AYM kararını verdi: Ankara Valiliği’nin eylem yasaklarını 'keyfi' olarak nitelendirdi
Anayasa Mahkemesi (AYM), bugün yapılan basın açıklamasında, OHAL döneminde Ankara'da yapılan eylemlere katılan kişilere kesilen para cezasını iptal etti. AYM'nin açıklamasında, "toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine" karar verildiği bildirilirken, Ankara Valiliği'nin eylem yasağını keyfi olarak niteledi.
Veli Saçılık, Adnan Vural, Aslıhan Han Özden ve Ömer Faruk Kök Ankara'da OHAL döneminde gerçekleştirdikleri eylem nedeniyle para cezasına çarptırıldı.
Süreç AYM'ye taşınırken bugün yayımlanan basın açıklamasında, "toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine" yer verildi.
Kararda ayrıca Ankara Valiliği'nin eylem kararının ise keyfi olduğu bildirildi.
Anayasa Mahkemesi'nin değerlendirmesi şu şekilde:
"SOMUT TERÖR TEHDİDİNE ODAKLANDIĞI KONUSUNDA TEREDDÜT YARATMAKTADIR"
"Ülkemizin olağanüstü hâl dışında da birçok farklı terör tehdidi altında bulunduğu bir gerçektir. Keza ülkemiz terör örgütlerinin komşu ülkelerdeki faaliyetlerinden de birincil derecede etkilenmektedir. Tam da bu sebeple somut olgulardan hareket etmeksizin salt ülkemizde terör tehlikesi bulunduğu gerekçesine dayalı olarak temel haklara yapılacak sürekli müdahaleler hakkın özünü ortadan kaldırma tehlikesi barındırır.
Üstelik başvuru konusu yasaklama kararlarının çoğunda somut olarak S.Ö. ve N.G.ye destek eyleminden ve bu eylemin yarattığı rahatsızlıktan, bir kısmında ise park ya da bahçe gibi vatandaşların yoğun olarak tercih ettiği bölgelerde yüksek sesle eylem yapılması gibi nedenlerle çevreye rahatsızlık verildiğinden bahsedilirken terör tehdidine soyut olarak yer verilmesi, idarenin takdir yetkisini kullanırken herhangi bir somut terör tehdidine odaklandığı konusunda tereddüt yaratmaktadır.
KEYFİ OLARAK NİTELENDİRİLDİ
Ankara Valiliği'nin başvuru konusu diğer yasaklama kararlarının aksine 30/8/2017 tarihli yasaklama kararı, Valiliğin internet sitesinde yer almamaktadır. Bu durumda başvuru konusu diğer yasaklama kararlarının aksine Ankara Valiliğinin kamuoyuna uygun bir biçimde duyurmadığı görülen 30/8/2017 tarihli yasaklama kararına dayanılarak verilen idari para cezalarının demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olduğundan söz edilemez. Nitekim belirliliği ve öngörülebilirliği ortadan kaldıran bu durum, idarenin keyfî olarak hareket etmesinin önünü açabilecek niteliktedir.
"KESİNLİK VE ÖNGÖRÜLEBİLİRLİKTEN UZAK"
Ankara Valiliği'nin 21/1/2018 tarihli izne bağlama kararında ise başvuru konusu diğer yasaklama kararlarından farklı olarak bir süre belirtilmemiş; kararın geçerlilik süresi, sona ereceği zaman tamamen idarenin takdir yetkisi kapsamında kalan ve bireyler tarafından hiçbir öngörülebilirliği bulunmayan, yurt dışında gerçekleştirilen bir askerî operasyona bağlanmıştır. Kesinlik ve öngörülebilirlikten oldukça uzak böyle bir belirlemenin de idarenin keyfîliğini gündeme getireceği açıktır. Bu nedenle Ankara Valiliğinin geçerli olacağı süre gerçekleştirilen operasyonun sona ermesine bağlanmış olan 21/1/2018 tarihli izne bağlama kararı uyarınca verilen idari para cezalarının da bu sebeple demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmadığı değerlendirilmiştir.
AYM: "İDARE EN AĞIR TEDBİRE BAŞVURMUŞTUR"
Ankara Valiliği, başvuru konusu yasaklama kararlarıyla bireylerin toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme hakkı yönünden, süresi belli olmayan kategorik yasaklama kararlarıyla aynı etkiyi oluşturan bir külfet yaratmış; buna karşın kamu düzeninin karşılaştığı tehlikenin olağanüstü hâl tedbirleri çerçevesinde işlerini kaybeden veya onların yakınları olan ve ilgililere seslerini duyurmaya çalışan ya da düşünceleri için paydaş bulmaya çabalayan başvurucular yönünden yaratılan bu külfete baskın geldiğini hiçbir şekilde göstermemiştir. Ayrıca idare, başvuru konusu olayda yarışan değerler arasında adil bir denge kurulabilmesi için daha hafif tedbirler alınmasının yetersiz kalacağını hiçbir şekilde ortaya koymadan ilgili Kanun'da öngörülen en ağır tedbire başvurmuştur.
HAK İHLALİNE KARAR VERİLMİŞTİR
Bunun yanında başvuru konusu toplantılarda herhangi bir şiddet olayı yaşandığı da tespit edilmemiştir. Kamuoyuna ilan edilmeyen 30/8/2017 tarihli yasaklama kararı ve geçerli olacağı süre bir askerî operasyonunun bitişi olarak belirlenen 21/1/2018 tarihli izne bağlama kararlarının öngörülebilirliği tamamen ortadan kaldırdığı ve bu nedenle keyfîliğe yol açabileceği değerlendirilmiştir. Keyfî uygulamalara yol açabilecek bu kararların somut olayda hiçbir şekilde olağanüstü hâlin gerektirdiği ölçüde olmadığı sonucuna varılmıştır. Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir."
En Çok Okunan Haberler
- Hayatını kaybetti!
- Mansur Yavaş'tan TBMM'ye flaş çağrı!
- TÜİK ekim ayı enflasyon verilerini açıkladı
- 'Erken seçim' çağrısı: CHP tarih verdi
- İşte Belediye Başkanı'nı öldüren saldırganın ifadesi!
- Mardin, Batman ve Halfeti'ye kayyum atandı!
- Serdar Ortaç son malını da satışa çıkardı!
- AKP'den kayyum için ilk açıklama
- Bülent Arınç'tan dikkat çeken çıkış
- AKP’li vekilin PKK yöneticisiyle fotoğrafı gündem oldu!