Depremzedeler isyan etti: Sorumlular hesap vermeli

İstanbul Çağlayan’da bulunan Adalet Sarayı önünde yapılan eylemde basın açıklamasını platform adına kayıp yakını ve avukat Gülsüm Özdoğru okudu. Öncelikle Adalet Peşinde Aileleri Platformu’nun bir kurum, kuruluş ve siyasi partinin temsili olmadığının altını çizen Av. Özdoğru, en az 50 bin yurttaşın yaşamını yitirdiği ve yaklaşık 1,5 milyon kişinin evsiz kaldığını anımsatarak, “Bu yıkıma sebep sadece deprem değil insan yaşamına uygun güvenli şehir inşa etmeyenlerdir. Kim olursa olsun tüm sorumlular yargılamaya tabi tutulmalıdır. Ülkemizde daha önce meydana gelen depremlerde olduğu gibi yargılamalar sonuçsuz kalmamalı, tüm sorumlular adalet karşısında hesap vermelidir” dedi.

Depremden hemen sonra toplumun öfkesini azaltmak için bazı bina müteahhitlerinin tutuklandığını belirten Av. Özdoğru, “Yapı denetim sorumlularından, belediye yetkililerine ve ilişkili bakanlık görevlilerine kadar;  sorumluların her bina için ayrı ayrı tespiti ve yargılamaya tabi tutulmaları gerekmektedir” çağrısında bulundu.

AFAD VE KIZILAY HAKKINDA BAŞVURU

Basın açıklamasında kayıp yakınlarının da 6 Şubat’ta ölüme terk edildiğinin altını çizen Av. Özdoğru, “’Hata yaptık, geç geldik’ itirafını biz değil sayın Cumhurbaşkanı bizzat kendi yaptı. Yemek yoktu, su yoktu, çadır yoktu. Başımıza gelen bu felaket  için “kader”di gibi söylemlere sığınmadık, sığınmayacağız. Ayrıca 6 Şubat günü, AFAD, KIZILAY gibi kurumların ne kadar yetersiz kaldığını hep birlikte gördük. Yasal yükümlülüğünü yerine getirmeyen bu kurum ve kuruluşların da adalet önünde yargılanması için başvurularımızı yaptık” ifadelerini kullandı.



“Bugün burada 11 ay boyunca sorulmayan, cevaplanmayan sorunlarımız ve sorularımızı dile getirmek için toplandıklarının altını çizen Özdoğru, platform adına şu soruları sordu:

- Neden şüphelilerin neredeyse tamamı ‘olası kast’ ile değil de bilinçli taksirle adam öldürme suçuyla yargılanıyor?

- Davası açılmış dosyalarda sanıklar olmadan yargılama nasıl sonuçlandırılacak?

- Depremin yaşandığı 11 ilde bazı soruşturma dosyalarındaki bazı evraklar eksik, binaların ruhsat evrakları yok, tadilat gören binaların tadilat ruhsatları yok. Bu evraklar nerede?

- Yaşamını yitiren insan sayısı, yaralanan insan sayısı, kayıp insan sayısı, hangi binada kimin öldüğü ne zaman netleşecek? Daha kaç ay bekleyeceğiz?

- Dünya çapında olan Teknik Üniversitelerimiz olmasına rağmen neden yığılmaya sebebiyet verilecek şekilde sadece belirli üniversitelerden bilirkişi raporları talep ediliyor?

- Gelinen aşamada neden sorumlu kamu görevlileri ile ilgili soruşturma izni verilmiyor?

- Neden bazı dosyalarda şüpheliler tutuklu yargılanırken diğer dosyalarda sadece yurt dışı çıkış yasağı gibi son derece yetersiz tedbir kararları veriliyor?”

‘İMZASI OLAN YETKILI HALEN MÜDÜR’

Basın açıklaması sonrası söz alan kayıp yakını Fatma Irmak, “O kadar öldük ki ne refüjlere ne yollara sığabildik. Açgözlülerin, paragözlerin ve liyakatsizliğin bedelini canlarımızla ödedik. Ülkenin görebileceği en büyük haksızlığı, acıyı ve yalnızlığı yaşadık. Üstümüze sinen ölüm kokusu hâlâ üzerimizde” dedi. Kayıp yakını Nurgül Göksu ise ‘Yıkılan Ezgi Apartmanı için bina sakinleri 2020’de, zemin kattaki Kervan Pastanesi’nin büyük tadilat yaptığını Kahramanmaraş Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ve Onikişubat Belediyesi’ne bildirdi. ‘Bizi öldürecekler’ diyen apartman sakinlerine bu kurumlar ‘Bina statiğine etki edecek herhangi bir tahribata rastlanmadı’ yanıtı verdi. Bu kararda imzası olan Sait Avşar halen belediyede İmar ve Şehircilik Müdürü olarak görev yapabiliyor’ dedi. Depremde en az 28 akrabasını kaybettiğini söyleyen İbrahim Palabıyık ise şunları söyledi:

“Enkaza gittiğimde kimse yoktu. 13 gün boyunca aç susuz, bir insanın görmemesi gereken her şeyi gördüm, duymaması gereken her şeyi duydum. Bir yakınımı gömerken imama ‘acele et’ demek zorunda kaldım, diğer yakınlarım kimsesizler mezarlığına gömülmesin diye. O gün kimse yanımızda yoktu, bari bugün adalet mücadelemizde yanımızda olunsun.”