geliyor. Son olarak AKP Bursa Milletvekili Mustafa Varank’ın açıklamaları tepki çekti. Varank, teğmenleri “disiplinsizlik”le suçlarken, 15 Temmuz darbe girişiminde rol alan ve “FETÖ”cü olmak suçlamasıyla ihraç edilen askerlerle kıyasladı. Varank, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı: 

“Eski Harbiyeli olmak kimseye disiplinsizlik ve suç işleme özgürlüğü vermez! 15 Temmuz’da 251 vatan evladını şehit eden ve kahraman ordumuzdan ihraç edilen 150 general de harbiye mezunuydu...” 

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Kevser Ofluoğlu, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada “15 Temmuz hain darbe girişimini; ne istediyse verdikleri, parsel parsel ülkeyi satanlar, FETÖ’nün ülkeye dönmesi için bitsin bu hasret diyenler ve son noktada kandırılanlar yapmıştır. Hain darbe girişimine kalkışanlar Harbiyeli değil soruları çalarak harp okuluna giren FETÖ’cülerdir” dedi.  

‘ATATÜRK DÜŞMANLARININ KURDUĞU YENİ KUMPAS’

Bir Harbiyelinin hiçbir zaman cemaat, tarikat ve illegal yapılara dahil olmayacağını vurgulayan Ofluoğlu, “Sadakatle bağlı oldukları ise Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Milleti'dir. Tek düşüncesi vatanın bekasıdır. Anayasanın 42. maddesi ve harp okulu müfredatının gereği Atatürkçü düşünce sistemini benimseyerek mezun olmak zorundadır. Yani Mustafa Kemal Atatürk’ün askeri olmayan Harbiyeli de olmaz subay da olmaz. Olursa ondan memlekete fayda da gelmez” ifadelerini kullandı. 

‘VİCDANSIZLIK VE AYMAZLIK!’

Ofluoğlu, “Üstelik eski bir bakanın, subaylar yüksek disiplin kuruluna sevk edilmişken böyle talihsiz bir açıklama yapması kararı etkilemeye yönelik siyasi bir baskıdır ve doğru değildir. Türk Silahlı Kuvvetlerinde ve belki de dünyada bir ilk kez gerçekleşen ve Kara, Deniz, Hava Harp Okulu birincileri bir kadın subay olmuşken; bunun gururunu yaşayacağımıza, Atatürk düşmanlarının el birliğiyle kurdukları yeni bir kumpasa fırsat vermeleri de kabul edilebilir bir şey değil. Yıllardır yapılagelen, geçmişte cumhurbaşkanının önünde de yapılan, kılıç çatma geleneği ve andının disiplinsizlik olarak adlandırılarak o genç teğmenlere suç isnat dilmesi; en basit tabiri ile vicdansızlık ve aymazlıktır” diye konuştu. Milli Savunma Bakanlığı’nın doğru bir karar vereceğine inanma istediğini söyleyen Ofluoğlu, “Türk Milleti Balyoz, Ergenekon kumpaslarında olduğu gibi sessiz kalmamalı, askerine sahip çıkmalı ve teğmenlerin yanında olmalıdır” açıklamasında bulundu.

‘ERDOĞAN’IN ONAYIYLA TERFİ EDENLER’

Emekli Askeri Savcı Ahmet Zeki Üçok da sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şunları söyledi:

“15 Temmuz’da 251 vatan evladını şehit eden ve kahraman ordumuzdan ihraç edilen 150 generalin tamamı; 2011-2015 yılları arasında Başbakan ve Yüksek Askeri Şura Başkanı olarak görev yapan Recep Tayyip Erdoğan’ın oy ve onayıyla terfi eden general ve amirallerdir. AKP’li olmak kimseye FETÖ'cü askerleri general/amiral yapma özgürlüğü vermez. Lütfen boş yapmayınız.” 


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler