İmamoğlu ile Albayrak karşı karşıya gelmişti: Ruhsat krizinde son durum
Gazetemiz yazarı Barış Terkoğlu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın damadı eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ı karşı karşıya getiren olayda son gelişmeleri aktardı. Terkoğlu, "Hem NUN Vakfı’nın kendi mülkü olan araziye hem de kiralanan araziye dair inceleme raporu yazdılar” dedi.
Gazetemiz yazarı Barış Terkoğlu, "İmamoğlu’nun damatla karşılaşması böyle bitti" başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Terkoğlu bugünkü köşesinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın damadı eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın kurucusu olduğu NUN Vakfı’nın kiraladığı İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) ait arsada yaşananları anlattı.
Terkoğlu, Berat Albayrak, ağabeyi Serhat Albayrak ve Sabah-ATV’nin sahibi Ömer Faruk Kalyoncu’nun kurucuları arasında yer aldığı NUN Vakfı’nın Beykoz’da açtığı ve krize neden olan yapılar üzerine “İBB’nin el değiştirmesinin ardından müfettişler olaya el koymuştu. Hem NUN Vakfı’nın kendi mülkü olan araziye hem de kiralanan araziye dair inceleme raporu yazdılar” dedi.
Terkoğlu'nun yazısı şöyle:
Kelimeler dünyayı değiştirir mi? Hayatta karşılığı varsa, doğru zamanda söyleniyorsa tabii değiştirir. Yalnız senin sözün yetmez. Tarihin de kelimelerin dönüşümüne hazırlık yapması gerekir.
Hatırladınız mı? Beykoz’da, NUN Vakfı’nın açtığı okuldaki imar krizini yazmıştım. 3 Ekim 2014 tarihli Resmi Gazete’de, Cumhurbaşkanı’nın damadı Berat Albayrak, ağabeyi Serhat Albayrak ve Sabah-ATV’nin sahibi Ömer Faruk Kalyoncu’nun bu vakfın kurucuları olduğu yazıyordu.
Beykoz, Dereseki Mahallesi, 8 pafta, 355 ve 356 No’lu parsellerde vakfın bir arazisi vardı. Daha önceki dönemde de İBB Meclisi’nde, buraya yapılacak okul inşaatı reddedilmişti. Gelgelelim, 2015 yılının mayıs ayında, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın devreye girmesiyle, burası “özel eğitim tesisleri alanı” ilan edilmişti. Böylece inşaat yasal statüye kavuşmuştu.
Devamını da anlatmıştım. Bu arazilerin yanında, 360 No’lu parselde İBB’nin Kiptaş AŞ’sine ait bir arazi vardı. NUN Vakfı, orman statüsündeki bu araziyi de kiralamıştı. 1 Aralık 2018 tarihli sözleşmeyle, 267 bin 858 metrekarelik dev arazi, üç parça halinde ve toplamda aylık 19 bin 120 lira+KDV bedelle, en az 49 yıllığına kiraya verilmişti. Bu bedel, pek çok kişiye göre oldukça ucuzdu.
İBB’nin el değiştirmesinin ardından müfettişler olaya el koymuştu. Hem NUN Vakfı’nın kendi mülkü olan araziye hem de kiralanan araziye dair inceleme raporu yazdılar. Raporları daha önce anlatmıştım. İBB, NUN Vakfı’nın kendisine ait arazide, taban alanında 432 metrekare, toplamda ise 1506 m2 fazla inşaat yapıldığını tespit etmişti. Bunun yanı sıra müfettişler, İBB’den kiralanan orman statüsündeki arazide de imar mevzuatlarına ve orman kanunlarına aykırı bina/yapı yapıldığını söylüyordu.
Müfettiş raporlarının ardından İBB, Beykoz Belediyesi’ne yazı yazmış, her iki arazi için de gereğinin yapılmasını istemişti. Öte yandan savcılığa da suç duyurusunda bulunmuştu.
Bunları somut müfettiş raporuna dayanarak aktardığım yazıların ardından başıma neler gelmedi ki… NUN Vakfı “yok öyle bir şey” diye açıklama yaptı. Cumhuriyet’e yapılanlar yetmedi, RTÜK’e başvurarak, olayı anlattığım Halk TV’ye ceza bile kestirdiler.
BAKANLIK PLANI DEĞİŞTİRDİ
Cumhuriyet’te 1 ve 4 Kasım’da hadiseyi anlatmıştım. Üç ay bekledim. Acaba arazide neler oldu? Kim haklı çıktı?
Beykoz’da yaşayanlar, arazide bir hareket olduğunu söylüyordu. Yolum Beykoz’a düşünce yanıt arayayım dedim. Açıkçası ben de şaşırdım.
Meğer İBB müfettişlerinin raporlarında yazdıkları, hem Beykoz Belediyesi hem de hükümet tarafından kabul edilmiş. Kriz de “mevzuat vakfa uydurularak” diyelim, çözülmüş.
Nasıl mı?
Beykoz Belediyesi, NUN Vakfı’nın kendisine ait olan arazideki imar hataları için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile yazışmış. Belediye, tabiri caizse “şimdi ne olacak” demiş. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da oturup konuya bir çözüm üretmiş. NUN Vakfı’nın arazisindeki fazla inşaat sorununu çözecek şekilde, arazideki imar planını değiştirmiş. 26 Ocak’ta Bakanlık’tan olur alan plan değişikliği, “1 No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 109. maddesi uyarınca” onaylanmış. Böylece inşaat imara uymayınca, imar inşaata uydurulmuş. Nun Vakfı’nın kendi arazisi için böylece sorun çözülmüş.
Gerçekten de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın sayfasına girdim. Bakanlığın kamuoyu duyurularının arasında, sorunu tam da söylediğim gibi çözdüğünü gördüm. Nitekim Beykoz Belediyesi de İBB’ye yazdığı 2 Şubat tarihli yazıda “plandaki maddi hatanın plan tadilatı yapılmak suretiyle giderildiğini” söylüyordu.
RUHSATSIZ YAPILAR SÖKÜLDÜ
Gelelim İBB’den kiralanan arazideki yapılara…
Burası halihazırda orman arazisi olduğu, mülkiyeti de İBB’de olduğu için, Bakanlık buraya aynı çözümü üretememiş. Bu durumda söz konusu yapıların ortadan kaldırılması gerekmiş.
Beykoz Belediyesi’nin yaptığı görüşmeleri dinledim. Yazışmaları okudum. NUN Vakfı, İBB’den kiraladığı arazideki basit yapıları bizzat kendisi sökerek ortadan kaldırmış. Beykoz Belediyesi bunun ardından inceleme yapmış. Daha önce İBB’nin tespit ettiği yapıların ortadan kalktığını fotoğraflamış. Bu da İBB’ye resmen bildirilmiş.
Beykoz Belediyesi’nin çektiği sökülmüş inşaat fotoğraflarından bazıları
19 Ocak tarihli Beykoz Belediyesi yazısında şu yazıyor: “Ruhsatsız yapıların yerinde bulunmadığı görülerek bahse konu alanlar yazı ekimizde tarafınıza sunulmuştur.” Böylece, kiralanan orman arazisindeki ruhsatsız yapılarla ilgili kriz de çözülmüş. Beykoz Belediyesi’nin çektiği fotoğrafları incelediğimde yapıların gerçekten kaldırıldığını gördüm.
YAZDIKLARIM DOĞRULANDI AMA…
Böylece üç ay önce yazdıklarım doğrulanmıştı. Ben uydurmamıştım, sadece İBB raporunu aktarmıştım. Raporun gereğinin yapılmasının istendiğini söylemiştim. Gereği, uygun bulmadığım yolla da olsa yapılmıştı. Bakanlık, arazideki imar planını tadil etmişti. NUN Vakfı da Beykoz Belediyesi’nin teftişi öncesi, mevzuata uygun olmayan yapıları sökmüştü.
Bütün bu olayların sonucunda ise kötü piyango bana vurmuştu. Ama olsun… Sonuçta hukuk esneyerek de olsa galip geldi. Bir orman daha inşaattan kurtuldu. Bunun için çile çekmeye değmez mi?
Goethe, “Sözcük imdada yetişir, kurtarıverir durumu” diyor ya… Kelimeler kâğıdı aştı, demirleri çürüttü, betonları yıktı. Öyleyse devam…
En Çok Okunan Haberler
- Hayatını kaybetti!
- Mansur Yavaş'tan TBMM'ye flaş çağrı!
- TÜİK ekim ayı enflasyon verilerini açıkladı
- AKP’li vekilin PKK yöneticisiyle fotoğrafı gündem oldu!
- 'Erken seçim' çağrısı: CHP tarih verdi
- Serdar Ortaç son malını da satışa çıkardı!
- 'Atatürk ile Cumhuriyet ile bayrak ile...'
- İşte Belediye Başkanı'nı öldüren saldırganın ifadesi!
- İşte sıfır faizli kredi veren bankalar…
- AKP'den kayyum için ilk açıklama