İzmirli hekimlerden katledilen Dr. Bağce tepkisi: Fail kadın düşmanı politikalardır
İzmir Tabip Odası, Alanya’da doktor Melek Bağce, boşanma aşamasındaki eşinin bıçaklı saldırısı sonucu öldürülmesine tepki gösterdi. İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesi ve 6284 Sayılı Yasa'nın tartışmaya açıldığına dikkat çeken, Uzm.Dr. Mevhibe Tümüklü , “Kadın cinayetleri politiktir ve bütün kadın cinayetlerinde olduğu gibi kız kardeşimiz Dr. Melek Bağce'yi yaşamdan koparan fail yalnızca boşanma aşamasında olduğu erkek değil, bu kadın düşmanı politikalardır” dedi.
İzmir Tabip Odası, Antalya'nın Alanya ilçesinde yaşayan doktor Melek Bağce, boşanma aşamasındaki eşinin bıçaklı saldırısı sonucu öldürülmesine tepki gösterdi. Hekimler, cinayetin iktidarın şiddeti meşrulaştıran siyaset dilinin bir sonucu olduğunu vurguladı.
İzmir Tabip Odası’nda gerçekleşen basın açıklamasına İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Uzm. Dr. F. Yüce Ayhan, Yönetim Kurulu Üyeleri Dr. Serkan Şen, Kadın Hekimlik Komisyonundan Uzm.Dr. Mevhibe Tümüklü, Uzm.Dr. Şükriye Kaplan, Dr. Melike Arabacı ve Aile Hekimliği Komisyonundan Dr. Nuri Seha Yüksel katıldı.
“Acılıyız, öfkeliyiz” diyerek sözlerine başlayan Dr. Yüce Ayhan, Dr. Bağce’nin katledildiğini ne ilk ne de son olacağını vurgulayarak daha önce yaşamını görevi başında erkek şiddetiyle hayatını kaybeden sağlık çalışanlarını hatırlattı.
“KADINI SAHİPLENİLMESİ GEREKEN BİR MAL GİBİ GÖREN KADIN DÜŞMANI ERKEK EGEMEN POLİTİKALAR”
Cinayetin iktidarın şiddet dili ve politikalarından kaynaklandığını ifade eden Dr. Ayhan, “Şiddeti meşrulaştıran, körükleyen, hatta sürekli olarak yeniden üreten iktidar ve siyaset dili, başta kadınlar, çocuklar, gençler, LGBTI+lar olmak üzere toplumun bütün kesimlerinde baskı, sindirme ve korku iklimi yaratmak amacıyla sürdürülmektedir. Dozu giderek artan bu şiddet söylemi, insan ve doğa haklarını hiçe sayan güvenlikçi-militarist-neoliberal politikalarla güçlendirilmektedir. Kadını ve kazanılmış haklarını yok sayan, sahiplenilmesi gereken bir mal gibi gören kadın düşmanı erkek egemen politikalar, alınmayan koruyucu önlemler, işletilmeyen düzenleyici mekanizmalar ve cezasızlık politikalar hayatımızın her alanını kuşatmaya devam etmektedir” diye konuştu.
“HER GEÇEN GÜN DAHA FAZLA TEHDİT...”
Şiddetin hayatın tüm alanlarını sardığını aktaran Dr. Mevhibe Tümüklü de “Erkek failleri cesaretlendiren söz konusu politikalar, şiddetin her türünün evlerde, isyerlerinde, okullarda, sokaklarda fütursuzca kol gezmesine ve yaygınlaşmasına yol açmakta; taciz, tecavüz ve cinayetle son bulan yaşam hakkı ihlalleri toplumun beden ve ruh sağlığını her geçen gün daha fazla tehdit etmektedir. Bu süreçte kadına ve çocuğa yönelik her tür ayrımcılığı ve şiddeti önlemeye dönük CEDAW, Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Lanzarotte Sözleşmesi gibi uluslararası sözleşmelerin hayata geçirilmemesi, kadına yönelik şiddetin önlenmesinde en etkili uluslararası sözleşme olan İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesi ve 6284 Sayılı Yasa'nın tartışmaya açılması, kadınlara ve çocuklara yönelik şiddetin yaygınlaşmasında başta gelen belirleyici etkenlerdir” dedi.
“KADIN DÜŞMANI POLİTİKALAR”
“Bizler biliyoruz ki; kadın cinayetleri politiktir ve bütün kadın cinayetlerinde olduğu gibi kız kardeşimiz Dr. Melek Bağce'yi yaşamdan koparan fail yalnızca boşanma aşamasında olduğu erkek değil, bu kadın düşmanı politikalardır” diye devam eden Dr. Tümüklü “Görevi sağlık hizmeti vermek ve yaşatmak olan meslektaşımız, gün ortasında, hiçbir güvenlik önlemi olmayan aile sağlığı merkezinde boşanma aşamasında olduğu eşi tarafından önce rehin alınmış, sonra da hunharca öldürülmüştür. Sağlıkta Dönüşüm Projesi'yle yaratılan neoliberal sağlık sistemi, yalnızca birinci basamak sağlık hizmetlerini tahrip etmekle kalmamış, aynı zamanda hekimleri ve sağlık çalışanlarını parçalanan ve güvenli olmayan sağlık kurumlarında çalışmaya mahkûm etmiştir” ifadelerini kullandı.
“‘SAĞLIKTA ŞİDDETE SON’ ÇIĞLIKLARI DUYULMAMAKTADIR”
Sağlık Bakanlığı’nın tartışılan yönetmeliklerini de eleştiren Tümüklü “Kışkırtılmış sağlık talepleri, performans baskısı, güvencesiz çalışma, kamudan karşılanmayan koruyucu hizmet paketlerinin yarattığı çaresizlik, emeğin değersizleştirilmesi ve şiddete karşı korunaksız çalışma gibi çok yönlü olumsuz etkenler hekimler ve sağlık emekçileri için tehdit olmaya devam etmektedir. Meslek örgütümüzün ve sendikaların giderek artan sağlıkta şiddetin durdurulması için yaptıkları geniş katılımlı eylem ve etkinlikler, hazırladıkları yasa önerileri siyasal iktidarın kör duvarlarında yankı bulamamakta, sağlık çalışanlarının “Sağlıkta şiddete son" çığlıkları duyulmamaktadır. Sağlığın ve yaşamın korunması için hizmet üretilen ve güvenli olması gereken sağlık kurumları, günümüzde eli silahlı erkek faillerin kolayca girip çıktığı, özellikle kadın sağlık çalışanlarına yönelik tacizden cinayete her tür şiddet eylemini gerçekleştirebildiği ortamlara dönüşmüştür” şeklinde konuştu.
“ŞİDDETE KARŞI MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ”
Şiddete karşı gerekli önlemlerin alınmadığının aktaran Dr. Tümüklü, “Yaşamı savunan bir mesleğin üyeleri olarak buradan bir kez daha haykırıyoruz: Kadına yönelik şiddet ve sağlıkta şiddet sonucu kaybettiğimiz meslektaşlarımızı sağlık çalışanlarımızı saygı ve özlemle anıyoruz. Bir kadını daha kaybetmemek için yaşamdan, sağlıktan, özgürlükten yana ve meslekten bir kişi daha eksilmemek için kadına yönelik her türlü şiddete karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. İnsan haklarına ve onuruna yaraşır, şiddete karşı güvenli çalışma ortamlarını talep etmekten ve mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz. Kadın cinayetleri ve sağlıkta şiddet sona ersin!” diyerek sözlerini noktaladı.
En Çok Okunan Haberler
- 8 aydır kabız olan kadın tuvalette felaketi yaşadı!
- İsmail Küçükkaya canlı yayında 'bozkurt' işareti yaptı
- Ümit Özdağ yayını terk etti
- Atatürk yerine Erdoğan'ı taşıttılar!
- Bahçeli'nin 'Öcalan' çağrısına ilk yorum!
- Anıtkabir'de 'Erdoğan' ve 'Reis' sloganları
- Dubai çikolatası yaratıcısından 'Türkiye' itirafı
- 29 Ekim'i Mısıroğlu'yla kutladılar!
- 'Ahmak davası' için HSK'ye yeni başvuru
- Apple duyurdu: Görevi tamamla, 1 milyon doları al!