Datça bademi için kanun teklifi: Milli ürün olsun!

Kanun teklifini TBMM Başkanlığı’na sunan CHP’li Alban, “Kanun Teklifiyle, Datça ilçemizin iklimine göre özel olarak yetişen ve dünyanın hiçbir bölgesinde bu kadar kaliteli çeşidi bulunmayan Datça bademinin milli ürün olarak kabul edilerek tanıtımının ve korunmasının sağlanmasını amaçladık” dedi. 

“Datça Nurlu Bademi, dünya badem pazarının lideri durumunda bulunan Amerika Birleşik Devletleri’ndeki (ABD) çeşitlerine göre yüzde 30-40’lara varan bir irilik ve ağırlık farkına sahiptir. Bu özelliğiyle Amerika Kıtası’nda yetişen türlerine göre çok daha değerlidir” diyen  Alban,  şu anda dünyanın bilinen en iri bademinin 'Datça Nurlu Bademi' olduğunu kaydetti.  

Datça’daki susuz tarım sayesinde bademin eşsiz bir lezzete ve besin değerine sahip olduğunu belirten Alban, Türkiye için önemli bir ürün olmasına karşın, dünya üretimine ve arzın yüzde 80’ini tek başına üreten ABD/Kaliforniya ile karşılaştırıldığında Datça bademinin, yeterince çok üretiminin yapılmadığına dikkat çekti. 

CHP’li Alban kanun teklifinde şu görüşlere yer verdi:

Datça bademi içeriğinde fosfor, çinko, bakır, kalsiyum, demir ve özel yağlar içerir. Besin değeri çok yüksektir. Datça Bademi şu anda dünyanın en iyi bademi olarak kabul edilmekte olup, ikinci sırada “Amerikan bademleri” gelmektedir.

Datça bademini dünyanın geri kalan badem bölgelerinden benzersiz kılan bir yanı da hiç su verilmeden yetiştirilmesidir. Bugün tüm dünyada, iklim değişiklikleri ve artan nüfus sebebiyle su kaynakları hızla tükenirken, bilim insanları ve ziraat mühendisleri daha az su kullanarak ürün yetiştirmenin çarelerini aramaktadırlar. 

Aynı iklim özelliklerine sahip ABD Kaliforniya’da, milyonlarca dolarlık bütçelerle çiftçilere susuz tarımın teknikleri anlatılmaya çalışılmakta, bu konuda çok sayıda eğitimler verilmekte ve susuz tarım teşvik edilmektedir. Datça badem yetiştiricileri, tüm dünyaya örnek olacak şekilde, yeraltı sularını hiç kullanmadan, sürdürülebilir, benzersiz bir bölge tarımı uygulamaktadırlar. Bu sayede, sadece kısıtlı yeraltı sularını korumakla kalmayıp, yoğun mineralli (Datça’da özellikle çok kireçli) yeraltı suları kullanılmadığından, topakların verimliliğini de korunmaktadır.