Aralarında eski AYM Basın Müşaviri Arslan’ın da olduğu 8 sanığın davası görüldü: Dolandırıcılık ve sahtecilikten yargılanıyor

Anayasa Mahkemesi (AYM) Basın Müşaviri Osman Arslan’ın da arasında bulunduğu 8 şüpheli hakkında Ankara Başsavcılığı’nca açılan “nitelikli dolandırıcılık” ve “sahtecilik” davasının ilk duruşması dün Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı.

Aralarında eski AYM Basın Müşaviri Arslan’ın da olduğu 8 sanığın davası görüldü: Dolandırıcılık ve sahtecilikten yargılanıyor
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 07.03.2025 - 04:00

Aralarında eski Anayasa Mahkemesi Basın Müşaviri Osman Arslan’ın da bulunduğu 8 şüpheli hakkında Ankara Başsavcılığı’nca açılan “nitelikli dolandırıcılık” ve “sahtecilik” davasının ilk duruşması dün Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. 8 şüpheli dava kapsamında; geçen kasım ayında İstanbul ve Antalya’daki bazı Milli Emlak arazilerinin satışı vaadiyle bir avukatı 40 milyon lira dolandırdıkları, bir kuyumcu ve oğlundan da altın kotasının yükseltilmesi vaadiyle zorla 200 bin dolar aldıkları ve 400 bin dolarlık da senet imzalattıkları iddiasıyla yargılanıyor.

‘ANKARA’DA ÜST DÜZEY TANIDIK VAR MI?’

Davanın dünkü duruşmasında tüm sanıklar hazır bulundu. Kimlik tespitinin ardından sanıkların savunmasıyla dava başladı. “Yağma” ve “cebir kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlarından yargılanan sanık Mirze Aylanç savunmasını yaptı. Aylanç, davanın müştekilerinden Mehmet Salih Aydar’ın akrabası olduğunu belirterek; “Bana dedi ki, ‘Ankara’da üst düzey tanıdık var mı?’ Teoman diye bildiğim aslında Zekeriya Kaya (davanın sanıklarından) adlı arkadaşımla konuştular. Anlaştıktan sonra Ankara’ya gittik, bizi Zekeriya Kaya karşıladı. Ben görüşmelerinde altın kotasının ne olduğunu bilmediğim için konuşmadım. Dosyadaki kimseyi de tanımıyorum” dedi.

‘SAĞDA FİDAN, SOLDA BAŞKA BAKAN…’

Müşteki Aydar’ın kendisine “Kardeş bu iş olursa sana daire vereceğim” dediğini aktaran Aylanç; “(Mahkeme Başkanı’na hitaben) Vallahi ne diyeyim sana? Kusura bakma, ilk defa hakim karşısına çıkıyorum. Daha önce suç işlemedim ki, sicilim temiz. Nasıl konuşacağımı bilmiyorum” ifadelerini kullandı. Sanık Serkan Arslan’ın dava konusu yer olan ve pazarlığın yapıldığı villasına ilişkin de Aylanç; “Mehmet bana dedi ki, ‘Baksana sağda Hakan Fidan (Dışişleri Bakanı), solda başka bakan! Bu boş adam değil’ dedi. Korumaların ‘Parayı vermezsen ayağına sıkarım’ dediğini duymadım. Zorla da tutmadılar. Allah var! Olsa söylerdim, Mehmet akrabam, bunları (diğer sanıklar) tanımıyorum. Onu savunurum, bunları değil” diye konuştu.

‘BAĞIRSA 50 POLİS GİRER’

Aylanç’ın hakkından savunma hakkı tanınan ve Aylanç’la aynı suçlardan yargılanan sanık Zekeriya Kaya ise dedesinin ismi olduğu için kendisinin “Teoman” adıyla da tanındığını iddia etti. Dava konusu villanın yanındaki villanın Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın villası olduğunu belirten Kaya; “Onun korumaları var. Villanın çevresi çakarlı araçlarla dolu. Hani biz onu rehin almışız ya, ‘Hayır!’ diye bağırsa saniyesinde villaya 50 polis girer.

Semt Ankara’nın en güzide yeri. Orada bu tarz işler olmaz” dedi. Dava konusu olayın yaşandığı zaman kendisinin firari olduğunu belirten Kaya; “Ben, Mirze ve Mehmet (müşteki) aracıyız. Komisyonumuza bakıyoruz. İşin resmiyete erip, para almaya bakıyoruz” ifadelerini kullandı. Kaya, sanık Serkan Arslan’ın kendisini “MİT personeli” olarak tanıttığını aktardı.

‘MAFYA LİDERLERİ ARADI’

“Yağma”,  “Özel belgede sahtecilik”, “Tüzel kişilikleri araç olarak kullanarak dolandırıcılık” ve “cebir kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlarından yargılanan sanık Serkan Arslan; söz konusu dava konusu miktarların ödenmesinin ardından; sanık Kaya’nın müşteki Aydar’ın aradan çıkarılmasını teklif ettiğini belirtti. Müşteki Aydar’ın daha önce “suç örgütü yöneticiliğinden ceza aldığını” iddia eden Arslan; “Bu olaydan sonra beni mafya liderleri aradı. Diğer kuyumcular ise (dava konusu olaya karışanlar) piyasadan çekilmişler. Böyle olunca Aydar parayı alan olarak gözüktü” dedi.

MİT'TEN TANIDIK ARSLAN!

Dosyanın diğer  müştekisi olan Mehmet Cengiz Karayıldız ise 2023'te Maltepe’deki bir araziyi satın almak istediği; ancak daha sonra arazinin Milli Emlak’a ait olduğunu öğrendiğini ve konuyu aynı zamanda çalışanı olan sanık Mehmet Bulut'a açtığını anlattı. Bulut'un da kendisine MİT ve devlet görevlileriyle bağlantılı olduğunu iddia ettiği Serkan Arslan'ı önerdiği ve tanışmak için Bulut ile beraber Ankara’ya geldiğinden bahsetti. 

'FİDAN'IN YANINDA KİM Kİ?'

 Karayıldız, Serkan hakkında kendisine aktarılan iddiaları ise şöyle anlattı:

“Bulut bana ‘Serkan Arslan’ı yıllardır tanıyorum. Mit’te oğluma da iş buldu’ diye anlattı. Hatta öyle anlatılıyor ki, Serkan Arslan, Hakan Fidan yanında kim ki?  Serkan Arslan’ın Mardin’de anne ve babasını küçük yaşta kaybettiğinden bahsetti. Arslan'ı devletin yetiştirdiğini, 2016 yılında FETÖ soruşturmasında MİT personeli olduğu ve kimliği ortaya çıkınca yazılım şirketi kurduğu, hatta bu şirket üzerinden MİT’e de para aktardığını anlatıyordu Bulut...

Hatta Meral Akşener’in (eski İYİ Parti Genel Başkanı), Binali Yıldırım’ın (Eski Başbakan) dosyasının Arslan’a geldiğini anlattı. Binali Yıldırım’ın oğlunun kıyafet giyip oynadığı görüntüler girmiş dosyaya, Serkan gidip bunu sildirmiş. Ben Emniyet’e gelene kadar Serkan Arslan’ı önemli bir insan sanıyordum, saygı duyuyordum. Tutuksuz sanıklardan Ergun Tuna da ‘Ben polisim, beni özellikle onun yanına verdiler. Külliye’ye gidip geliyoruz’ diyordu."

ELDEN 1.2 MİLYON TL

Karayıldız, sanık eski AYM Basın Müşaviri Osman Arslan’ın kendisini Serkan Arslan’a yönlendirenlerden biri olduğunu iddia ederek; “Osman Arslan tüm bu süreçlerden haberdardı, hepsini biliyordu. Osman Arslan bana kaç kez ‘Serkan benim canımdır, MİT çalışanıdır’ demiştir” dedi. Karayıldız, da sanıklar Bulut ve Osman Arslan ile birlikte Serkan Arslan'ın dava konusu bilişim şirketine gittiğini dile getirerek, “Serkan Arslan, Maltepe’de bulunan araziyi benim adıma alabileceğini, Milli Emlak Müdürlüğü'ne 2 milyon 700 bin lira yatırmam gerektiğini söyledi.

Kendisinin de bu paranın iki katını komisyon olarak alacağını belirtti. Mehmet Bulut ve Osman Arslan’ın yanında Serkan Arslan’a 1 milyon 250 bin lira elden verdim. Daha sonra benden aralıklarla para istedi, ben de verdim. Satın alma sözleşmesini imzalamak için Ankara’ya gittim. Bu paraların Hazine hesabına yatırıldığı söylendi bana hatta dekont da verildi ve Elmadağ Tapu Müdürlüğü'nden de mesaj geldi. Sonrasında Milli Emlak personeli olduğunu söyleyen Bora isimli bir kişi arazinin tapusunu verdi. Bunlar olduğu için dolandırıldığımı düşünmedim” ifadelerini yaptı.

BUNLARI YAPSAM AYM'DE TUTMAZLARDI'

Osman Arslan da Serkan Arslan’ı 'Serkan Can' adıyla bir kamu görevlisi olarak tanıdığını savunarak; “Serkan Arslan ile kamu görevlilerinin bulunduğu ortamda tanıştım. Ofisine her gidişimde üst düzey kamu görevlileri olurdu. Bu yüzden güven vermişti bana ve ben de kendisini kamu görevlisi sanmıştım. Kendisi sıkıştığımda borç istediğim 2-3 arkadaşımdan biri olmuştu. Haciz olduğu dönemlerde hesaplarımda ondan para istemiştim.

Mehmet Bulut’u da ben Türkiye İşitme Engelliler Spor Federasyonu Başkanı iken federasyona verdiği katkılardan tanırım. Mehmet Bulut, Mehmet Cengiz Karayıldız ile Ankara’ya geldiğinde, Bulut beni de Serkan Arslan ile çay içmeye davet etti. Ben ricası üzerine gittim. O dönemde de basın müşaviri olduğum için sürekli telefonlarım çalıyordu. Bir para alışverişine şahit olmadım. Ben böyle işlere tevessül edecek biri olsam 10 yıl boyunca beni AYM’de tutmazlardı" dedi.

DURUMLARIN DEVAMINA...

Ara karar kuran Mahkeme Başkanı, tutuklu sanıklarının tutukluluk hallerinin, tutuksuz sanıkların da yurt dışına çıkış şeklinde uygulanan adli kontrol tedbirlerinin devamına karar verdi. Bir sonraki duruşma ise 26 Mart saat 10.00'a ertelendi.