Asbest: Gemiler sökülecek diye insanların ciğerleri sökülmesin!

KONUK YAZAR | Bergama eski Belediye Başkanı Sefa Taşkın, Cumhuriyet Ege için yazdı...

Asbest: Gemiler sökülecek diye insanların ciğerleri sökülmesin!
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 05.08.2022 - 11:39

Asbest, toprağın ana maddesi olan “silisyumlu” bir metaldir. İçinde sodyum, magnezyum, demir, kalsiyum gibi maddeler de vardır. Doğada uzun lifler halinde oluşmuştur.

Isıya, kimyasal maddelere, aşınmaya dayanıklı olması yıllar boyunca çeşitli gereç yapımında ve sanayide kullanılmasına yol açtı.

Türkiye’de de kamu kullanımında yoğunlukla kentlerin su şebekelerini  meydana getiren borular “asbest”den idi.

Şimdi değiştirildi/değiştiriliyor!

Asbestin Türkiye'de üretimini, kullanımını, piyasaya sürülmesini, asbestli gereçlerin alınıp satılmasını, hala birçok alanda kullanılmasına rağmen, Türkiye Cumhuriyeti 31 Aralık 2010 tarihinden itibaren yasakladı.

Neden?

Çünkü asbestin kansere yol açan olan bir madde olduğu anlaşılmıştı. 

Zaten Avrupa Birliği asbestle ilgili hastalıkların ve ölümlerin artması üzerine kullanılmasını 2005 yılında durdurmuştu.

Peki nasıl öldürüyordu asbest?

Toz gibi maddeler içinde uzun lifler halinde bulunan asbest solunum yoluyla akciğerlere ulaştığında sorun başlıyordu.

Bu lifleri yok etmeye çalışan vücut akciğerde bir asit salgılıyor, bu asit de akciğer zarında yaralar meydana getiriyor, bu zararlar 8-10 yıl içinde kansere dönüşüyordu. 

Sonuç tabii ki hastalık, ardından ölüm idi. 

Kullanımı nedeniyle asbest binlerce insanı hasta etti, öldürdü.

Asbest’in verdiği/vereceği zararlar ülkemizde, İzmir-Aliağa’da bulunan Gemi Söküm Tesislerinde, yurt dışından getirilen eski gemilerin sökülüp parçalanması sırasında çıkan/çıkması olası, çevreye ve insana zarar veren asbest nedeniyle gündeme geldi.

TC.Çevre Bakanlığı'nın verilerine göre 2016-2021 arasında Aliağa’da beş yılda 714 gemi söküldü. Hurdalar çeşitli kuruluşlara satıldı.

Verilen bilgiler doğruysa parçalanan gemilerden 250 ton asbest çıktı. 74 bin 325 ton da başka tehlikeli atık. 

Ne oldu bunlar?

Resmen açıklandığına göre, ayrıntı vermeden usulüne göre giderildiklerini söylüyor yetkililer. 

Ancak bu gibi konularda o kadar uygunsuzluk var ki kimse inanmıyor! 

Aliağa’nın yakınındaki Horozgediği köylülerinin, “hepimiz kanser olduk” çığlıkları doğruysa, o asbest lifleri havaya karışıyor, İzmir’den Bakırçay havzasına kadar geniş bir alanda insanların akciğerlerinde birikiyor.

Petrol Rafinerisi, Petkim, Termik Santral, Demir Çelik Fabrikası, Liman gibi işletmelerin yaydığı baca gazı ve tozlarla tam bir sanayi kirliliği ortamına dönüşmüş Aliağa’da insanlar bir de Gemi Söküm Tesislerinin yaydığı asbest ve diğer maddelerle karşı karşıya.

Yöre tam bir çevre sorunları cehennemi!

Dokuz Eylül Üniversitesinden Dr.Enver Yaşar Küçükgül’ün verdiği bilgiler göre; Aliağa’da 40 yılda en az 4-5 bin gemi parçalanmış. Bunların arasında sivil gemiler, savaş gemileri, hatta uçak gemileri var.

İngiltere Kraliyet Donanması’na ait Illustrious, Invincible, Plymouth, Ark Royal, Manchester ve Liverpool uçak gemisi, Hollanda’ya ait Zuiderkruis savaş gemisi, İspanyol uçak gemisi Principe Asturias Aliağa’da parçalanıp, sökümü yapılmış gemilerden. 

Son 5 senede yaklaşık 10’dan fazla uçak gemisi ve her biri 100.000 tondan daha ağır “Curise”, Yolcu Gemisi sökülmüş, “halledilmiş”.

Bunlar çok büyük sayılar.

“Kuito” adlı, Güney Afrika’da Angola’da bir rafineri için çalışan 100 tonluk gemi de bunların arasında. Üstelik bu geminin radyoaktif atık yüklü olduğu ileri sürülmüştü.

Anlaşılan Aliağa’nın havasında yıllardır asbest cirit atıyor. Zehir kol geziyor.

Belki de radyoaktif atıklar!

Oysa koskoca Avrupa Birliği ülkelerinde sökümü yapılmasına izin verilen gemilerin toplam ağırlığı yılda 100 ton idi.

Avrupalıların canı kıymetli: Asbest gibi kirleticileri istemiyorlar!

Ya bizimki?

Peki eski gemiler Dünya’nın diğer yerlerinde nasıl sökülüyor?

Avrupa’da küçük gemiler dışında böyle bir “iş” yok. Onları da Türkiye’deki gibi deniz kıyısında değil, kuru havuzlarda parçalıyorlar.

Hindistan, Pakistan, Bangladeş büyük ölçekli gemilerin sökümünün yapıldığı ülkeler.

Yoksulluğun biri bin para oralarda!

Türk Deniz Ticaret Odasının verdiği bilgiye göre bu işin getirdiği benzer sorunlar nedeniyle, Pakistan’ın Belucistan Eyaleti geçenlerde, Gadani’de tanker patlaması sonucu çıkan felaketin ardından gemi söküm işi yasaklanmış.

Bangladeş’teki gemi söküm tesislerinde de sık sık ölümlü iş kazalarının meydana geldiği bildiriliyor.

Bu durum yetmiyormuş gibi şimdi de Brezilya’dan bir Türk firması tarafından satın alınmış “Nae Sao Paola” adlı gemi sökülmek üzere Aliağa’ya getirilmek isteniyor. Gemi 1950’lerin teknolojisi ve malzemeleriyle imal edilmiş.

280 metre uzunluğunda 62 yıllık nükleer-askeri bir uçak gemisi. Kullanım ömrünü tamamlamış.

Sahipleri ondan kurtulmak istiyor!

Bu işe kucak açacak en yakın ülke Türkiye!

Dr. Küçükgil, Sao Paolo adlı geminin 24.200 ton ağırlığında olduğunu, 1.818.000 dolara satın alındığını bildiriyor. Yani hurda kirli demir maliyeti ton başına 72.12 dolar. Oysa günümüzde hurda demirin fiyatı ton başına 450-500 dolar.

Neden Brezilyalılar bu gemiyi Türkiyeli bir şirkete 6-7 kat daha ucuza satmışlar ki?

Akla birçok soru geliyor!

Sorulmamalı mı?

Yoksa gemiyle beraber içerdiği zehirli atıklar da mı Türkiye’ye gönderiliyor?

Değişik kaynaklar Sao Paolo’da 900 ton asbest olduğunu belirtiyor. 

Böyle bir uçak gemisinde asbest dahil 1300-1500 ton zehirli madde olabileceği ifade ediliyor.

Böyleyse bunların hepsi Aliağa’ya gelecek!

Ne büyük tehdit!

Ne büyük risk!

Bir gemide asbest ısı yalıtımı için çelik levhaların arasına yerleştiriliyor. 

Gemilerin alt kısımlarına, dip tanklarına, kanal ve boru hatlarında asbest var. Miktarı ancak gemi kesilip parçalandıktan sonra saptanabiliyor.

Asbestin dışında sökülen gemiden denize sızan petrol ve yağ, ağır metaller, çeşitli kimyasallar, boyalar, temizlik maddeleri gibi kirleticiler denize dökülüyor, çevreye karışıyor. 

Aliağa’da aynı anda 8 geminin sökümünün yapılacağı alana, zorlamayla 28 gemi sığdırılmaya çalışılıyor. Yani sıkış tepiş. Bu işi yapan 22 şirket var. 

Şimdi de bu alanı genişletmeye uğraşıyorlarmış. Yani daha çok sökülecek gemi, daha çok asbest, daha çok kirlilik.

Bunların önlenmesi, denetlenmesi neredeyse olanaksız.

Ortada büyük paraların döndüğü bir iş gemi sökümü.

Kapitalizm, feodal beylerin toprak ağalarının hüküm sürdüğü zamanlarda, onları devirerek dünyada toplumsal açıdan ilerlemeler sağlamıştı. Emek serbestleşmiş, köylü nefes almış, üretim artmıştı.

Kapitalist beyler para kazandıkça, servetleri arttıkça tutuculaştılar. Zor koşullarda yaşayan halkın tepkisi çoğaldıkça varlıklarının küçük bir kısmını paylaşmaya razı oldular.

Üretimin toplumsal oluşuyla mülkiyetin tekil oluşu onları zorluyordu.

Sonra emperyalist oldular başka halkları da boyunduruk altına aldılar. Yeni pazarların getirdiği zenginliği paylaşım için birbirleriyle savaştılar.

Bilimi tekniği kullanmayı becerip daha çok kazanmanın yollarını buldular. 

Sonunda küresel bir güç oldular.


Saçaklarıyla birlikte Dünya’nın üstüne çöktüler.

Ama doymuyorlar!

Daha çok, daha çok para kazanmak için, direnişle karşılaşmadıkları yerlerde en vahşi yöntemleri kullanmaktan hiç çekinmiyorlar.

Bunun an açık örneği, İzmir-Aliağadır.

Geceleri metan gazının, kirletici işletme tozlarının uçuştuğu bir ortam yaşanıyor Aliağa’da.  

İş verme gerekçesiyle binlerce işçi kendileri fark etmeden zehirleniyor.

Çevrede yaşayan binlerce insan çevre kirleticilerle birlikte yaşamak zorunda bırakılıyor.

Ülkeye katma değer kazandırılıyor diye doğa, insan kırıma sürükleniyor.

Bu hiç kimse için hayırlı değil.

Kirleticiler kirletenleri de kirletir bir gün!

Bu nedenlerle, Brezilya gemisinin Aliağa’ya demirlemesine izin verilmemelidir.

Ancak bu yetmez!

Aliağa’daki gemi söküm tesislerinin insanlarımıza ve doğamıza verdiği zarara tümüyle son verilmelidir.

Gemiler sökülecek diye insanların ciğerleri sökülmesin!


Sefa Taşkın

05.08.2022

Dikili/İzmir


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler