Meral Akşener'den 'operasyon' açıklaması: Ordumuza başarılar diliyorum
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İstanbul programı kapsamında öğretmenlerle bir araya geldi. Akşener "Dün gece geç saatlerde Suriye'de başlayan sınır ötesi harekât için ordumuza başarılar diliyorum. Askerlerimizin ayağına taş değmesin, inşallah her şey bizim öngördüğümüz gibi milletimizin hissiyatına uygun olarak gelişir. Zorlu bir süreçtir. Allah kolay kılsın diyorum" dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İstanbul programı kapsamında bugün saat 11.30’da emekli ve çalışan öğretmenlerle Beyoğlu'nda gerçekleşen kahvaltıda bir araya geldi.
Akşener’e, İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu ve milletvekilleri eşlik etti. Kahvaltının ardından Meral Akşener ve öğretmenler hep birlikte öğretmen marşını okudu.
Meral Akşener Suriye ve Kuzey Irak'a başlatılan Pençe-Kılıç Hava Harekatı’ndan bahsederek "Dün gece geç saatlerde Suriye'de başlayan sınır ötesi harekât için ordumuza başarılar diliyorum. Askerlerimizin ayağına taş değmesin, inşallah her şey bizim öngördüğümüz gibi milletimizin hissiyatına uygun olarak gelişir. O nedenle o zorlu bir süreçtir. Allah kolay kılsın diyorum." dedi.
“CUMHURİYET BİR ŞEYİ BAŞARDI O BAŞARILAN DA EĞİTİMDİR”
Cumhuriyet bir şeyi başardı. O başarılan da eğitimdir. Önce öğretmeni yetiştirdi. En zor şartlar altında bile öğretmeni yetiştirmekten vazgeçmedi. Yatılı öğretmen okullarında kız veya erkek bu çocukları Türkiye’nin her tarafından gelmiş diğer çocuklarla bir araya koydu. Kardeş etti ve birbirleriyle olan iletişimini ömür boyu sağlamalarını sağladı. ‘Biz, eğitim ordusuyuz, bu ülkeyi kalkındıracağız’ diyerek bizleri mezun etti, kardeş etti, dost etti, bu ülke için nefer etti.
Bu tür okullar kapatılarak, arkasından köy okulları kapatılarak, arkasından öğretmenlik mesleği ki hiçbir zaman çok yüksek maaş alan bir meslek olmamıştı ama dünyanın her yerinde ve Türkiye’de herkesin saygı duyduğu bir meslekti ve öyle olmalıdır. Sözleşmeli öğretmen olamaz, böyle bir şey var mı? Ücretli öğretmen olamaz. Kadrolu öğretmen, şu öğretmen, bu öğretmen. Bu kadar öğretmen yetiştiren üniversite açmayacaksın. Yok muydu aklın? O beğenmediğin yöneticilerin, o beğenmediğin Cumhuriyet’i kuranların aklı yok muydu? Gerektiği kadar öğretmen yetiştirip her birini birinci derecede eğitip, öğretip ondan sonra da kökten başlayan kalkınmanın neferi haline getiren Cumhuriyet’in bu başarısını ille de ortadan kaldırmak mı lazımdı kardeşim?
“KÖY OKULLARI KAPATILMAMALIYDI”
Diğer okulları yaydınız, tamam. Hiçbir hesap kitap yok tamam. Ama öğretmenlik mesleği ve öğretmenlik konusunda bunları yapmamak gerekiyordu. İster 30, ister 40 öğrencisi olsun bu köy okulları kapatılmamalıydı, öğretmen okulları kapatılmamalıydı ve eğitimdeki bu keşmekeş, karmaşa asla olmamalıydı.
“MERAL AKŞENER ÜZERİNDEN ANLATTIĞIM ŞEY TÜRKİYE’NİN HALİDİR”
Sadece ve sadece öğretmen okulu mezunu olup 15 yıl üniversitede, 2 yıl lisede öğretmenlik yapmış meslektaşınız olarak ilkokul öğretmeni olmuşum, üzerine üniversite bitirmişim sonra lise öğretmenliği yapmışım sonra bir sınav açılmış o sınava girmişim üniversite de asistanlık kazanmışım sonra hoca olmuşum. Bütün bunları sağlayan o köyden çıkıp Bursa Öğretmenlik Okulu’nun sınavına girmek olmuş. Bir şey değişmiş hayatımda her şey değişmiş. Meral Akşener üzerinden anlattığım şey Türkiye’nin halidir.
“ÖĞRETMENLERİN KALBİNİN, KAFASININ RAHAT OLMASI GEREKİR”
Bir şey daha öğretilirdi; başkasının çocukları sınıfın içine girdiğinden itibaren senin çocuğundur. Çoğumuz ailemizin dışında bir şehirde görev yapmışsak çocuklarımıza bakıcı bakardı. Çocuğunuz hasta olur ilacını verirsiniz bakıcıya teslim edersiniz ve okula gidersiniz. Öğretmenler izin almayı bilmezdi. O kapıdan girene kadar kafanızda çocuğunuzun ateşi vardır. O kapıdan içeri girersiniz, çocuğunuzun görüntüsü, endişesi kapının dışında kalır, içeri girince her bir öğrenci sizin evladınızdır ve orada bulunduğunuz süre boyunca onların hayatından çalmamak için kendi hayatınızdaki her şeyi unutursunuz. Bu eğitim verilirdi ama günlük hayatınızda da sizin kafanızın rahat olduğu bir ortam da sağlanırdı. Biz saygı görürdük. Herhangi bir topluluğa girdiğimiz zaman herkes ayağa kalkar yer verirdi. Bazı köylerde, köylü yemek götürürdü. Burada paradan hiç söz etmedim ama inanılmaz bir saygı vardı. İnsanlar da bilirdi ki evladının geleceğini öğretmene teslim etmiştir.
İddia ediyorum bir öğretmen kendi çocuğuna veremediği, imkan bulamadığı emeği, ‘başkalarının çocuğuna’ vermiştir. Onun için öğretmenlerin kalbinin, kafasının rahat olması gerekir. Yarının endişeyle karşılanır bir yarın olmaması gerekir. 5 çeşit 6 çeşit öğretmen tanımının olmaması gerekir.”
En Çok Okunan Haberler
- Saadet'te yeni genel başkan belli oldu
- Kriminal raporun ayrıntıları ortaya çıktı
- Yandaş yazar, son anket sonuçlarını açıkladı!
- İktidarın '25 Kasım' korkusu
- İstanbul'da aile katliamı
- AKP sayesinde bu düş de gerçek oldu!
- 4 kişiyi öldürüp intihar etti!
- 'Bu işin şakası yok, herkes ayağını denk alsın'
- Akalın'dan İYİ Parti'yi karıştıracak açıklama
- Gökçek döneminde belediyeden geçen karar pes dedirtti!