Metin Lokumcu davası sürüyor: 'Polis 'Küçük Küba’ya geldik, burayı dağıtıp geleceğiz' demiş
Hopa’da, 31 Mayıs 2011’de polisin biber gazlı müdahalesi sonucu yaşamını yitiren öğretmen Metin Lokumcu davasının üçüncü duruşması, Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülüyor.
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakan olduğu dönemde Artvin'in Hopa ilçesine 31 Mayıs 2011 tarihinde yaptığı ziyaret sırasında yaşanan olaylarda polis biber gazı kullanmış, öğretmen Metin Lokumcu da kalp krizi geçirerek yaşamını yitirmişti. Lokumcu’nun ölümüne ilişkin açılan davanın üçüncü duruşması bugün görülüyor.
Duruşmaya Lokumcu’nun ailesi, avukatları, çok sayıda barodan temsilciler, siyasi parti temsilcileri ve yurttaşlar katıldı.
Bugünkü duruşmada, sanıklardan dönemin Artvin İl Emniyet Müdürü Muhsin Armağan ve çevik kuvvet polisi Muhammet Ulaşlı ile görgü tanıkları dinlendi. Sanık polis Muhammet Ulaşlı, savunmasında, gaz kullanma talimatını müdürü Erol Darcanlı’dan aldıklarını belirterek, “İlk müdahalede gazı biz kullanmış olabiliriz. Zaten benim elimdeki gaz 15-20 dakika içinde bitmişti” dedi.
Lokumcu Ailesi’nin avukatlarından Sercan Aran, Ulaşlı’ya, “15-20 dakikalık bir ara oldu dediniz. Bu arada ne oldu? Grup mu dağıldı” diye sordu. Ulaşlı, bu soruya, “Grup dağıldı gibi oldu. Gaz tüpümü bıraktım o arada hem de dinlendim. Müdürüm Erol Darcanlı’ya sordum bunu da” diye yanıt verdi.
Dönemin Artvin İl Emniyet Müdürü Muhsin Armağan ise savunmasında şunları söyledi:
“Sayın Valimiz, alay komutanı ve heyetle birlikte alanı inceledikten sonra, heyetle birlikte Başbakan’ı (Erdoğan) karşılamak için Sarp Sınır Kapısı’nda beklerken miting alanından başka bir alanda ayrı bir grubun toplandığı bilgisi geldi. Vali Bey, Kaymakam Bey’i bakması için bilgilendirdi. Sonrasında olayların çıktığı bilgisi geldi. Sonrasında beni gönderdi Vali Bey. Ben de gittiğimde taşlama olduğunu, TOMA’nın orda olduğunu gördüm. O sırada, hastanede kalp krizi sonucu birisinin öldüğü bilgisi geldi. Ben Metin Lokumcu’yu tanımıyordum. Ama görüntülerde hareketli bir tavrı vardı. Bağırıp çağırıyordu. Grup dağılmayınca müdahale emri verilmiş. Ben çok yerde görev yaptım, böyle bir taşlama görmedim. Hopa’daki bütün taşları toplasan bu kadar taş olmaz. Başbakan gidene kadar taş atıldı. Bu olaylarda Başbakan’ın koruma polisi ve 20’ye yakın memur yaralandı.”
“POLİS ‘KÜÇÜK KÜBA’YA GELDİK. BURAYI DAĞITIP GİDECEĞİZ’ DEDİ”
Tanık Kamil Ustabaş da polisler arasındaki bir diyaloğa şahitlik ettiğini söyleyerek şöyle konuştu:
“Sabah saatlerinde kolluk kuvvetleri çay ocaklarında oturuyorlardı. Biz de çay ocaklarındaydık. Bir polisin telefon konuşmasına şahit oldum. Polis ‘Küçük Küba’ya geldik. Burayı dağıtıp geleceğiz’ diyordu. O dönemin kaymakamı Abdullah Aktaş’ın ‘Gaz kullanma emrini ben verdim. Gaz stoklarımız bitti’ diye açıklaması olmuştu.”
“HOPA HALKINI CEZALANDIRMAK AMACIYLA”
Duruşmaya ilişkin değerlendirmede bulunan Sol Parti Meclis Üyesi Alper Taş, “Sanık anlatımlarından anladığımız kadarıyla Hopa’da güvenlik nedeniyle sorunlar olabileceği söylenmesine rağmen özellikle Başbakanlık tarafından miting yapılmış. Özellikle planlanmış, başka bir yerde miting yapma tercihi olmasına rağmen. Oradaki insanların doğal olarak taleplerini dile getirilmesinin ve bastırılmasının önceden kararlaştırıldığı anlaşılıyor. Mahkemenin seyrinden çıkardığımız; Hopa halkını cezalandırmak amacıyla mitingde ısrar edilmiş” diye konuştu.
“EMRİ VEREN SİYASİ İRADEDİR”
Türkiye İşçi Partisi PM Üyesi Avukat Dursun Ali Koyuncu, Lokumcu’nun öldüğü olayda orantısız güç kullanıldığını sanıkların itiraf ettiğini savunarak, “Emri kimin verdiği belli olmayan bir hava çizmeye çalışıyorlar ama biz biliyoruz ki bu emri o dönemki siyasi irade verdi. Bu emri verenler siyasi iradenin ta kendisidir” dedi.
HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, polislerin müdahalesi ve gaz sıkması sonucu Lokumcu’nun öldüğünü kaydederek şunları söyledi:
“Türkiye’de asıl korunması gereken toplantı ve gösteri hakkının yapılmasıyken buna karşı, engellemek için neler yapılabileceği tartışılıyor. Her türlü donanım, gaz çeşidi, alet çeşidi duruşmada tartışılıyor. Bu gerçekten, o ölüm olayını da düşündüğünüzde insana tuhaf bir izlenim bırakıyor. Amirlerin sorumluluğu birbirine attığını görüyoruz. Hesap verebilirlik, denetim, önlenebilirlik olmadığı için arkasından karşılaştığımız cezasızlık politikalarıyla adalete erişimde çok büyük güçlükler yaşıyoruz.”
Eski CHP Artvin Milletvekili Yüksel Çorbacı, Hopa’da miting yapılmaması önerilmesine rağmen ısrarla mitingin yapılma yönünde karar alındığını söyleyerek, “Çok daha yüksek seviyede güvenlik önlemi alındı. Yedi ilden güvenlik elemanları, çevik kuvvet, TOMA araçları, her türlü araç ve tesisat, polis Hopa’ya geldi… Ortada herhangi bir olay yokken, uyarı da yokken. Sadece mitingi yapacak Recep Tayyip Erdoğan’a dikensiz bir gül bahçesi yapmak için oradaki tüm muhalif unsurlar özellikle temizlenmeye çalışıldı, o nedenle olay oldu. Talimat verildi, Başbakanlık korumaları tarafından” dedi.
En Çok Okunan Haberler
- Avrasya tüneli trafiğe kapatıldı!
- İtirafçı Nevzat Bahtiyar'dan sürpriz hamle geldi
- Nasuh Mahruki'nin tutuklanma gerekçesi belli oldu!
- Cem Garipoğlu soruşturmasında karar!
- Elektronik kelepçeyi kırıp cinayet işledi
- Beşiktaş'tan Talisca açıklaması: 'Karar verilmiştir'
- MSB açıklamasında 'Erdoğan' ayrıntısı
- Albaya verilen ceza belli oldu!
- Teğmenlerin avukatlarından açıklama geldi!
- Kaynanasını hiçbir zaman sevemeyen 4 kadın burcu