MEB’in yeni eğitim öğretim yılı açılışını ‘Çanakkale’den Gazze’ye bağımsızlık ruhu ve vatan sevgisi’ dersi ile açmasına tarihçilerden tepki: 'Atatürk'süz ilk ders

Eğitim öğretim yılı yarın açılıyor. İlk ders “Çanakkale’den Gazze’ye bağımsızlık ruhu ve vatan sevgisi”. Ancak o ders planında Mustafa Kemal Atatürk yok. Tarihçiler tepkili.

MEB’in yeni eğitim öğretim yılı açılışını ‘Çanakkale’den Gazze’ye bağımsızlık ruhu ve vatan sevgisi’ dersi ile açmasına tarihçilerden tepki: 'Atatürk'süz ilk ders
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 08.09.2024 - 16:41

Emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu yeni eğitim öğretim yılının açılış tarihinin Türk tarihinde yer alan en önemli tarihin 9 Eylül olduğuna dikkat çekti. 9 Eylül’ün Türk İstiklal Savaşı’nın başarıya ulaştığı, kazananın belli olduğu, işgal kuvvetlerinin Türk topraklarından sökülüp atıldığı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı gün olduğunun altını çizen Babüroğlu, “17. Türk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı bir gün varken, o makamlar bu temele bağlıyken neden ilk ders ‘Çanakkale’den Gazze’ye bağımsızlık ruhu ve vatan sevgisi’ olur?” tepkisini gösterdi. Çanakkale Zaferi’nin bir “Türk zaferi olduğuna” işaret eden Babüroğlu, aynı zamanda Çanakkale’nin Türk milletinin Atası Mustafa Kemal Atatürk’ün de tarih sahnesine çıktığı bir savaş olduğunu vurguladı. 

‘ARAP ERLERİ NARGİLE İÇİYORDU’

Babüroğlu, Karatay Sosyal Araştırmalar Dergisi’nde yayımlanan “Gelibolu’da Arıburnu muharebeleri” başlıklı yazısına da atıfta bulundu. Babüroğlu, Seddülbahir, Anafartalar, Arıburnu, Conkbayırı muharebeleri sırasında Kolordu Kurmay Başkanı Fahrettin Altay’ın anılarında yer alan 72. ve 77. alaylar ile 25 Nisan 1915 günü yaşananları şöyle anlattığına dikkat çekti: 

“Arıburnu önlerinde deniz yüzlerce gemiyle örtülmüştü. Top sesleri aralıksız devam ediyordu. Aramızdaki vadi cepheden gelen yaralılarla dolmaya başladı. İlerimizdeki 77. Alay’ın çadırlı ordugâhında, alaydan kaçan birçok Arap erlerinin çadırlarda saklandıklarını ve nargile içmekte olduklarını gördük. Bunları toplayarak cepheye gönderdik...” 

‘ARAP ERLERİN KAÇAK SAYISI ARTTI’

Babüroğlu, dergideki yazısında ayrıca 27. Alay Komutanı Yarbay Şefik Aker’in de 77. Alay konusunda günlüğüne şunları yazdığını belirtti: 

“27. Alay’ın gece taarruzlarında, gündüz alınamamış olan Kırmızısırt alındı. 77. Alay’ın güney kanadında ise büyük fedakârlıklarla kazanılan yerler terk edildi. 77. Alay’da çok sayıda Arap erleri vardı… Taarruzlar, kızışıp düşman bombardımanı ortalığı karıştırınca, Arap erlerinin kaçak sayısı arttı. Birliklerini bırakarak dağılan bu Arap erleri fundalıklar içine sinmişlerdi… 27. Alay’ın 1’inci Taburu ile 77. Alay’ın iç kanat birlikleri hem önlerindeki düşmanın hem de arkalarındaki kaçak Arap erlerinin ateşleri arasında kaldı. Bu durum, 27. Alay’ın kanadını sarstı. 77. Alay’da çözülmeler başladı. Yarbay Mustafa Kemal’in Tekirdağ’a gelerek 19. Tümen Komutanlığı görevini teslim aldığı tarih 2 Şubat 1915’tir. III. Kolordu Komutanı’nın emriyle, tümenin sadece 57. Alay’ı ile Gelibolu’ya, Maydos’a (Eceabat’a) hareket etmiş ve burada İstanbul’dan gönderilen 72 ve 77. alayları komutasına almıştır. Gelibolu’ya giderken Kolordu Karargâhı Kurmay Başkanı Fahrettin Altay’la görüşür. Çözülmeler gittikçe çoğaldı… Artık bu durumda bir şey yapılamayacağı ve bu karışıklığa bir son vermek için derhal geriye çekilip toparlanmak gerektiği teklif edildi. Harekât durduruldu. 77. Alay büyük kısmı ile dağılmıştı. Eğer bu Arap erlerinin yerinde, bunlarla değiştirilen Türk erleri olsaydı, tekrar edilecek Türk saldırılarıyla, esasen gündüzden sarsılmış olan Avustralyalılar daha o gece vapurlarına çekilmek zorunda kalacaklardı.” 

'TARİHE HAKSIZLIK'

17. Türk devleti Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temelini “3 Mustafa”nın, Mustafa Kemal Atatürk, Mustafa İsmet İnönü ve Mustafa Fevzi Çakmak’ın attığına da dikkat çeken Babüroğlu, tarihi yazanların “tarihe sadık kalması gerektiğine” de dikkat çekerek, “Aksi bir durum tarihe haksızlıktır” ifadelerini kullandı. 

‘9 EYLÜL BAĞIMSIZLIKTIR’

Tarihçi ve gazetemiz yazarı Sinan Meydan da Atatürksüz ilk derse tepki gösterdi. Gazetemize konuşan Meydan şu tarihi tespitlere yer verdi:  

“Bak MEB! Bu topraklarda 9 Eylül’de ‘vatan’ ve ‘bağımsızlık’ denince akla Türk milletinin aklına İzmir gelir, Türk Bağımsızlık Savaşı gelir, Mustafa Kemal Atatürk gelir. MEB’in isteğiyle yeni eğitim dönemi ‘Çanakkale’den Gazze’ye vatan savunması ve bağımsızlık mücadelesi’ dersiyle başlayacakmış ve o ders planında Atatürk yok. Şu tuhaflığa bakar mısınız? 9 Eylül; Türk milletinin varlık yokluk savaşı, Türk Bağımsızlık Savaşı’nın kesin sonucunun alındığı, Büyük Zaferleri kazanan Mustafa Kemal’in askerlerinin İzmir’e girdiği, Türk vatanının düşman işgalinden kurtulduğu, Türk milletinin bağımsızlığına kavuştuğu tarihtir. Türkiye Cumhuriyeti’nde, 9 Eylül’de başlayan yeni eğitim dönemi ‘Vatan Savunması ve Bağımsızlık Mücadelesi’ dersiyle başlayacaksa bu dersin adı ‘Çanakkale’den Dumlupınar’a vatan savunması ve bağımsızlık mücadelesi’ olmalıdır. Bu derste Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın liderliğindeki vatan savunmasının ve Türk Bağımsızlık Savaşı’nın Arap İslam dünyası dahil dünyadaki tüm ezilen, sömürülen milletlere örnek olduğu, emperyalizmekarşı zafer kazanan Türk ordularının Gazi Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın İslam dünyasında ‘Allah’ın kılıcı’ olarak görüldüğü, adına şiirler, marşlar yazıldığı, Selahattin Eyyübi ile birlikte posterlerinin elden ele taşındığı ve Fas, Mısır, Hindistan, Cezayir gibi ülkelerin bağımsızlık mücadelelerinde Mustafa Kemal’i ve Türk Bağımsızlık Savaşı’nı örnek aldıkları anlatılmalıdır.” 

‘ÇOCUKLARIMIZI KANDIRMAKTAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİL’

Çanakkale muharebeleri sırasında Osmanlı İmparatorluğu’nun bir çok uluslu imparatorluk olduğuna vurgu yapan Meydan, o sırada Suriye ve Filistin’in de Osmanlı toprağı olduğunu belirtti. Dolayısıyla Osmanlı ordusunda bu coğrafyadan da askerlerin bulunduğunu, Çanakkale’deki 72. ve 77. alaylarda Arapların yer aldığını söyleyen Meydan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ancak Çanakkale bir din savaşı değildi. Çanakkale’de - halifenin cihat fetfasına rağmen - İngiliz, Fransız orduları saflarında Türklere karşı savaşan Müslüman sömürge askerleri de vardı. İkincisi Birinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale muharebeleri sonrası, 1916 yılında Şerif Hüseyin liderliğinde İngilizlerle hareket eden Araplar, Osmanlı’ya karşı ayaklandı. 1917-1918’de İngiliz - Arap ortak hareketleri sonucunda Osmanlı, Suriye ve Filistin’i kaybetti. 7. Ordu Komutanı Mustafa Kemal, 25 Ekim 1918’de Halep’in kuzeyinde İngiliz ordusunu destekleyen Arap aşiretlerinin saldırısına uğradıklarını, kendisinin Araplara karşı sokak savaşlarını yönettiğini ayrıntılı biçimde anlatıyor. Dolayısıyla MEB’in Çanakkale’de Türk ordusundaki bazı Arap askerler üzerinden Birinci Dünya Savaşı’nda Türkler ve Arapların ortak düşmanına (İngilizlere, Fransızlara) karşı birlikte bir vatan savaşı, bir bağımsızlık savaşı verdikleri tezi tamamen gerçek dışıdır. Tam tersine, 1916 yılında Şerif Hüseyin’in liderliğindeki isyancı Araplar, kendi ifadeleriyle kendi vatanları, kendi bağımsızlıkları için Osmanlı’ya karşı İngilizlerle birlikte hareket etmişti. Yani Birinci Dünya Savaşı’nda Türkler ve Araplar aynı vatan savaşının değil, farklı vatan savaşının taraflarıydı. MEB’in bu gerçeği görmezden gelip Birinci Dünya Savaşı’nda Arapların da Türklerin vatanı için savaştıklarını anlatması, çocuklarımızı kandırmaktan başka bir şey değildir.” 

‘MEB 9 EYLÜL’Ü GÖLGELEMEK İSTİYOR’

Siyasal İslamcı iktidarın Atatürk’ün kurduğu tam bağımsız, üniter, laik Türkiye Cumhuriyeti’ni “Yeni Türkiye (Yeni Osmanlı)” adını verdiği dinsel saray rejimine dönüştürmek istediğini de söyleyen Meydan, “Bunun için bir taraftan Arap ağırlıklı demografik işgale göz yumarken, diğer taraftan özellikle Diyanet ve MEB eliyle laikliği ve ulusal bilinci aşındırıyor. 26 Ağustos’ta Malazgirt anmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malazgirt Zaferi’ne Arapları ortak ederken şimdi de MEB, 9 Eylül’de İzmir’in kurtuluşunu, ‘Birinci Dünya Savaşı’nda Türkler ve Araplar ortak düşmana karşı vatan savaşı verdi’ yalanıyla gölgelemek istiyor. Gazze’deki insanlık suçuna ses çıkarmak için tarihi çarpıtmaya gerek yok. Açıkça bu insanlık suçu kınanabilir” dedi.


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler