Abdi İpekçi, ölümünün 43. yılında mezarı başında anıldı
Milliyet Gazetesi’nin genel yayın yönetmenliğini sürdürürken, 1 Şubat 1979’da öldürülen usta gazeteci Abdi İpekçi, katledilişinin 43'üncü yılında mezarı başında anıldı. İpekçi'nin kızı Nükhet İpekçi İzet, "Bütün cinayetlerde, insana, insanlığa, kurbanın yakınlarına, topluma, gelecek kuşaklara bir açıklama gerekiyor" diye konuştu.
Milliyet gazetesi genel yayın yönetmeni ve başyazarıyken uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybeden Abdi İpekçi, mezarı başında anıldı.
Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki kabir başında düzenlenen anma törenine, İpekçi'nin kızı Nükhet İpekçi İzet, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş, Hürriyet gazetesi yazarı Sedat Ergin, Milliyet gazetesi yazarı Tunca Bengin ile CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Saniye Yurdakul'un yanı sıra medya çalışanları katıldı.
Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan törende, ölümünün üzerinden 43. yıl geçen İpekçi için dua edildi.
Nükhet İpekçi İzet, duadan sonra yaptığı açıklamada, babasının 12 yaşındayken yazdığı bir romanda "Bir Türk hiçbir zaman başka birinin yamağı olamaz" ifadelerini kullandığını söyledi.
Romanda bir Türk üsteğmenin güçlü bir uçak modeli geliştirdiğini anlatan İzet, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"ABD bu modeli satın almaya talip oluyor. Türk mühendisler, Eskişehir'deki fabrikada hava filosu için gerekli işlemleri tamamlayıp yola çıkıyorlar. Çeşitli komplolarla karşılaşıyorlar. Tehdit ediliyorlar, birçok tehlikeyi aşıp sonunda ABD'ye ulaşıyorlar. 'Siz Türk'ün gücünü bütün dünyaya tanıttınız. Havacılık saflarımıza yeni bir model kazandırdınız.' Romanında böyle bir cümle kuran 12 yaşındaki Abdi İpekçi'nin bu türden hayalleri var. Görevleri can almak olan tetikçilerin kurdukları pusuda son nefesini verene kadar da hep böyle hayaller içindeydi. Türklere ABD gibi teknik üstünlüğü olan bir ülkenin gıpta edeceği bir uçağı yapmaya layık gören her konuda gelişmiş bir Türkiye hayali besleyen, o Abdi'yi yok etmek isteyenler acaba kimlerdi? Hem hemen yanı başımızda içimizdeler hem de uzaklardalar ama hep varlar."
Kin gütmediğini, kişinin farkındalığı olmadığı sürece verilecek cezanın bir yararı olmadığını belirten İzet, "Ama bütün cinayetlerde, insana, insanlığa, kurbanın yakınlarına, topluma, gelecek kuşaklara bir açıklama gerekiyor. Bunun resmi bir açıklama olması ve tarihe bütün bağlantılarıyla geçmesi gerekiyor" diye konuştu.
43 YILDIR AYDINLATILAMADI
İstanbul'da 9 Ağustos 1929'da doğan Abdi İpekçi, 1948 yılında Galatasaray Lisesini bitirdikten sonra bir süre hukuk fakültesine devam etti.
Kısa süre Vatan gazetesinde çalışan İpekçi, 20 yaşındayken Yeni Sabah gazetesinde işe başladı. Yeni İstanbul ve İstanbul Ekspres'te muhabirlik, sayfa sekreterliği ve yazı işleri müdürlüğü yapan İpekçi, Kore'de yedek subay olarak yaptığı vatani görevinden döndükten hemen sonra, 1 Ekim 1954 tarihinde 25 yaşındayken Milliyet'in başına geçti.
İpekçi'yle büyük bir atılım yapan Milliyet, birkaç yıl içinde Türkiye'nin en önemli gazetelerinden biri olmayı başardı.
Hayatının yarısını, Milliyet gazetesinde doğru ve tarafsız haberciliğe, ilkeli yayıncılığa adayan Abdi İpekçi, haberde iki tarafın da görüşünün alınması ilkesinin en ciddi uygulayıcılarından oldu ve 1960'lı yıllarda çeşitli ilkelerden oluşan "Milliyet Anayasası"nı yaptı.
Türkiye Gazeteciler Sendikası, İstanbul Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı ve Uluslararası Basın Enstitüsünün ikinci başkanlığını da yürüten İpekçi, 1 Şubat 1979'da Maçka'daki evinin yakınlarında silahlı saldırıya uğradı ve kaldırıldığı Şişli Etfal Hastanesinde yaşamını yitirdi.
Suikastın ardından tetiği çeken isim olarak kimliği belirlenen Mehmet Ali Ağca, 11 Temmuz 1979'da yakalandı. Hakkında açılan davada 11 Ekim 1979'da yargılanmaya başlanan Ağca, konulduğu Maltepe Askeri Cezaevi'nden 23 Kasım 1979'da kaçırıldı.
Gıyabında devam eden yargılamada 28 Nisan 1980'de idama mahkum edilen, 13 Mayıs 1981'de Papa 2. Jean Paul'e suikast girişiminde bulunması nedeniyle İtalya'da ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Ağca, Papa tarafından affedildikten sonra 13 Haziran 2000'de Türkiye'ye iade edildi.
Başka suçlardan da hapis cezaları bulunan Ağca, Türkiye'de 10 yıl cezaevinde kaldıktan sonra 18 Ocak 2010'da tahliye oldu.
En Çok Okunan Haberler
- Tartıştığı kişilere ateş açtı: 2 ölü, 2 yaralı!
- İmamoğlu'ndan AB'ye sert tepki
- Fark bıçak sırtı!
- Erdoğan'a 'İsrail' protestosunda karar çıktı
- Bir garip İmamoğlu belgesi
- Suriye Milli Ordusu Tel Rıfat merkezinde
- Hakemin kararı sonrası korkunç facia!
- Ankara'nın Halep stratejisi
- 'O arkadaşlara teşekkür telefonu açacağım'
- Türkiye'nin afet haritasını çıkardı