Cumhuriyet gündeme getirmişti: 'Enes Kara' dosyası Meclis'e taşındı
Elazığ'da yaşamına son veren Enes Kara olayının araştırılmasına yönelik HKP'nin yaptığı suç duyurusunda, Yargıtay'ın dosyayı kapattığını Cumhuriyet'in gündeme getirmesinin ardından; TİP Milletvekili Kadıgil, Kara’nın dosyasının kapatılmasını Meclis gündemine taşıdı.
Elazığ’daki Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi 2. sınıf öğrencisi 20 yaşındaki Enes Kara, Nur cemaatine bağlı bir yurtta yaşadığı sıkıntılar, gelecek kaygısı ve ailesinin baskıları nedeniyle yaşamına son vermişti.
YARGITAY 'ENES KARA' DOSYASINI KAPATMIŞTI
Cumhuriyet, Enes Kara olayının araştırılmasına ilişkin Halkın Kurtuluş Partisi'nin (HKP) ilgili kişiler hakkında yaptığı suç duyurusunda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Vali Toraman ile Yurtlardan Sorumlu Vali Yardımcısı hakkındaki suç duyurusunun işleme konulmamasına karar verdiğini gündeme getirmişti. Enes Kara'nın dosyasının kapatılmasına ilişkin açıklama yapan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Derya Yanık, "Orada bir sorumlunun olması için intihara yönlendiren birinin olması lazım. Ortada bir suçun olmaması bir meselemizin olmadığı anlamına gelmiyor" ifadelerine yer vermişti.
MECLİS GÜNDEMİNE TAŞINDI
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, konuyu Meclis gündemine taşıdı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’ın yanıtlaması istemiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı'na soru önergesi veren Kadıgil, önergesinde şu soruları yöneltti:
1- Enes Kara intiharından önce ailesinin zorlamasıyla kaldığı yurtta kendisini özgür hissetmediğini belirterek yaşadığı baskıyı anlattığı videoda “Burada namaz kılmak zorunlu” diyerek, yurtta yaşanan dini baskıyı ve buna dayalı ağır psikolojik şiddeti ifade etmiş, “Burası tüm yaşama sevincimi alıyor, her günüm stresle geçiyor, saçım dökülüyor” sözleri ile Kara’yı intihara sürükleyen süreçten açıkça kimlerin sorumlu olduğunu ifade etmiştir. Bütün bu söylenenler size bir şey ifade etmiyor mu? Bir kişiyi intihara sürükleyecek kadar üzerinde baskı kurmak suç değil midir?
2- Sosyal bir hukuk devleti olarak devletimizin ve Bakanlığınızın gençleri bu tür baskılardan koruyan bir mekanizması olması gerekmiyor mu? “Sorumlunun olması için intihara yönlendiren biri gerekir” derken aslında “zanlı yoksa suç ve suçlu yoktur” diyerek, 1.soruda bahsettiğimiz sorumluların fiillerini gözetmek ve denetlemek üzere orada olması gerektiği halde olmayanların da sorumlu olduğunu inkâr etmiş olmuyor musunuz?
3- Bu tür yurtlarda kalan ya da gerek aile gerek çevrelerinden benzer baskılar gören diğer çocukların “talihsizlik” olarak nitelendirilen bu elim sonucu yaşamaması için ne gibi çalışmalar yapılmış, hangi önlemler alınmıştır?
4- Gençler arasında giderek yaygın hale geldiği basına ve kamuoyuna da sıkça yansıyan intihar haberleri sonrasında Bakanlığınız intihar olgusu, son dönemde yaşanan intiharların yaş, sosyo-ekonomik ve diğer sosyal boyutlarına dair istatistikleri incelemiş midir, alınması gereken tedbirler tespit edilmiş midir, gençleri ve çocukları korumak için ne gibi çalışmalar yapılmaktadır?
5- Benzer şekilde iradeleri dışında cemaat ve tarikat yurtlarında kalan daha küçük yaşlardaki çocuklar da dahil olmak üzere ülkemizdeki gençlerin Anayasamızın 24.maddesindeki “Din ve Vicdan Hürriyetlerine” dair temel haklarını korumak için ne gibi tedbirler almaktasınız?
En Çok Okunan Haberler
- Meyve suyu devi konkordato ilan etti
- Erdoğan'dan 'emekliler' açıklaması
- Can Grubu'ndan 'şimdi ne olacak' sorusuna yanıt!
- CHP'nin cumhurbaşkanı adayı kim olmalı?
- Belgrad Ormanları yapılaşmaya mı açılacak?
- Özel: Hepimizin vicdanlarını sızlattı
- Kuzey Altuğ'dan korkutan haber! Çağla Şıkel paylaştı
- 'Erdoğan’ın programıyla ilişkisi var mı?'
- 'Kürt dostlarımız tarafından...'
- 'Bahçeli efendi yeni uyandı!'