Cumhuriyet, 41 madenciye mezar olan Bartın'daydı... Üzerine ölü toprağı serilen maden

Gecenin sabahla kavuşmak istemediği saatlerdi Amasra’da. Sonradan 41 işçiye mezar olduğu açıklanacak Türkiye Taşkömürü Kurumu Amasra Müessese Müdürlüğü’nün önündeki hüzün, kuyuya inen asansörün her çıkışında katlanırken, bağrışlar, haykırışlar, iniltiler birbirine karışmıştı. Yaşı bir hayli ilerlemiş kadının sesi, sisi de pusu da iyice ağırlaştırdı: “Evlatlarımı, miniklerimi verin bana... Çıkarın orada kalmasınlar...”

Cumhuriyet, 41 madenciye mezar olan Bartın'daydı... Üzerine ölü toprağı serilen maden
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 16.10.2022 - 02:00

Fotoğraflar: Vedat Arık

Türkiye’yi yasa boğan patlamanın ardından maden sahasının görüntüsü buydu. Ölü toprağı serilmişti koca maden sahasının üstüne...

Kimi vardiya kartını verdiği arkadaşını kurtarmak için, yüz metre aşağı iniyor, kimi yüzündeki kömür karası ile geri döndüğü yeryüzüne, “İki dakikayla ağabeylerim, kardeşlerim patlamanın ortasında kaldı” diye üzülüyordu: “Şimdi ben yaşadığıma nasıl sevineyim...”

‘EVLAT ACISI YAŞATMA’

Patlamanın ardından başlayan arama kurtarma çalışmaları günün ilk ışıklarına kadar devam etti. Soğuk havaya karşın maden ocağının önünden bir an bile ayrılmayan madencilerin yakınları ise hiçbir zaman umudunu kaybetmek istemedi. Maden faciasında göçük altında kalan maden işçisi Mehmet Bulut’un annesi Nebile Bulut, “Oğlum saklandı da bir kenardan çıkacak diye bekliyorum. Oğlumun sesini dün sabah 10.00’dan beridir duymadım. Oğlum, duy sesimi yavrum. Yavrum evlat acısı yaşatma bana, dayanamam” diyerek gelecek umutlu haberi bekledi. 

‘GÜLEREK GİTMİŞTİK’

Patlamayı duyar duymaz arkadaşlarını kurtarmak için maden ocağına gelen evli ve bir çocuk babası 10 yıllık maden işçisi Öner Özmen, uzmanlığı olmadığı halde ocağa inenlerdendi. Eksi 350 kotundaki arkadaşlarına ulaşabilmek için madende yaklaşık üç kilometre yürüyen Özmen, “Bant sistemimiz vardı, onlar dağılmış. Gaz, genizlerimizi yakıyordu. Buradan saat 4 gibi çıktım hatta işe giden arkadaşlarımla vedalaştım. Bir arkadaşımız vardı, elbisemi almaya gelmiştim, onu gördüm. ‘Hayırlı işler’ dedik birbirimize, gülerek gitmiştik. Mesaiye kalabilirdik” cümlesini bitirirken gözyaşlarına boğuldu.

Sonra tekrar soluklanıp devam etti: “Olayı duyar duymaz bütün madenci arkadaşlarımız seferber oldu.” 

‘SESSİZLİK AĞIDA BIRAKTI’

Ailelerin yanı sıra aynı madende çalışan işçiler de arkadaşlarının sağ salim madenden çıkmaları için hem çalıştılar hem de umutla ocağın kapısında beklediler. Saatler ilerledikçe yerin altından madencilerin cansız bedenlerinin çıkmaya başlamasıyla ocağın etrafındaki sessizlik yakınlarını kaybedenlerin ağıtlarıyla yankılanmaya başladı. Hangi işçi yakınıyla konuşmaya çalışsak kimsenin ağzını bıçak açmıyordu.

Maden ocağı önünde olayla ilgili konuştuğumuz Bağımsız Maden İş Sendikası Genel Başkanı Gökay Çakır, yeterli önlemler alınsaydı bu kara günü yaşamayacağımızı söyleyerek “Tedbirler olaylar yaşanmadan alınmalıydı. Önemli olan insanlar yaşarken tedbir almaktır. Biz buna benzer olayları Soma’da da, Ermenek’te de yaşadık” ifadelerini kullandı. 

Madende mahsur kalan işçilerin kurtarma çalışmaları devam ederken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın olay yerini ziyaret edeceğinden yoğun güvenlik önlemleri alınmaya başlandı. Buradaki yurttaşlar, gözü yaşlı aile yakınları bölgeden uzaklaştırıldı.

Saatler 15.00’e geldiğinde son madencinin de yerin altından çıkarılmasıyla arama kurtarma çalışmaları son buldu. 


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler