Çayırhan Termik Santralı’nda 4 Mart’taki ihale yaklaşırken direniş yeniden gündemde: ‘Bu bir ekmek davasıdır’

Santral ve maden sahalarının özelleştirme ihalesi 4 Mart’ta yapılacak. Özelleştirmeye sayılı günler kala dün sabah saatlerinde kendilerini madene kapatmak için yürüyüşe geçen işçiler önce jandarma tarafından durduruldu. Görüşmelerin ardından jandarma, işçilerin madenin önüne kadar yürümesine izin verdi. Bu sırada işçiler sık sık “Direne direne kazanacağız; maden, enerji vatandır, vatan satılmaz” sloganları attı.

‘BİZİ DUYMAZDAN GELDİLER’

Türkiye Maden-İş Sendikası Genel Başkanı Nurettin Akçul, aylardır Çayırhan Termik Santrali ve maden sahalarının özelleştirilmesi ve satışına karşı mücadele verdiklerini söyledi. Akçul, “Madene kapandık olmadı, çadır nöbeti tuttuk olmadı, karda ayazda kilometrelerce yürüdük olmadı. ‘Buranın özelleştirilmesi, bir nevi ölüm fermanımızı imzalamak’ dedik olmadı. Ne yapsak ne etsek kendimizi yetkililere anlatamadık, bizi duymazdan geldiler, görmezden geldiler. Yeri geldi can verdik, yeri geldi sevdiklerimizi toprağa gömdük ama hep direndik, hep ürettik, hep ayakta kaldık” dedi.  

‘BU BİR EKMEK DAVASIDIR’

“Hiçbir siyasi otoritenin maşası” olmadıklarını belirten Akçul, “Hiç kimsenin yönlendirmesi ya da kışkırtmasıyla hareket edecek kadar cahil değiliz. Kimse kendine, eylemlerimizden bir pay çıkarmasın. Kimse haklı mücadelemizden nemalanmaya kalkmasın. Bu bir ekmek davasıdır. Bu, çocuklarımızın geleceğine, alın terimize, işyerimize ve ekmeğimize sahip çıkma davasıdır” dedi. Yöneticilere, “Ey biraz olsun vicdanı ve  merhameti olan yetkililer” diye seslenen Akçul,  şöyle devam etti:

“Nallıhan’a bir gidin, Çayırhan’a, Beypazarı’na bir gidin. Buradaki ailelerle, yöre halkıyla bir görüşün. Lojmanlara gidin. Çocukları görün. Lojmanda kalan çocukların gözlerindeki o masumiyeti okuyun, ‘babalarına ne olacak, kendileri nerede kalacak’ sorularının şaşkınlığını o gözlerden bir okuyun. Okuyamıyorsanız dinleyin. O çocukları, o aileleri bir dinleyin. Bizleri dinlemediniz madem, halkın sesini dinleyin. İşçinin, çocukların, kadınların sesini dinleyin. Sizlerin çocukları ucuz lojmanlarda kalmıyor, sizlerin eşleri yarın ne pişirsek acabası yaşamıyor. Çünkü her halükarda kazanınız kaynıyor, her halükarda çocuklarınız doyuyor. Doysun da zaten. Kimsenin kazanında gözümüz yok. Ama siz de bizim kazanımıza, ekmeğimize, işyerimize dokunmayın. Çok mu şey talep ediyoruz, çok mu şey istiyoruz.”

‘BİZE AİT OLAN BİZDE KALSIN’

Akçul, bugün özelleştirme adı altında yapılanların, yalnızca bir işletmenin el değiştirmesi değil, on binlerce işçinin açlığa ve sefalete sürüklenmesi olduğunu vurguladı. Bunu kabul etmeyeceklerini belirten Akçul, “Duymadınız, duymuyorsunuz. Arkadaşlara canlarını ortaya koymaktan başka bir çare bırakmadınız. Bizler devletine, milletine bağlı, ülkemizin bölünmez bütünlüğünden yana, Türkiye sevdalısı emekçileriz. Derdimiz belli, taleplerimiz açık. Buradan yetkililere, hükümete, patronlara tekrar sesleniyoruz: Bu yanlıştan derhal vazgeçin. Halkın malını, işçinin alın terini, emeğin kutsallığını yok saymayın.  Özelleştirme derhal durdurulsun. İş güvencemiz sağlansın. Bize ait olan bizde kalsın” dedi. 

Akçul, “‘Bugün bu mücadeleyi vermezsek, bu adaletsizlik herkesin kapısını çalacak’ diyen arkadaşlarımızı, karanlığa hapsetmeyin” diye konuştu. Madenciler ve enerji işçilerinin aylardır direndiklerine işaret eden Akçul, “İşçiler, ‘ölmek var, vazgeçmek yok’ diyor. Onların ölüsü değil, dirisidir bizleri yaşatacak olan” dedi. 4 Mart’ta yapılacak özelleştirme ihalesine karşı, işçilerin eylemi de madenin önünde devam ediyor.