Anne ve kızı ölmüştü: İlaçlama davasında yakalama kararı çıkarıldı

Keçiören ilçesi Sancaktepe Mahallesi'ndeki apartmanın 7 numaralı dairesinde oturan Cibuti uyruklu Ramadan Abass Aden'in evinde, Haziran 2023'te haşere ve tahtakuruları nedeniyle İbrahim Çatuk ve üvey oğlu Burak Akça ile alüminyum fosfit içeren ilacı uyguladı. Çatuk, Aden'e 3 gün evde bulunmaması gerektiğini söyledi. 

Aden, apartman yönetimine ve komşularına haber vermeden evden ayrıldı. Ertesi gün 10 numaralı dairede yaşayan Türkan ve Veysel Sabancılar çifti, kızları Elif Sude ile mide bulantısı ve kusma şikayetiyle hastaneye başvurdu. 

ANNE-KIZ ÖLDÜ

Gıda zehirlenmesi zannedilip taburcu edilen aileden Türkan ve Elif Sude Sabancılar, durumlarının ağırlaşması üzerine bir süre sonra tekrar götürüldükleri hastanede hayatını kaybetti. 

İlaçlamanın yapıldığı bina ile yan binada oturan 13 kişi de kusma, bulantı baş dönmesi gibi şikayetlerle hastanelere başvurarak tedavi gördü. Adli tıp kurumu raporunda anne ve kızının alüminyum fosfit zehirlenmesi sonucu öldüğü belirtildi. 

Olayın ardından gözaltına alınan İbrahim Çatuk ve üvey oğlu Burak Akça çıkarıldıkları hakimlikçe tutuklanırken; Ramadan Abass Aden ifadesinin ardından serbest bırakıldı. Burak Akça, ara tahliye ile tutuksuz yargılanmaya başladı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede İbrahim Çatuk hakkında 23 yıl 6 ay, Burak Akça ile Ramadan Abass Aden hakkında 22 yıl 6'şar aya kadar hapis istendi.

YARGILAMA BAŞLADI

İddianamenin kabulü ile beraber 3 sanığın yargılanmasına başlandı. 

Ankara 31'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görülen duruşmaya yabancı uyruklu sanık Ramadan Abass Aden katılmazken; tutuklu sanık İbrahim Çatuk ve tutuksuz sanık Burak Akça, müştekiler ve tarafların avukatları salonda hazır bulundu.

Apartmanda oturan müşteki Gözde Nur Taşpınar, ilaçlama yapılacağından haberi olmadığını söyleyerek, "İlaçlama ne zaman yapıldı bilmiyorum, 16 Haziran 2023 tarihinde evdeyken rahatsızlandım. Uyuyordum, uyandığımda başım dönüyordu, midem bulanıyordu. Olay yeri incelemeden polis ekipleri gelmişti. Beni rahatsızlandığım gün, Etlik Şehir Hastanesi'ne götürdüler. 4 gün hastanede yattım sonra taburcu oldum. Ramadan evini ilaçlattığı gün bize herhangi bir bilgi verilmedi. Yöneticiye haber verilip verilmediğini bilmiyorum. Şikayetçiyim" dedi.

'İLAÇLAMA KONUSUNDA BİLGİM YOK'

Tutuksuz sanık Burak Akça, "Kredi kartımı babam kullanıyordu. Kredi kartımdan Ulus'ta bulunan 'Toprak Zirai Alet' isimli iş yerinden ilacı alırken benim kartımı kullanmış. Babam 'Ramadan' isimli şahsın dairesine ilaçları yerleştirirken ben dışarıdaydım ve ilaçlama konusunda bilgim yok. Hangi tür ilaçlama yapıldığını bilmiyorum. Bilgim yok" diye konuştu.

'TAHLİYEMİ TALEP EDİYORUM'

Tutuklu sanık İbrahim Çatuk ise kendisine ait ilaçlama üzerine bir şirketi olduğunu söyleyerek, "Benim faaliyet alanı, kamudaki iş yerlerini ilaçlama üzerine bir şirketim vardı. Sağlık Bakanlığı'ndan aldığım sertifikam da vardı. Ben tahtakurusunda kullanılan 'R4' isimli ilacı istemiştim. Ancak, 'Toprak Tarım'da ziraat mühendisi olarak çalışan Ramazan Avcı istediğim ilacın ellerinde olmadığını, bu ilacın daha etkili olduğunu söyledi. Ben Ramazan Avcı'ya güvendim. Ben alışveriş yaparken oğlum Burak'ın kartını kullandım. İlacı araştırmadım en büyük hatam o oldu. Ben yöneticiye ilaçlama yapıldığını bildirmedim, binanın ortak alanında ilaçlama yapsaydın yöneticiye haber verirdim. Tahliyemi talep ediyorum" dedi.

İbrahim Çatuk'un avukatı Hatice Taştan ise müvekkilinin serbest bırakılmasını talep ederek, "Dosyanın delilleri ile oynanmıştır. İlk tespitte binanın ortak havalandırmasının kapalı olduğu tespit edildiği halde daha sonra mahkemece emniyete müzekkere yazılması üzerine havalandırmanın kapalı olduğu yazılmıştır. Ayrıca müvekkilimin bina sakinlerini uyarma gibi bir yükümlülüğü yoktur. Bu bizzat daire sahibinin sorumluluğudur. Bu nedenle müvekkilimin tahliyesini ve beraatini talep ediyorum" ifadelerini kulandı.

Mahkeme heyeti, tutuksuz sanık Ramadan Abass Aden hakkında yakalama emri çıkartılmasına hükmetti.

Tutuklu sanık Çatuk'un tutukluluk halinin devamına hükmeden mahkeme, duruşmayı 16 Haziran'a erteledi.