Abdullah Zeydan'dan ‘kayyum’ açıklaması: ‘Mazbata AKP adayına verilebilir’
Van Büyükşehir Belediye Başkanı Abdullah Zeydan, Yargıtay’ın memnu haklarının iadesine ilişkin verilen kararın usulsüz olduğunu belirterek, bozulmasına karar vermesiyle ilgili “Mazbatanın, Van halkından alınarak AKP’nin adayına verilme ihtimali üzerinde duruyoruz” dedi.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Van Büyükşehir Belediye Başkanı DEM Partili Abdullah Zeydan hakkında Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, memnu haklarının iadesine ilişkin verilen kararın usulsüz olduğunu belirterek, bozulmasına karar verdi.
Daire, dosyanın yeniden karar verilmek üzere Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesi kararlaştırıldı.
“YANDAŞ MEDYAYLA SERVİS EDİLDİ, BU KONUSUNUN SİYASİ BİR SÜREÇ OLDUĞUNU GÖSTERİYOR”
Zeydan yaşanan sürece ilişkin, Duvar’a konuştu. Zeydan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Maalesef bir hukuk skandalıyla karşı karşıyayız. Dün bu karar verildikten sonra ne bana ne de avukatlarıma tebliğ edilmeden, bizler E-Devlet ve UYAP üzerinden göremeden, yandaş medyaya servis edildi. Orada bir algı oluşturma çabası içinde olduklarını gördük. Bu bile konunun hukukla, adaletle ilgisi olmadığını ve siyasi bir süreç olduğunu gösteriyor. Mahkumiyete konu olan dosya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından reddedildi. Yani Türkiye Cumhuriyeti hükümeti mahkûm edildi. Bu kararların siyasi saiklerle verildiğine hükmetti. AİHM kararları, iç hukukumuz açısından bağlayıcıdır. Anayasa’nın 90’ıncı maddesin göre bu ihlal kararlarının hemen yerine getirilip, bizim bu dosyalardan derhal beraat etmemiz gerekiyordu. Fakat hem yerel mahkeme hem de Yargıtay süreçleri, sanki AİHM böyle bir karar vermemiş gibi bir tutum ortaya koydu. Bu bile, bu sürecin hukuki değil siyasi olduğunu bize gösteriyor.
“ÜZERİNDEN 3 YIL GEÇMİŞ”
Yargıtay’ın kanun yararını bozma kararında, yerel mahkemenin verdiği kararı, ‘sürenin yanlış hesaplandığı’ nedeniyle ortadan kaldırdı. Yani yeniden yargılanmaya hükmetti. Bunun da hukuka uygun olmadığını savunuyoruz. Ben bu suçtan 2016 yılında bu dosyadan tutuklandım. Beş yıl cezaevinde kaldım. Toplamda 3 yıl 1 ay 15 gün mahkûmiyet kararı vardı. Beş yıl yattıktan sonra 2022 yılında Yargıtay bu dosyayı onayladı. Bizim avukatlarımızın yerel mahkemeye şöyle bir başvurusu oldu. Yerel mahkemeye dendi ki; ‘2016’da tutukladınız beş yıl yatmış. 2016’dan 2019 yılına kadar bu yattığı süreyi mahsup edin. Adli sicil kanununun 13-A maddesine göre, infazı bittikten sonra üç yıl üstünden geçmesi hükmünü de yerine getirme açısından, 2019’dan 2022 yılına kadar da üç yıl üzerinden geçmiş, dolayısıyla müvekkilimin de haklarını kendisine iade edin.’
“BİZ BU DEVLETİN MAHKEMELERİNE GÜVENEREK ADAY OLDUK”
Biz 2023 yılında başvuruda bulunduk. Savcı bunu kabul etmedi ve mütalaasını aksi yönde verdi. Ancak yerel mahkeme oybirliği ile bizim talebimizi kabul etti. 2016 yılından 2019 yılına kadar bu infazın gerçekleştiğini ve üzerinden üç yıl geçtiğini, yani adı sicil kanunundaki yasaklanmış memnu hakların koşullarının oluştuğuna hükümeti. Mahkeme benim memnu haklarımı geri verdi. Bunu Diyarbakır Başsavcılığı’na tebliğ etti. Diyarbakır Başsavcılığı buna itiraz etmedi ve karar kesinleşti. Karar kesinleştikten sonra biz yeniden mahkemeye başvurduk. ‘Siz bize memnu haklarımızı iade ettiniz fakat orada seçme ve seçilme ibaresini koymadınız. O ibareyi de lütfen koyar mısınız?’ dedik. Yerel mahkeme tekrar savcılıktan mütalaa istedi. Savcılık ise ‘Biz zaten yasaklanmış haklarının hepsini geri vermişiz. Tekrar yeni bir karar vermenize gerek yoktur’ dedi. Dolayısıyla biz bu devletin mahkemelerine güvenerek, kesinleşmiş bir karara güvenerek, yerel seçimlerden önce Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığı başvurusunda bulunduk. Van İl Seçim Kurulu, bizim seçilebilme yeterliliğimiz önünde herhangi bir engelin olmadığına karar verdi ve biz seçimlere girdik. Halkımızın da teveccühü ile bu kayyum gaspına, bu hırsızlık ve yolsuzluk düzenine de yüksek bir oranda itiraz ederek Van’daki toplam 14 belediyenin tamamını kazandık ve biz yüzde 55,5 oy oranı ile seçildik.
“HALKIMIZ ONURLU BİR ŞEKİLDE KENDİ İRADESİNE SAHİP ÇIKTI”
Sonradan öğreniyoruz ki seçimden bir gün önce, AKP Van İl Başkanı ve Van Büyükşehir Belediye Başkan Adayının girişimleri ile Diyarbakır’daki mahkemeye Adalet Bakanlığı üzerinden bir yazı gönderilmiş. Seçimden bir gün önce, mahkemenin kendi verdiği ve kesinleşmiş kararı ortadan kaldıracak skandal karara da imza atıldı. En nihayetinde halkımız o günlerde görkemli bir şekilde onuruna sahip çıktı, demokrasiye sahip çıktı, adalete sahip çıktı, kendi iradesine sahip çıktı, bu demokrasiye yapılan darbeyi, bu yargı sopasıyla bize düzenlenen siyasi kumpası kabul etmedi ve demokratik hakkını kullandı. Bu direniş ve daha sonrasında Türkiye genelinde gelişen dayanışma Yüksek Seçim Kurulu’nun adaletli bir karar vermesiyle sonuçlandı. Fakat ondan sonraki süreçte, Adalet Bakanlığı tekrar ‘kanun yararına bozma’ yoluna gitti.
“EMSAL KARAR, SANIK ALEYHİNDE KULLANILAMAYACAĞINI SÖYLÜYOR”
Hukuki olarak memnu haklarımın verilmesinde yasal olarak hiçbir sakınca yok. Yargıtay bunu yapmamış, vermemiş. Tamam, onu yine bir nebze anlarız. Fakat ‘kanun yararına bozma’ gerekçelerindeki bu karar önceki emsal kararlarında sanık aleyhine kullanılamayacağını söylüyor. Eğer sanık sizin verdiğiniz mahkeme kararıyla birlikte hukuki bir hak elde etmişse bir kazanım elde etmişse, mahkemelerin yaptığı bu yanlışlıktan mağdur olmaması lazım.
“MAZBATANIN AKP’NİN ADAYINA VERİLME İHTİMALİ ÜZERİNDE DURUYORUZ”
Van halkının alın teri ile elde ettiği mazbatanın, Van halkından alınarak AKP’nin adayına verilme ihtimali üzerinde duruyoruz. Bu skandal bir karar. Yargıtay her ne kadar ‘kanun yararına bozma’ talebini kabul edip bu kararı bozmuşsa da bunu sanık aleyhine işlemesi gereken bir durumun ortaya çıkması lazım. Bu da şu demek: Belediye başkanlığımız dönem sonuna kadar devam eder fakat bir dönem sonra herhangi bir yere aday olamayız. Bu anlama gelir. Fakat bunu işletmemiş. Bunu yerel mahkemeye gönderecek. Yerel mahkemenin, gerekçeli kararında nasıl bir karar vereceğini bilemiyoruz. Ancak kesin olan bir şey var. Van halkının alın teri ile elde ettiği iradesini yargı kumpaslarıyla AKP’lilere avantaj sağlama, bu talancı anlayışa peşkeş çekme sürecinin başlatıldığını görüyoruz. Hukuktan yana, halkın iradesinden yana, adaletten yana, vicdan sahibi herkesin buna itiraz etmesi lazım.”
En Çok Okunan Haberler
- Köyüne dönmek isteyene 5 gebe düve verilecek
- Barış Atay’dan Özgür Özel'e sert yanıt
- Gaga Bulut'tan skandal pedofili yayını!
- Yatak odasında yakalandı: Kaçarken balkondan düşüp öldü
- Rusya'dan, Bakan Fidan'ın Suriye açıklamalarına yanıt
- Bakan Yerlikaya'dan 'kayyum' açıklaması
- Cemal Enginyurt'tan, Soylu'ya büyük taş
- İstanbul'da AVM yangını: Çok sayıda itfaiye sevk edildi!
- AKP'li üst düzey isimden 'genel af' yanıtı
- Kürsüde Erdoğan'a çok sert 'İsrail' tepkisi