Milyonlarca yurttaş meydanlarda adalet ararken öğrenciler en ön saftaydı: Üniversiteli ne istiyor?

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu ve beraberindeki İBB yöneticilerinin tutuklanmasıyla sonuçlanan operasyonların yankıları sürüyor.

Milyonlarca yurttaş meydanlarda adalet ararken öğrenciler en ön saftaydı: Üniversiteli ne istiyor?
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 29.03.2025 - 04:00

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla yurt genelinde başlayan protestolar sürüyor. Üniversite öğrencilerinin öncülük ettiği eylemlerde polis sert müdahalede bulunuyor. Şimdiye dek yurt genelinde 2 bine yakın kişi gözaltına alındı. Gözaltı ve tutuklamanın yanı sıra okullarından da baskı görmeye başlayan öğrenciler, yaşananlara ilişkin duygu ve düşüncelerini, okul yönetimleri ve akademisyenler tarafından yapılan baskıları Cumhuriyet’e anlattı.

"SUSARSAK DAHA DA KÖTÜLEŞECEK"

Gözaltı kararının alındığı gün Saraçhane’ye yürümek için polis barikatını aşan İstanbul Üniversitesi öğrencilerinden 23 yaşındaki Güneş C. “Korkmamıza rağmen eylemlere devam ediyoruz çünkü biliyoruz ki susarsak daha da kötüleşecek. Her yerde polis var, arkadaşlarımızın neden gözaltına alındığını dahi bilmiyoruz. Artık polisi görünce hissettiğimiz şey güven değil korku. Kendimizi yalnız, güvencesiz ve baskı altında hissediyoruz, bunlar çok ağır. Gözaltında çıplak aranan, tehdit edilen ve şiddet görenler var bunları düşünmek bile insanın içini buz gibi ediyor” diye konuştu.

İstanbul Üniversitesi’nde akademisyenlerin çoğu boykota olumlu bakıyor. Bazıları açıktan destek vererek dersleri kampüste işliyor, bazıları tarafsız kalıyor ancak geçtiğimiz hafta İktisat Fakültesi’nden bir akademisyen, derslere gelmeyen öğrencilere yönelik idari işlem başlatılacağını mesaj yoluyla öğrencilere iletti. 

"BARDAĞI TAŞIRAN SON DAMLADAYIZ"

Ankara ODTÜ’de protestoların başladığı ilk üç gün çok sert müdahale yapıldı. Önceki gün öğrenciler gece saatlerinde kampüste otururlarken bir anda plastik mermi ile müdahale edildi ve öğrenciler gözaltına alındı. Son iki gündür milletvekillerinin de bulunduğu eylem alanlarına 6-7 TOMA ile müdahale ediliyor. Öğrenciler gözaltılar sırasında abluka sebebiyle okuldan ayrılamıyor ve dersliklere sığınıyor. 

ODTÜ’den Furkan K. (22 yaşında) “Bacağımda plastik mermi ve jopların morlukları hala duruyor. Şiddetli müdahale sonucu yerlerde yatan, bayılanlar oldu. Suratına plastik mermi gelenler var. TOMA’nın ıslatması sonucu soğuktan donacak hale geldik. Bunlar tahmin ettiğimiz göze aldığımız şeyler. Korku hissetmiyorum. Kendi kendine oturan kişilere müdahale edip gözaltına almak düşmanlıktır. Bardağın taştığı son damladayız. Yıllardır her şeyden korkuyoruz zaten. Çocukluğumda Gezi olmuştu, bir daha böyle bir tepki olmaz derken şimdi oluyor. Türkiye’deki ekonomik koşullar altında sadece biz değil işçiler, orta sınıf, akademi, herkes eziliyor. Böyle bir ortamda isyan etmekten başka yapacak bir şeyimiz yoktu” dedi.

Ankara’dan lise öğrencisi Özgür K. “Yazları okul döneminde rahat etmek için çalışıp para biriktiriyorum. Ailem 10 bin lira yollayacaksa evdeki ihtiyaçlarından kısmaları gerekiyor. Yılların birikmişliği var, adalet arayışı için sokaktayız. Polisin uyguladığı şiddet orantısız, plastik mermi ve biber gazının yanında tomadan sıkılan su da cildimizi tahriş etti. Arkadaşlarım gözaltına alındı. Gözaltına alınmaktan çok korkuyorum. Açıklanan mektupta bir kadının taciz edildiğini bile gördük, hepimize her şey yapılabilir. Üniversite okusam bile diplomamı elimden alabilecekleri gibi her şey torpille yapılıyor. Geleceğimi görmekte zorlanıyorum, protestolar sonuca varmazsa her şey onların elinde olacak” ifadelerini kullandı. 

"KORKMUYORUM AKSİNE UMUTLUYUM"

Boğaziçi Üniversitesi’nde kayyum tarafından atanan akademisyenlerin dışında akademisyenler protestolara destek veriyor ve öğrencilere dersler konusunda kolaylıklar sağlıyor. Esra Mungan geçen dönem Boğaziçi’nden ayrılan bir akademisyen. Önceki gün okula gelerek protesto gösterilerindeki öğrencilere destek verdi. Bunun üzerine 5 yıllığına okula girişi yasaklandı. Üniversiteye mezun öğrenciler ve misafir öğrenciler de alınmıyor. Güvenlik görevlileri öğrencileri fişliyor ve daha sonra toplu şekilde okuldan uzaklaştırma cezaları veriliyor. Öğrencilerin aktardığı bilgilere göre birkaç hafta önce kampüste Espresso Lab açılmasını protesto eden öğrencilerin neredeyse tamamına cezai işlem uygulandı. 

20 yaşındaki Umut G. “Gözüme direkt kapsül mermi geldi yüzümde patladı önlerde bile değildim. Arkadaşlarım beni revir ekiplerinin yanına götürdü. Ben götürülürken bacağı kırık bir çocuk vardı. Bize ilk müdahaleleri yapıp ambulansa götürdüler. Sırtımın ağrısı sebebiyle sonraki gün evden çıkamadım. Korkmuyorum aksine çok umutluyum. 40-50 bin insanı bir arada görünce cesaret doldum. Bir günde 200’e yakın öğrenci gözaltına alındı. Okul içinde hangi grubun yanından geçsem korku duygusunun başladığını gördüm. Ama işin ucunu bırakmayacağız. Bu isyan son çıkış değil, ama buradan çıkamazsak çıkış kapısı sert kilitli olacak ve çok uzun sürecek” diye konuştu.

"ARKADAŞLARIMIZIN GÖRDÜĞÜ İŞKENCE BOŞUNA OLMAMALI"

Ankara Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğü yaptığı açıklamada, “Protesto gösterilerine katılan, teşvik eden ve ders boykotuna katılan öğrenciler hakkında işlem başlatılacağını” belirtti.

Hacettepe Üniversitesi’nden 21 Yaşındaki B. ise şunları söyledi: “Birkaç gündür nefes darlığı yaşıyorum ve sürekli ağlıyorum. Kaygı doluyum, çocuk dedikleri yaşlardaki insanlara yaşatılanlar çok kötü. Gözaltına alınmaktan çok korkuyorum. Bir sırası yok bize de gelebilir. Çıplak arama ve şiddet iddiaları endişe verici. Seçmen iradesinin gaspı nedeniyle yola çıktık ve artık geri dönemeyiz. Arkadaşlarımızı da bu hukuksuzluğa teslim ettik. Arkadaşlarımızın gördüğü işkence boşuna olmamalı. Yorulduk, korkuyoruz diye sinersek arkadaşlarımızı yalnız bırakmış olacağız. Aileme bazen içleri rahat etsin diye eve gittiğimi söylüyorum ama alanda oluyorum. En uygun imkanlı yurtta, 4 kişilik küçücük bir odada kalıyorum. Yurtta çıkan yemeklerden her yediğimde midem bozuluyor ama dışarda yeme imkanım yok. Staj bile bulamadım iş nasıl bulacağım? Stajda bile torpil gerekiyor.”

"AİLEM İKİ POLİS TARAFINDAN ARANDI"

Yıldız Teknik Üniversitesi’nde (YTÜ) rektörün baskıları sebebiyle akademisyenler protestolara doğrudan destek veremiyor. Boykota katılan akademisyenler kişisel olarak aranıp uyarılıyor. Öğrencilere düzenli olarak yollanan mailler ile derslere katılımın zorunlu olduğu hatırlatılıyor. Öğrencilerin aileleri okul ve yurt yönetimleri tarafından aranıyor. Emniyetin Bilgilendirme ve Önleme Faaliyetleri Ekibi (BÖF) tarafından aranan aileler var.

Öğrencilerden D. P. Şunları söyledi: “Tutuklanan, polis şiddetine uğramış, susturulan ve bunların hepsini anayasal haklarını kullandığı için yaşayan öğrenciler olarak okul içinde ve dışında boykotu sürdürecek, geri adım atmayacağız. Yanlış bir şey yapmıyorum bu yüzden korkmuyorum da. Kimlik fotoğraflarımız polis olup olmadığını doğrulayamayacağımız insanlar tarafından çekiliyor. Fişlenme ihtimalimiz olduğu için aldığımız yaralar sonucu doktora bile gidemiyoruz. Ailem 2 polis tarafından arandı ve listede olduğum yakında alınabileceğim söylendi. Sesimizi duymayan bir yönetim, en ufak bir hak aramada kriminalize edilen insanlar, gelecek kaygıları, hesabı verilmemiş felaketler, kaybolan paralar, ya yandaşsın ya bir hiç anlayışı hepimizi çok yıprattı. Alanda inanır mısınız her kesimden insan var.”

Vakıf Üniversitelerinden İstanbul Aydın Üniversitesi’nde de protestolara katılan öğrencilerin idari kadrodaki bazı akademisyenler tarafından fişlendiği bildirildi. Öğrencilere, ders notlarının iletildiği sistem üzerinden protestolara katılmamaları tavsiye edilen bir duyuru gönderildi.

İstanbul Aydın Üniversitesi Öğrencisi Elif, (Bu isim güvenlik gerekçesiyle yanlış verilmiştir) “Gözaltına alınanlar sıra arkadaşlarımız olduğu için endişeleniyorum ancak sıra bana gelir diye değil mücadele olanaklarımız azalır diye. Bugün bir ilerici, demokrat gencin varlığı bile çok şey ifade ediyor” demişti. Elif okuldaki idari kadro tarafından fişlendiğini belirtiyor ve güvenlik gerekçesi ile telefonu üzerinden iletişim kurmayı bıraktı. 

"ÜLKÜ OCAKLARI BİZE SALDIRDI ÖĞRETMENİMİZ YUMRUKLANDI"

Ankara Başkent Üniversitesi’nde öğrenci olan 21 yaşındaki Ata T. “Milliyetçi bir genç olarak, sokaklarda sağcısıyla, solcusuyla, birbirini tanımayan insanların ortak bir mücadelede bir araya geldiğini görmek gurur vericiydi. Hep birlikte dertlerimize ortak olup, ülkemizin geleceği için sesimizi yükselttik. En önde yürüyordum.İlk eylemimizdi, heyecanlıydık. Polislerle sorunumuz yoltu hatta onlara yönelik olumlu sloganlar atsak da, Bozkurt işareti yapanlara TOMA ile müdahale edildi. O an, TOMA’nın yalnızca su sıktığını zannediyordum. Ama üzerime geldiğinde vücudumun yandığını, gözlerimi açamadığımı fark ettim. O an kaçışımı bile hatırlamıyorum. Benden farklı düşündüğünü bildiğim bazı insanlar, bana yardım etti. Süt döküp müdahale ettiler. Pazartesi günü üniversitede demokratik hakkımızı kullanarak bir eylem yapmayı planlıyorduk. Ancak Ülkü Ocakları adı altındaki bazı gruplar bize saldırdı, bıçak çekildi, öğretmenimiz yumruklandı, kadın öğrencilere şiddet uygulandı” diye konuştu. 

Galatasaray Üniversitesi’nden Ceren T. (19 yaşında) akademisyenlerden büyük ölçüde destek aldıklarını söyledi. Öğrencilere sınav ertelemesi gibi kolaylıklar sağlandı. Ceren, “Gözaltı riski bizi korkutmuyor. Bunların olacağını biliyorduk. Arkadaşlarımızın yanındayız. Ailem protestolara katılmama çok taraftar değil, gözaltına alınamamdan ya da fişlenmemden korkuyorlar. Öfkemizin sebebi yılların birikmişliği. Üniversite hocamızın diplomasının iptaliyle suyun 100 derecede kaynaması gibi ortaya çıktı. Bu ülkede diplomamızın da garantisi olmadığını gördük, ne kadar prestijli bir okulda okusak da… Sistemin bozukluğunun hep farkındaydık. Çok kaygılıyım, hepimizin videoları çekildi. Bu olaylar durulmayacak” dedi. 

"KAYBEDECEK BİR ŞEYİMİZ YOK"

Vakıf Üniversitelerinden Yeditepe Üniversitesi’nde öğrenciler rektörlük ile yaptıkları görüşmeler sonucunda protesto eylemlerine katılan öğrencilere yönelik soruşturma ve benzeri yaptırımlar uygulanmayacağına dair söz aldı. Akademisyenler açıktan ya da kapalı bir biçimde protestolara destek veriyor.

Öğrencilerden Sude B. (22 yaşında) “Bu süreçte arkadaşlarımız gözaltına alındı, tutuklandı ama biz bunların bizi korkutamayacağını sindiremeyeceğini sokaları terk etmeyerek gösterdik. Direnişi umut dolu yarınlar için sürdüreceğiz. Geleceğimiz konusunda kaygılıyız. Kaybedecek bir şeyimiz kalmadığını düşünüyoruz. Çoğumuzun aileleri gurur duyuyor ancak endişeliler de. Yaşananlar uzun zamandır biriken tepkinin patlaması oldu. Sokakta ve kampüste yan yana ne kadar güçlü olduğumuzu gördük” diye konuştu. 

Ankara Üniversitesi’nden 21 yaşındaki Zeynep S. “Öğrencilerin ayaklanmasının tek sebebi İmamoğlu değil. Son yıllarda yoksulluk, okulların içinin boşaltılması, mezun olunca iş bulmanın zorluğu, sportif kültürel faaliyetlere erişimin zorluğu gibi nedenler sokağa inmeyi mecbur kıldı. İktidar bayram tatilini arttırarak herkesin evlere çekileceğini düşündü ancak eylemler direncini arttırmalı. Üniversite okurken bir halk hareketine tanıklık etmek, alanda olmak kıvanç verici. Sendikalar ve siyasi partiler bizlerin genel grev, genel boykot çağrısına kulak vermeli” dedi. 

"APOLİTİK GENÇLİK ALGISINI EZİP GEÇTİK"

Protestoların başladığı ilk günden beri hareketliliğin sürdüğü İstanbul Teknik Üniversitesi’nde bazı fakültelerdeki akademisyenler protestolarda öğrencileri destekledi. Bazı akademisyenler ise derse gelen öğrencilere fazladan puan vaat ederek boykot kırıcılık yaptı.

22 yaşındaki Çiğdem E. Yaşananlara ilişkin şunları söyledi: “Amacımız ayaklar altına alınan haklarımıza ve geleceğimize sahip çıkmak. Alanlarda hedef gözetilerek plastik mermiyle vurulan arkadaşlarımız oluyor. Bunlar kameralara da yansıyor. Ailemi endişe etmesinler diye haberdar etmedim. Gözaltına alınan ve tutuklanan arkadaşlarımızı mutlaka alacağız. Okulumla gurur duyuyorum. Bunca zamandır pompalanan ‘apolitik gençlik’ algısını ezip geçtik. Okulumuzun tarihine sahip çıktık.”

"BU DÜZEN BİZE YOKSULLUKTAN BAŞKA ŞEY VAAT ETMİYOR"

Bilkent Üniversitesi’nden Eylül Y. İse şunları kaydetti: “Binlerce sıra arkadaşımızla kol kola çıkıp taştığımız üniversiteler hiç olmadığı kadar bizim, korkuyla karşımıza tomaları ve polisleri dikenlerin işgal ettiği sokaklarsa evimiz kadar yakın oluyor bize. Baskının, korkunun, şiddetin iktidarına karşı, geleceğimizi çalanların, yobazların karanlığına karşı öfkemizi örgütlüyoruz bu yüzden. Oysa biz , AKP'nin ve bu karanlık düzenin bize dayattığı baskı ve sindirme politikalarına teslim olmuyoruz! Çünkü biliyoruz ki bu düzen bize açlıktan, sefaletten, yoksulluktan, geleceksizlikten başka bir şey vaat etmiyor.”