Çiftçiler Sendikası'ndan uyarı: "Yeni bitkisel üretim destekleme modeli, çiftçilerin yararına değil!"

Cumhurbaşkanlığı tarafından yayımlanan "Bitkisel Üretimde Yeni Destekleme Modeli" kararına, Çiftçiler Sendikası'ndan eleştiri geldi. Sendika, bu modelin küçük çiftçilerin yararına olmadığını, aksine tarımsal üretim ve ticarette daha fazla kontrol sağlamayı amaçlayan büyük şirketlerin isteklerine uygun olduğunu belirtti.

Çiftçiler Sendikası'ndan uyarı:
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 02.09.2024 - 12:01

Çiftçiler Sendikası "Bitkisel üretimde yeni destekleme modeli" kararına tepki gösterdi. "Yönetmelik, küçük çiftçilerin ve köylülerin ihtiyaçlarından ziyade, tohumdan itibaren tarımsal üretimi, girdileri ve gıda ticaretini giderek daha fazla kontrol eden şirketlerin taleplerine uygun olarak düzenlenmiştir. AKP, 2006 yılında çiftçilerin binlerce yıl ıslah ederek ve geliştirerek bugünlere taşıdığı tohumları onların elinden alarak, her yıl tohum almaya mahkûm edecek ve tohumun kontrolünü şirketlere verecek tohumlukların kaydı, üretimi, sertifikasyonu, ticareti ve piyasa denetimini sağlama gerekçesiyle “tohumculuk kanunu” çıkartmıştı. Şimdi ise, şirketlerin gıdayı denetlemelerini sağlayacak son adımlar, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın tarım arazilerine el koyma ve şirketlere kiraya verme yönetmeliği ile Cumhurbaşkanlığı’nın “Bitkisel Üretimde Yeni Destekleme Modeli” kararnamesi ile atılmış oluyor" dedi.

'CEZAİ YAPTIRIMLAR DEVREYE GİRECEK'

"Bu kararname ile Tarım ve Orman Bakanlığı, hangi bölgede ne dikileceğine ve ne ekileceğine karar verecek. Yerel halkın kendi kültürlerine uygun ürünleri üreten çiftçiler, Bakanlığın belirlediği ürünü üretmediği için desteklemelerden yararlanamayacak. Belki de bir ileri aşamada, biyoçeşitliliği korumaya ve yerel halkın taleplerine uygun ürün üretmeye devam edenlere cezai yaptırımlar devreye girecek. Tıpkı “Tohumculuk Yasası” sonrası atalık ve sertifikasız tohumları satanlara para cezası uygulandığı gibi. Bakanın açıklamasına göre “planlı üretim yapan”, yani Bakanlığın dayattığı ürünleri üreten üreticilerin “mazot maliyetinin yüzde 100’ü ve gübre maliyetinin yüzde 50’si karşılanacak”. Tabii “gübre maliyeti” diye bahsedilen, kimyasal gübre maliyetidir. Görüldüğü gibi, bütün destekler endüstriyel üretim içindir. Bir yandan “küresel iklim krizi”nin ve susuzluğun yarattığı sorunlardan bahsedilirken, diğer yandan enerjiye, suya ve kimyasala bağımlı bir üretim sistemi geliştirilmek istenmektedir" ifadelerini kullandı.

"YENİ DESTEKLEME MODELİ ŞİRKETLER LEHİNEDİR"

“Bitkisel Üretimde Yeni Destekleme Modeli” ve “planlama” olarak ifade ettiği şey, yukarıdan aşağıya şirketler lehinedir. Planlama, başta gıdayı üreten çiftçilerin, gıdayı tüketenlerin ve bilim insanlarının ortak katılımı ve kararıyla gerçekleşmelidir. Her halk, kendi kültürüne uygun gıdayı üretme ve tüketme hakkına sahiptir; bu hak yukarıdan aşağıya dayatmalarla yok edilemez. Her üreticinin toprağa ve suya erişim hakkı vardır; BM Genel Kurulu'nda kabul edilen “Köylü Hakları Deklarasyonu'nda belirtilmiştir ve demokratik bir hak’tır. Yönetmeliklerle veya farklı zorlayıcı yöntemlerle görünmez kılınamaz.

Gıdayı şirketlerin kontrolünden ve küçük çiftçileri ve köylüleri girdi kıskacından kurtaracak olan agroekolojik üretimdir. Çiftçi, bağımsız olabildiği oranda çiftçidir. Her halkın kendi gıda sistemlerini kurma hakkı olan Gıda Egemenliği için mücadele edilmesinden başka çare yoktur."


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler