Memurlardan TÜİK önünde zam protestosu

Haziran ayı enflasyon oranlarının açıklamasının ardından İzmir’de Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) önüne giden Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) İzmir Şubesi üyeleri yapılan memur zamlarını protesto etti.

Memurlardan TÜİK önünde zam protestosu
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 05.07.2023 - 13:58

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) enflasyon rakamlarının açıklamasının ardından İzmir’de Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) önünde eylem yaptı.

TÜİK’in, haziran ayı enflasyonunu yıllık yüzde 38,21, aylık yüzde 3,92 olarak açıklamasının ardından memur maaşılarına yüzde 86’lık zam yapıldı ve en düşük memur maaşı 22 bin 17 TL'ye çıkarıldı. Maaşları protesto eden KESK İzmir Şubesi üyeleri “Ne TÜİK’in sahte enflasyonu, ne iktidarın refah payı aldatmacası, insanca yaşayacak ücret istiyoruz!” yazılı pankartla kurumun önüne geldi.

“Rakamlarla oynama emekçiyi soyma”, “Hükümet zammını al başına çal”, “Yüzdelik zamlar istemiyoruz” ve “Seçim geçti yoksulluk arttı” sloganları atan grup adına basın açıklamasını BES İzmir Şube Başkanı Mustafa Güven okudu.

“MAAŞLARIMIZ İKTİDARIN KENDİSİNİN DAHİ İNANMADIĞI TÜİK RAKAMLARINA GÖRE ARTIRILIYOR”

KESK’e bağlı sendikaların üyeleri olarak ülke genelinde yine alanlarda olduğunu dile getirerek sözlerine başlayan Mustafa Güven, “Alanlardayız. Çünkü TÜİK yaşadığımız hayat pahalılığını en az yarı yarıya düşük göstererek maaş artışlarımızı adeta bir kara delik gibi yutmaya devam ediyor.

Alanlardayız. Çünkü maaşlarımız, ücretlerimiz yıllardır hiç kimsenin, iktidarın kendisinin dahi inanmadığı TÜİK rakamlarına göre artırılıyor. Yaşadığımız gerçek hayat pahalılığı ile ilgisi olmayan bu sanal rakamlar özellikle maaş zammı alacağımız dönemlerde daha da aşağı çekiliyor. Çarşıda, mutfakta yaşadığımız gerçek enflasyon 2 ise TÜİK bunu 1 puan gösteriyor. 

Alanlardayız. Çünkü bunun son örneğini yaşadık. TÜİK bugün Haziranda enflasyonun aylık yüzde 3,92, yıllık yüzde 38,21 olduğunu açıkladı. Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklinin maaş artışında önemli bir faktör olan altı aylık enflasyonun ise yüzde 19,77 olduğunu açıkladı. 

Seçim vaadi olan doğalgaz bahanesi ile Mayıs Ayı Enflasyonu 0,04 çıkarıldı. Yani doğaldazın faturasını kamu emekçileri ve emeklileri ödetilmek isteniyor” dedi. 

“22 BİN TL 1119 DOLARDAN 846 DOLARA DÜŞTÜ”

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim vaadi olan 22 bin TL’nin gün geçtikçe eridiğini ifade eden Güven, “15 Mayıs'ta 22 bin TL, 1119 dolardı. Bugün Dolar kuru 26 TL, 5 Temmuz itibari ile 22 bin TL. 846 dolara düşmüş durumda. Seçimlerde en düşük memur için baz alınan 2,5 asgari ücret ise 28,500 TL’ye çıkmış durumda bu arada yoksulluk sınırı ise 40 bin TL’yi aşmış durumda.

15 Mayıs'taki 22 bin TL’nin alım gücünü bugüne uyarlarsak eğer 30 bin TL’ye tekabül ediyor.

Yani kamu emekçilerine seçimden önce vaat edilenler dolar ve temel tüketim maddelerine gelen zamlar ve düşük enflasyon rakamları ile çoktan alınmış durumda. Seçim vaatlerinin faturasını kamu emekçilerine ve emeklilerine fatura edilmesine karşı alanlardayız” diye konuştu.

“KAMU EMEKÇİSİ MAAŞI ASGARİ ÜCRETİN 1,5 KATINA İNDİ” 

Bağımsız iktisatçılardan oluşan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAGrup) verilerini de paylaşan BES İzmir Şube Başkanı, “ENAG’a göre ise enflasyon Haziranda aylık yüzde 8,54 altı aylık yüzde 50,53 yıllık yüzde 108,58 artmıştır. Alanlardayız. Çünkü yandaş konfederasyon yöneticilerinin her toplu sözleşmede iktidarın belirlediği hedef enflasyon rakamlarına imza atmasından bıktık. Yetmezmiş gibi TÜİK rakamlarına göre bile her altı ayda enflasyon farkı oluştuğu halde “tarihi başarı”, “bütçeden hakkımızı, refahtan payımızı aldık” gibi nutuklar atılmasından usandık. Alanlardayız. Çünkü 15 derecenin 1. kademesinde bekâr bir kamu emekçisinin eline geçen 10 bin 450 TL çoktan açlık sınırının altında kaldı. İktidarın buna 925 TL çalışmayan eş ve 325 TL tutarındaki iki çocuk yardımını ekleyerek 11 bin 800 TL olarak gösterdiği en düşük kamu emekçisi maaşı ise şimdilik açlık sınırının bir tık üzerine denk geliyor. Emekli kamu emekçileri ise açlık sınırının iki bin TL altında bir rakamla ayın sonunu getirmeye çalışıyor. Alanlardayız. Çünkü Türkiye tüm çalışanlar için bir asgari ücretliler ülkesine çevrilmiş bulunuyor. On yıl önce asgari ücretin 2,5 katı olan en düşük kamu emekçisi maaşı haziran itibari ile 8.506 TL olan asgari ücretin 1,2 katına indi. Yine on yıl önce asgari ücretin 3 katını aşan ortalama kamu emekçisi maaşı asgari ücretin 1,5 katına indi. İşin özü kamu emekçileri, emeklileri olarak yıllardır ne bütçeden hakkımızı ne de refahtan payımızı alabiliyoruz” ifadelerini kullandı.

“TEK ÇÖZÜM İNSANCA YAŞAMAYA YETECEK ÜCRET MÜCADELESİNİ YÜKSELTMEKTEN GEÇİYOR”

Kamu emekçilerine seslenen Mustafa Güven, “Bugün aynı oyun “en düşük kamu emekçisi maaşı 22 bin TL’yi bulacak” vaadi ile sürdürülmek isteniyor. Üstelik söz konusu artışın tüm kamu emekçilerine, emeklilere adil bir şekilde yansıyıp yansımayacağı hala belli değil. Konuya ilişkin yasa teklifinin meclise sunulması bekleniyor. Buradan tüm kamu emekçilerine sesleniyoruz. Gelin yıllardır tekrarlanan bizi her geçen gün daha sefalete iten bu oyuna artık dur diyelim. Ne TÜİK’in sahte enflasyon rakamlarına, ne iktidarın refah payı aldatmacasına kanmayalım. Yandaş basının müjde haberlerine itibar etmeyelim. Önümüzdeki günlerde verilen söz yerine getirilse dahi TÜİK sahte enflasyon rakamları açıklamaya devam ettikçe, adaletsiz gelir vergisi dilimleri sürdükçe, TL döviz karşında değer yitirdikçe bugün yüksek gibi görünen maaş artışları yarın yine sefalet düzeyine inecek. Tek çözüm insanca yaşamaya yetecek ücret mücadelesini yükseltmekten geçiyor” dedi.

AKP iktidarından taleplerini açıklayan Güven; sözlerini şöyle noktaladı:

“Bunun için en düşük kamu emekçisi maaşı temmuz ayı itibari ile eş ve çocuk yardımı, kira yardımı, ulaşım ve yakacak yardımı gibi sosyal yardım kalemleri ile yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalıdır. Bu rakam her üç ayda bir yoksulluk sınırında yaşanan artışa göre güncellenmeli, üzerine her çeyrekte yaşanan büyüme rakamları refah payı olarak eklenmelidir. Gelir vergisi birinci dilim oranı yüzde 15'ten yüzde 10’a düşürülmeli,  yoksulluk sınırına kadar olan maaşlar-ücretler birinci vergi diliminde sabitlenmelidir. Seçim öncesi verilen kira yardımı, mülakatın kaldırılması sözlerinin gereği zamana yayılmadan hemen yerine getirilmelidir. Bizler yoksullukta, sefalette eşitlenmek değil hak ettiğimiz refahta birleşmek istiyoruz. Bizler ulufe değil,  grevli gerçek bir toplu sözleşme düzeni istiyoruz! İktidarın tek taraflı olarak çıkardığı yasalar değil, konfederasyonların, sendikaların kamu emekçilerinin söz ve karar sahibi olacağı demokratik bir çalışma yaşamı istiyoruz. KESK’e bağlı sendikaların üyeleri olarak tüm kamu emekçilerini, emeklileri yıllardır hepimize kaybettiren bu yoksulluk ve sefalet düzenine karşı insanca yaşayacak ücret, güvenceli iş, güvenli gelecek mücadelesinde omuz omuza vermeye çağırıyoruz.”


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon