İstanbul Barosu’ndan ‘Avukatlar Günü’ mesajı

İstanbul Barosu, 5 Nisan'da “Avukatlar Günü Sempozyumu” düzenlendi. Etkinliğin açılış konuşmasını İstanbul Barosu Başkanı Av. Filiz Saraç yaptı.

İstanbul Barosu’ndan ‘Avukatlar Günü’ mesajı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 06.04.2024 - 14:02

İstanbul Barosu, 5 Nisan'da “Avukatlar Günü Sempozyumu” düzenlendi. Etkinliğin açılış konuşmasını İstanbul Barosu Başkanı Av. Filiz Saraç yaptı.

İstanbul Barosu’nun 146. yılı da olan 5 Nisan Avukatlar Günü’nde İstanbul Barosu Konferans Salonu’nda “Avukatlar Günü Sempozyumu” düzenlendi.

6 oturum olarak düzenlenen ve avukatlık mesleğinin bugünü ve yarının konuşulduğu sempozyumun açılış konuşmasını İstanbul Barosu Başkanı Av. Filiz Saraç yaptı.

Saraç, konuşmasında şunları söyledi: 

“Cumhuriyetimizin 100. yılının ardından Cumhuriyet değerlerinin, Laik sosyal hukuk devletinin yılmaz savunucusu İstanbul Baromuz bugün 146 yaşında…

İstanbul Barosu ilk Genel Kurulu’nu 5 Nisan 1878 tarihinde gerçekleştirmiştir.

Baromuz Cumhuriyetimizin sarsılmaz kalesi olmaya devam edecektir.  

Öncelikle Hak mücadelesine emek vermiş, bağımsız savunmayı temsil eden tüm avukat meslektaşlarımızın 5 Nisan Avukatlar Günü'nü kutluyorum.

Savunmanın etkisiz kılındığı ve şekilsel olarak var edilmeye çalışıldığı bir sistemde demokrasiden, hukuk ve adaletten sözedilemez. 

Daha iki gün önce Çağlayan Adliyesi’nde meslektaşlarımız güvenlik tarafından darp edilmiştir.

Avukatların öldürülmediği, şiddet mağduru olmadığı, müvekkili ile özdeşleştirilmediği, mesleklerinin ifası için gittikleri Adliyelerde, cezaevlerinde, göç idarelerinde ve karakollarda engellenmediği, genç avukatların ekonomik ve sosyal nedenlerle intihara sürüklenmediği bir adalet sistemine ihtiyaç vardır. 

Yoksul yurttaşlar için zaten adli yardım sistemi ve Barolarca görevlendirilen binlerce avukat varken, adliyelerin çevresinde konuşlanan arzuhalciler için halen bir yasak getirilmemiştir.

Yurttaşın savunma hakkını riske soran avukatlık mesleğine zarar veren arzuhalciler için açık yasak hükmü getirilmelidir. Avukatın imzasını taşımayan hiçbir dava açılmamalıdır. 

Yargının kurucu unsurlarından biri olan savunma, avukatın özgürce savunma yapabilmesini ve bağımsızlığı gerektirmesine rağmen 2020 yılında getirilen düzenlemelerle çoklu Baroya geçildi. Amaç iktidara yakın uyumlu Baroların oluşmasıydı.

Bu girişim meslektaşlarımız ve Barolarımızın ciddi muhalefeti ile karşılaştı. Üye yazabilmek için kamu kurum ve kuruluşu avukatlarına manevi baskılar yapıldığına ilişkin şikayetler gündemden hiç eksik olmadı. Çoklu Baroların üye sayılarının artmaması da Baroların ve mesleğin bağımsız olma özelliğini anlamayan iktidarlar için de tarihi bir dersti.

O dönemdeki bu hakkaniyetsiz yasalarla getirilen hükümle avukatların TBB Genel Kurulu’nda temsilindeki adaletsizlik halen sürmektedir.

Ülkemizdeki avukatların 1/3'ünden fazlası İstanbul Barosu üyesidir. Buna rağmen Baromuz bugün 349 olan TBB Genel Kurul delege sayısının 15’i ile temsil edilmektedir.

Muhalif gördüğü Baroların etkinliğini azaltmak amacı ile getirilen düzenleme sonucunda temsilde adaletsizlik bu 5 Nisan’da herkes tarafından dile getirilmelidir. 

Barolar üzerinde iktidar dizaynının bir sonucu olarak Türk siyasi tarihine ve baroların tarihine kara leke olarak geçen bu düzenlemeler en kısa zamanda geri alınmalıdır. 

Avukatlık Kanunu’nda 2020 yılında yapılan değişikliklerde yürütme eliyle yapılan değişikler, yargının yegane bağımsız kalabilen unsuru savunmayı ve temsilcileri avukatların meslek örgütü Baroları dizayn aracı olarak kullanılmıştır. Barolar hangi dönemde kimden ve nereden gelirse gelsin sözünü söylemiş, duruşunu göstermiştir.

Yandaş Baro olmaz. Olursa Baro olmaz, büro olur. 

Baroların, 0-5 yıl kıdeme sahip meslektaşlarımızın yarı oranındaki aidatlarını Nisan ayında yasa çıkararak silenlerin, bunu genç meslektaşlarımıza ekonomik olarak katkıda bulunmak için yapmış gibi anlatması tam bir samimiyetsizliktir.

Demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından olan Baroları mali güçlük içine sokarak güçsüzleştireceğini sanan anlayış, gerçekten Genç avukatları düşünüyorsa  kat be kat SGK primlerinden neden 5 yıl muaf tutmamıştır?

Gelir Vergisi muafiyet dilimi neden artırılmadı? 

Daha çok genç avukat meslektaşlarımızın görev aldıkları CMK asgari ücretleri neden yıllardır günün koşullarına uygun hale getirilmemiştir? 

Kamu hizmeti olarak yapılan CMK avukatlığında yıllardır talep edilmesine rağmen KDV neden %1’e indirilmemiştir? 

Demek ki avukatların öncelikli sorunlarından biri Baroları ve avukatı güçlü görmek istemeyenlerdir.

“ADLİ YARDIMDA GÖREV ALAN MESLEKTAŞLARIMIZIN ÜCRETLERİ 2 YILDIR ÖDENMİYOR”

Yurttaşların hak arama özgürlüğünün önündeki ekonomik engellerin aşılmasında en etkili yol adli yardım sistemidir. Bu sistemde özveri ile İstanbul Barosu’nda 8.102 meslektaşımız aktif görev yapmaktadır. Bütçe Bakanlıktan gelmekte, Ancak Adli Yardım’da görev yapan meslektaşlarımızın 2 yıla yakın süredir ücretleri ödenmemektedir.

Adli Yardım bütçesinin görev alan meslektaşlar arasında adil dağıtılması için, baroların avukat sayısına göre bütçenin dağıtılması gerekirken, Anayasa Mahkemesinin iptal kararına rağmen 2 nolu bürolara daha fazla bütçe vermek için, çalışmalar yapılması hakkaniyete uygun değildir ve yurttaşın hak arama hürriyetine ağır bir müdahaledir. 

“CEZASIZLIK OLMAMALI”

Doğa olaylarının afetlere dönüşmesine sebebiyet verenlere ilişkin cezasızlık olmaması gerektiğini anımsatmak istiyorum.

Ülkemiz 6 Şubat depreminin acılarını yaşadı. 6 şubat depremlerinde kaybettiğimiz yurttaşlarımızı ve  meslektaşlarımızı saygı ve rahmetle anıyorum.

“AVUKATLARI İLGİLENDİREN ALANLAR BAŞKA MESLEKLERE AÇILMIŞTIR” 

Avukatların iş alanlarını genişletmek bir yana uzlaştırmacılık gibi hukukçuyu ilgilendiren alanlar başka mesleklere açılmıştır. Arzuhalcilik, hasar sigorta şirketleri için yasaklayıcı hükümler getirilmemiştir. 

Avukatlık mesleğini ifa eden avukatları, yargının asli unsurlarından biri olduğu noktasındaki iradeyi hakim kılmadıkça yargının sorunları çözülemez. 

Bir ülkede demokrasinin göstergesi ve insan haklarını koruyacak olan güçlü savunma ve güçlü avukattır. 

Avukatın sorunları yargının sorunlarından ayrı düşünülemez. Yargı liyakata göre teşkilatlanmadıkça, bağımsız olmadıkça, ülkemiz yargısına güven duyulmayan bir ülke kaldıkça hukuk devletinden, hukuk güvenliğinden, hukuki belirlilikten yani hukuk devletinden sözedilemez. 

Avukatlık Kanunu’nun avukata tüm kurumların yardımcı olma yükümlülüğüne ilişkin 2. maddesine rağmen , Kişisel Verileri Koruma Kanunu avukatları mesleklerini yapamayacak hale getirmektedir.

“STAJYER AVUKATLARA EKONOMİK VE SOSYAL GÜVENCE SAĞLANMALIDIR”

Hakim ve Savcı stajyerlerine devlet güvencesi ile sigortalı çalışan meslek grubu iken, avukat stajyerlerine avukatlık stajına ilişkin aşnı nitelikte ekonomik ve sosyal güvence verilmemektedir.

Avukatların emekli maaşları, emekli olmak için şartlarının ağırlaştırılmasına ilişkin sorunlar çözüm beklemektedir.

Kamuda “Avukatlık Hizmetleri” sınıfında hizmet veren Kamu Avukatlarımıza, Anayasamızda tarif edildiği şekilde “yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret” verilmesi gerektiği açıktır. Bununla birlikte, Yargı Reformu Strateji Belgesi kapsamında, özlük haklarının yaptıkları işe uygun olmadığı kabul edilerek düzeltileceği taahhüdüne bulunulmuşsa da bugüne kadar hiçbir iyileştirme yapılmamıştır. 

İstanbul Barosu olarak, Kamu Avukatı meslektaşlarımızın özlük haklarının ve ücretlerinin, Anayasamızın 55. maddesinin “Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır” hükmü çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini belirtme zarureti doğmuştur. 

İstanbul Barosu olarak, “Haklı Beklenti” ilkesi uyarınca Kamu Avukatlarının özlük, statü ve çalışma koşullarının düzeltilmesine ilişkin taahhüdün bir an önce yerine getirilmesi, kamu avukatlarının yürüttükleri görev ve sorumluluğun niteliği ve ayrıca son dönemlerde oluşan ücret eşitsizliğinin giderilmesi yönündeki “Haklı Beklenti”leri sebebiyle Kamu Avukatı meslektaşlarımızın yanında yer aldığımızı ve her daim kamu avukatlarının yanında olacağımızı kamuoyuna duyururuz. 

“İSTANBUL BAROSU LAİK CUMHURİYETİN DEĞERLERİNİN YILMAZ SAVUNUCUSU OLMAYA DEVAM EDECEKTİR”

Önümüze çıkarılan tüm engellere rağmen, ülkemizde yaşanan hukuksuzluklara laik cumhuriyetimizi, ülkemizin bölünmez bütünlüğünü, hukuk devletini, hukukun üstünlüğünü de savunmaya devam edeceğiz. 

Baromuz temsil ettiğimiz avukatların gücü ile, toplum için memleket için hukuk devleti için mücadelesi toplumdaki saygın yerini almıştır. Hangi dönemde nerden ve kimden gelirse gelsin korkmamış, sözünü söylemiştir. İşte bu çizginin ve bu tarihin temsilcisi olan bizler Cumhuriyetin 100. yılının ardından aldığımız güçle tekrar haykırıyoruz. İstanbul Barosu Laik Cumhuriyetin değerlerinin yılmaz savunucusu olmaya devam edecektir. İstanbul Barosu Orhan Adli Apaydın gibi demokrasi tarihine geçen Başkanlarından aldığı güçle, üyesi avukatlarından aldığı güçle yaşanan bütün hukuksuzlara karşı çıkmaya, hukuk devletini ve hukukun üstünlüğünü, adil yargılanmayı, kadını, çocuğu, çevreyi, hakkın olduğu her yerde varolmayı sürdürecektir.

146 yıllık büyük bir çınar olan Baromuz sadece bir meslek örgütünden ibaret olmamıştır. Her dönemde nereden, kimden, nereden gelirse gelsin, haksız, hukuksuz, adil olmayan yargılamaların karşısında durmuştur.

Gücünü bağımsız savunmanın avukatların gücünden ve köklü tarihinden toplumdaki sarsılmaz yerinden alan Baromuz ve onun üyesi bağımsız savunmayı temsil avukatlar tüm tarihi boyunca olduğu gibi efendileri olmadan görevlerini yapmaya devam edeceklerdir. 

Bugün aramızda olmayan mesleğimizin tüm emekçilerini, Av. Ali Günday’ı, Av. Ersin Arslan’ı, Av. Servet Bakırtaş’ın da aralarında olduğu meslek şehitlerimizi, depremde hayatını yitiren yurttaş ve meslektaşlarımı saygı ve rahmetle anıyorum.

Hak mücadelesine yüreğini ve emeğini koymuş tüm avukat ve avukat stajyeri meslektaşlarım hepinizin Avukatlar Günü'nü en içten dileklerimle kutluyorum."


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon