Depreme dayanıksız bina sayısı bilinmiyordu, hastanelerin güçlendirilmeye ihtiyacı olduğu açıktı: Göz göre göre facia!

6 Şubat deprem felaketinden yıllar önce iktidar Meclis’te “Hatay ve bölge illerinde yapı denetimi koşullarına uymadığı belirlenen ve depreme karşı dayanıklı olmayan bina sayısı ne kadardır” sorusuna yanıt verememişti. O binaların çoğu depremde çöktü. Hatay’da denetim faaliyetlerini yerine getirmediği için hiçbir kuruluşa işlem uygulanmamıştı. Antakya, Hassa ve Samandağ’da devlet hastanelerinde güçlendirilmeye ihtiyaç olduğu da biliniyordu.

Depreme dayanıksız bina sayısı bilinmiyordu, hastanelerin güçlendirilmeye ihtiyacı olduğu açıktı: Göz göre göre facia!
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 07.02.2025 - 04:00

İYİ Parti Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin, MHP’de olduğu dönemde Kasım 2011’de Meclis’te soru önergesi verdi. Çirkin, “Hatay başta olmak üzere bölge illerinde yapılan binaların depreme dayanıklılığı konusunda malzeme, donatı ve proje takip kontrolleri usulüne uygun şekilde yapılmakta mıdır ? Hatay ve bölge illerde, yapı denetimi şartalarına uymadığı tespit edilen ve depreme karşı dayanıklı olmayan bina sayısı ne kadardır ? Hatay ve bölge illerinde, kamuya ait binaların depreme karşı dayanıklılık testleri yapılmış mıdır ?” sorularına yanıt istedi. 

Önergeye dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar yanıt verdi. Yanıta göre, Hatay ve bölge illerde, Yapı Denetimi Hakkında Yasa hükümlerine uygun denetim faliyetlerini yerine getirmediği gerekçesiyle Antalya’da 28 kuruluş hakkında 71 işlem uygulandı. 12 kuruluşun belgesi iptal edildi. Adana’da 8 kuruluş hakkında 22 işlem uygulandı. 2 kuruluşun belgesi iptal edildi. Buna karşın Hatay’da herhangi bir kuruluş hakkında işlem uygulanmadı.

Antakya, Hassa ve Samandağ devlet hastanelerinde güçlendirmeye ihtiyaç olduğu biliniyordu. Yanıtta, bu hastanelerin güçlendirme ihalelerinin yapıldığına işaret edilmişti. Hatay’daki okulların deprem ön inceleme çalışmalarının tamamlandığı, emniyet binalarının güçlendirme projelerinin yapıldığı kaydedilmişti. 

KRİTİK SORU YANITSIZ

Deprem anında gerekli olabilecek her türlü araç-gereç ekip ve ekipmanlar ile ambulans temini ve diğer yerel hizmetlerin mahalli idarelerce planlandığı dile getirilmişti. Buna karşın, “Hatay ve bölge illerinde yapı denetimi şartlarına uymadığı tespit edilen ve depreme karşı dayanıklı olmayan bina sayısı ne kadardır ?” sorusuna ise yanıt verilememişti.

‘DEFALARCA DİLE GETİRDİM’

İYİ Parti Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin, Hatay ilinin büyük bir deprem riski altında olduğunu defalarca dile getirdiğini söyledi. “Türkiye’nin deprem kuşağında yer aldığı ve özellikle Hatay’ın bu tehlikenin tam merkezinde olacağı bilinen bir gerçekti” diyen Çirkin, şöyle devam etti:

“1999 depreminden sonra uzmanlar sürekli uyarıyor ve bu bölgeye dikkat çekiyordu. Ben de 2011 yılında bu tehlikenin farkında olarak hükümete soru önergesi verdim: ‘Hatay’da şiddetli bir deprem olması halinde neler yapılacak, binalar depreme dayanıklı mı ?’ diye sordum.  2012 yılı ocak ayında da bunu TBMM Genel Kurulu’nda yaptığım bir konuşmada tekrarladım. Hatay’ın coğrafi yapısı ve altyapısı göz önüne alındığında, bu bölgenin deprem riski konusunda ciddi tedbirler alması gerektiğini vurguladım. Şehirdeki yapıların deprem karşısında güvenli olmadığını, bir an önce bu konuda önlemler alınması gerektiğini söyledim. ‘Bu konuda gereken önlemler alınmadığı takdirde, büyük bir felaketle karşılaşmamız kaçınılmaz olur’ dedim ve ne yazık ki büyük bir felaket yaşadık.”

'FELAKET BAĞIRA ÇAĞIRA GELDİ'

Çirkin, o dönemde Hatay’daki yapılaşmanın depreme karşı güvenli olmadığını belirterek, acilen bir yapılaşma reformuna gidilmesi gerektiğini dile getirdiğini de söyledi. Deprem sonrasında yapılacak yardım ve kurtarma çalışmalarının da hızla ve etkili bir şekilde yapılabilmesi için hazırlıkların bir an önce gözden geçirilmesi gerektiğini belirtiğini anımsatan Çirkin, “Bugün geldiğimiz noktada, 2012 yılında dile getirdiğim uyarıların ne kadar yerinde olduğunu bir kez daha görmüş olduk ama uyarılarımın dikkate alınmaması bugün bize felaketi yaşattı. Bugün binlerce kaybımız varsa, yüzbinlerce vatandaşımız evsiz, barksız kalmışsa, evinden yurdundan olmuşsa bunun sorumluları bağıra çağıra gelen felakete kulak tıkayanlardır. Evet felaketin önüne geçilmesi mümkün olmayabilirdi ama kayıplarımızın bu kadar dayanılmaz büyüklükte olmasının önüne geçilebilirdi” değerlendirmesini yaptı.