Gelen zamları EPDK önünde protesto ettiler: 'Ekmek bile lüks oldu'

Ankara’da Enerji Piyasaları Düzenleme Kurumu (EPDK) önünde polisin engelleme girişimlerine rağmen kadınlarla birlikte açıklamasını yapan Nazlıaka “Bugün burada olma sebebimiz, doğal gaza ve akaryakıta gelen zamları protesto etmek” diye konuştu. 

ASGARİ ÜCRETLİNİN DERDİ

Nazlıaka şunları söyledi: 

“86 milyon geçim sıkıntısı çekerken, Erdoğan kendi imzasıyla kendi maaşını 40 bin TL artırdı ve maaşını 140 bin TL'ye çıkardı. Şifa niyetine her akşam manda yoğurdunun içine Medine hurması, kestane balı ve yulaf katarak yenilmesine yönelik tarif veren Erdoğan, asgari ücretliye ise 11.402 TL’yi reva gördü.”

Açıklamadan satırbaşları ise şöyle: 

*Dul maaşı 5.500 TL, emekli maaşı 7.500 TL, asgari ücret 11.402 TL, memur maaşı 22.000 TL iken Birleşik Metal-İş Araştırma Merkezi’nin araştırmasına göre, Haziran ayı açlık sınırı 10 bin liranın üzerine çıktı, yoksulluk sınırı ise 36 bin lirayı aştı. Rapora göre, sağlıklı ve dengeli beslenebilmenin maliyeti ise günlük 348 lira oldu. Yoksulluk sınırı asgari ücretin 3 katı iken, Saray’ın yıllık bütçesi 6 milyar 637 milyon TL oldu.

*Bir yanda açlık ve sefalete mahkûm edilen milyonlar, diğer yanda Saray ve şürekâsının şaşalı hayatı var. Saray’da Ejder Meyveli Smoothie yiyenler halkı kuru ekmeğe mahkûm etti. Ülkenin dört bir yanında ekmeğe gelen zamlarla yurttaşlar için ekmek dahi lüks oldu.

*Akaryakıta gelen zamlar, artan nakliye giderleri nedeniyle gıda fiyatlarına doğrudan yansıyor. Bugün bir zincir markete gittiğinizde; en ucuz makarna 10 TL, bir kilo en ucuz beyaz peynirin kilosu 151 TL. En ucuz bebek bezi 152 TL. Etin kilosu 300 TL iken kırmızı et yemek hayal oldu.

*Kadınlar çocuklarının beslenme çantasını dolduramıyor. Küçük sütün fiyatı 8.55 TL, bir simit 10 TL, bir yumurtanın fiyatı 2.25 TL, bir ekmek 7 TL, meyvenin kilogram fiyatı ortalama 40 TL iken çocuklar okula elleri boş gönderilmek zorunda kalıyor. Devlet okullarında bir dilim kaşar peyniri konulan tostun fiyatı 20 TL olduğundan çocuklar okulda da yemek yiyemiyor. 

*Çocuklar okulda açlıktan bayılıyor… Ülkemizin sürüklendiği derin yoksullukta kadınlar iş aradığında ise iş bulamıyor. Her üç kadından yalnızca biri çalışıyor. “Ben ekonomistim” diyen Erdoğan sayesinde, tüm kadınlar ekonomist oldu; ev ekonomisini ayakta tutmaya çalışıyor.

*Zamlar işçiyi, emekliyi, memuru teğet geçmiyor, delip geçiyor.  Ev kiralarındaki fahiş artışlar, vatandaşın canına tak etti. Geçimini eşinden kalan 5 bin TL emekli maaşı ile sürdürmeye çalışırken kirası 10 bin TL’ye çıkarıldığında intihar eden Nevzat Hülya Erinç’in sessiz çığlığı hala kulaklarımızda çınlıyor.

*Halkımız borcu borçla kapatmaya çalışıyor. Bireysel kredi kartı borçlanması geçen yıla göre yüzde 146 oranında arttı. Vatandaşlarımız gündelik zorunlu ihtiyaçlarını sadece kartla karşılayabilir hale geldi. “Haciz gelse neyimizi alacak ki!” diyor.

*Bu tablonun sebebi uygulanan politikalar, bedeli ödeyen ise halktır. Saray’da yaşayanlar halkı görmezden gelse de biz görüyoruz. Biz halkız. Halkın partisi olarak bu zulme sessiz kalmıyoruz. Yoksuldan alıp zengine veren bu düzene isyan ediyoruz. Size söz veriyoruz: halkın iktidarını kurduğumuzda bu düzeni değiştireceğiz.