Aladağ'da 11'i çocuk 12 kişinin ölümüyle sonuçlanan yurt faciası davasında karar

Adana’nın Aladağ ilçesinde, Süleymancılara ait kaçak yurtta 2016 yılında çıkan yangında 11’i çocuk 12 kişinin yaşamını yitirmesiyle ilgili 18 kişinin yargılandığı davanın istinaf duruşması bugün yapıldı. Duruşmada kararını açıklayan heyet, sekiz sanık hakkında, 4 yıl 2 ay ila 15 yıl arasında değişen hapis cezalarına hükmetti.

Aladağ'da 11'i çocuk 12 kişinin ölümüyle sonuçlanan yurt faciası davasında karar
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 31.05.2022 - 14:30

Adana’nın Aladağ ilçesinde, Süleymancılara ait kaçak yurtta 29 Kasım 2016’da çıkan yangında 11’i çocuk 12 kişinin yaşamını yitirmesi, 24 çocuğun yaralanmasıyla ilgili 18 kişinin yargılandığı davanın istinaf duruşması, Adana Bölge Adliye Mahkemesi'nde bugün yapıldı.

Duruşmayı, yangında yaşamını yitiren çocukların ailelerinin yanı sıra CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut ve Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu ile Türkiye Barolar Birliği, Adana Barosu, CHP Adana İl Başkanlığı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve çok sayıda sivil toplum kuruluşundan temsilciler de izledi.

HEYET KARARINI AÇIKLADI

Duruşmada kararını açıklayan heyet, Kozan Ağır Ceza Mahkemesi'nin sanıklar hakkında verdiği hükmü kaldırılarak sanık İsmail Uğur'un ‘bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebep olma’ suçundan 15 yıl, Cuma Ali Genç'in ‘bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına sebep olma’ suçundan 13 yıl 9 ay, sanıklar Mahmut Deniz, Mahir Kılıç, Mustafa Öztaş, Ramazan Keleş, Ramazan Dede'nin aynı suçtan 11 yıl 3 ay, sanık Zeki Yılmaz'ın da yine aynı suçtan 4 yıl 2 ay hapisle cezalandırılmasına hükmetti.

Kozan Ağır Ceza Mahkemesi, yurdu işleten derneğin başkanı İsmail Uğur’u 12 yıl 2 ay 20 gün, yurt müdürü Cuma Ali Genç’i 11 yıl 1 ay 10 gün, dernek görevlilerinden Mahmut Deniz’i 10 yıl, Mahir Kılıç, Mustafa Öztaş, Ramazan Dede ve Ramazan Keleş’i 8 yıl 10 ay 20'şer gün hapis cezasına çarptırmıştı.

İlk derece mahkemesinin vermiş olduğu kararda ilçe milli eğitim müdürü ve müfettişler hakkında ‘ihmal suretiyle görevi kötüye kullanma’ suçundan verilen 7 ay 15’er günlük cezalar, açıklanması geri bırakıldığı için istinafa tabi olmamıştı. İlk derece mahkemesinin itfaiyeci sanıklar hakkında da verdiği beraat kararları da istinafa taşınmamıştı.

"BU YAVRU YALNIZ BENİM DEĞİL"

Duruşmanın ardından adliye binasının önünde açıklama yapıldı. Yangında çocuğunu kaybeden Ahmet Yetim, “2016’dan beri benim Aladağ’da yanan yavrularımın çabası için 6 yıl oldu. Bu yavru yalnız benim değil, kendim için uğraşmadım. Öteki yavrularımızın başına bir iş gelmesin, herkes ayağını denk alsın, attığı adımı bilsin diye biz bu çabayı sürdürüyoruz. Biz yayak yollardan geldik, 40 kilometre. Benim köyüme ambulansın çıktığı yok. 11 yavrunun hesabını adalet kendi kararını kendisi versin” dedi.

"BENİM ACIM NASIL DİNSİN"

Çocuğunu kaybeden Köprücük köyünden Mehmet Ali Baş ise “Benim acım şu anda dinmedi. Milli Eğitim Müdürü ceza almadıktan sonra neye yaradı ki… Beni oraya yönlendiren, devletin yurdunu yıktıran, bizi oraya sevk eden adam ceza almadığı sürece benim acım nasıl dinsin? Öbür adamlar ceza alıyor, birkaç gün sonra affediliyor. Adamlar cezalarını çekmiyorlar. İnşallah cezalarını doğru şekilde çekerler” diye konuştu.

KARACA: “ADALET KISMEN TECELLİ ETTİ”

Kamu görevlilerin gereken cezayı almadığını “adaletin kısmen tecelli ettiğini” söyleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, şu açıklamayı yaptı:

 “6 yıldan bu yana her türlü baskıya rağmen adalete olan inancını kaybetmeyerek, adalet mücadelesi için hiçbir taviz vermeyen sadece kendi çocukları için değil, bundan sonra diğer çocukların başına bunlar gelmesin diye mücadele eden bu aileleri yürekten kutluyorum. Bugün burada eğitim hakkının gereğini ve görevini yerine getirmeyen devletin bu hakkı cemaatlere taşeronlaştırdığı bir davanın ve sürecinde canlı tanıklığını yaşadık.

Burada verilen cezalar kısmen de olsa alt mahkemeye göre biraz da artırıldı. Ama yapılan bütün incelemelerde eksiklikler defalarca tespit edilmiş. Eksiklerin giderilmesi için defalarca süre verilmiş. Ona rağmen yerine getirilmeyen orada kapıyı kilitleyerek yangın merdivenine çıkan kapının kollarını sökerek hiçbir şekilde denetim yapılmadan, orayı bir kümes bir tabut gibi bu hale getirenler aslında gerçek cezayı almadılar. Bütün uyarılara rağmen bunları ortadan kaldırmayarak o yangının çıkmasına sebep olanlar, ‘çeşmeden akan sudan elimiz elektrik çarpıyor’ diyen çocukların feryadını duymayarak, elektrik kontağından çıkan yangında yangın merdiveninin kapısının hemen önünde yaşamdan koparılan o gencecik fidanlarımız için gerçek sorumlular kamu görevlileri aslında gereken cezayı burada almadılar. Adalet kısmen tecelli etti, ama yarım tecelli etti. Öncelikle olası kasttan ceza verilmesi ve bundan sonra yaşanacak olan bu tür sosyal cinayetlerde belki de bir caydırıcılık olabilirdi. Olası kasten ceza verilmeliydi."

 “DEVLET YURTLARINI YIKTIRAN BUGÜN BURADA CEZA ALMADILAR”

Köyleri dolaşarak bir yıl önce devletin yurdunu orada yıkarak, cemaat yurtlarına aileleri mahkum eden, ‘vermeyeceğiz’ diye direnen ama son çare olarak çocukların eğitim hakkının gereğini yerine getirmek, o yoksul ailelerin eğitime erişimdeki sorunlarını sıkıntılarını bilerek onları o yurtlara gönderenler, gönderilmesine göz yumanlar bugün burada ceza almadılar. O nedenle adalet bugün eksik tecelli etti.”

BULUT: "ASIL SUÇLULAR MAHKEMEDE YOKTU"

Adana Milletvekili Burhanettin Bulut ise şunları söyledi:

“Davanın sonucunda o çocukları yakan yangının devam ettiği ortaya çıktı. Asıl suçlular hem mahkemede yoktu hem de adil yargılanmadılar. Kim asıl suçlu? Fakir aileleri o yurtlara mecbur edenler. Asıl onların yargılanması gerekiyordu. Kim bunlar? Bilimsel, laik eğitime zarar vermeye çalışan, kurucu değerleri engellemek adına o gün Aladağ’da devlet yurdunu kapatıp kaymakamı, milli eğitimi, muhtarlarıyla birlikte dört bir yandan bu çocukları cemaat yurduna teslim edenler, asıl suçlu onlar. Halkın vicdanında bu mahkemeler devam edecek. 6 yıl önce bu yangın sonrası Türkiye’de ne değişti diye bakarsanız hiçbir şey değişmedi. Soma’da, Çorlu tren faciasında, Gezi davasında aynı şekilde. Türkiye’de adalet zayıfladıkça suçlular güçleniyor. Adalet öldükçe bu mahkemelerden vicdanlı, hukuki hiçbir karar çıkmıyor.”


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler