10 ili etkileyen depremlerin üzerinden 4 gün geçti, hâlâ enkaz altında kalanlar bulunuyor

İlk saatler çok önemli: Hem koordinasyon bozukluğu hem de müdahalede hatalar var. Göçük altındakileri kurtarmak için ilk saatlerde bölgedeki ve yakınındaki profesyonel ekipler harekete geçmelidir. Müdahalede ordu mensupları da ilk sırada gelir. Burada ise ordu çok geç sahaya sürüldü. 

Güvenlik ağı kurulmalı: Enkaz çevresinde güvenlik ağı oluşturulmalı. Bu ağın içerisine ise profesyonellerin dışında kimse girmemeli. Ancak gördüğümüz kadarıyla enkazda birçok sivil var. 

Arama-kurtarma köpeği: Enkazın üzeri boşken ve başka insanlar tarafından koku bırakılmamışken önce arama-kurtarma köpekleri çıkarılır. Köpek kokuyla birlikte sese tepki verir. Ekipler de enkazda canlı olduğunu anlayıp oraya erken müdahale eder. Köpeklerin az olması, hazır olmadığımızın göstergesi.

Ses yok diye terk edilmemeli: Depremlerde sık sık duyduğumuz “Sesimi duyan var mı?” yöntemi ise güvenilmezdir. Çünkü enkazın altında canlı olmasına karşın sesini çıkaramayan, hareket edemeyen veya baygın durumda olan insanlar bulunabilir. Sırf ses çıkmadığı için enkaz terk edilmemeli.

72 saat kritik: Depremde en önemlisi ilk 72 saattir. 3 günün sonunda kurtarılanlar ve yaralılar tedaviye alınmalı ve güvenli bölgelere sevk edilmeli. 

Teknolojik aletler kullanılmalı: Enkazın altında insanlarımız ve evcil hayvanlarımız var. Günümüz teknolojisinde sesi ve titreşimi hisseden cihazlar mevcut. Profesyonel gelişmiş aletler 15 bin Avro kadar komik fiyatlarda. Bu cihazlar, maden kazaları ve depremlerde hayat varsa tepkiyi alabiliyor. ABD’de minik robotlar mevcut. Enkazın küçük yerlerine girerek titreşimin görülmesini sağlıyor.

Hazır olmak gerekiyor: Halk bilinçsiz, yollar ve köprüler dayanıksız. Hatta yeni yapılmış olan yapılar bile dayanıksız. 1999 depreminde çöken yapılar neden göçtüyse, bunlar da aynı sebeple göçtü. Zayıf kolon, yumuşak kat, yatay dikey düzensizlik ve kalitesizliğin hepsinin sebebi denetimsizlik. 

Tatbikatlar artırılmalı: “Çök, kapan, tutun” yöntemi hasar almış ama ayakta kalan binalardan çıkmak için geçerlidir. Ancak bu yöntemle göçen binadan kurtulmak mucizedir. Türkiye’deki tatbikatlarda yetkililer bu yöntemi gösteriyor. Ancak bu göçen binalarda doğru bir yöntem değil. 

BÖYLE YARDIM OLMAZ OLSUN!

Depremzedeler için Türkiye’nin dört bir tarafından başlatılan yardım kampanyalarında istenmeyen görüntüler de kaydedilebiliyor. Deprem bölgesine gönderilen bazı yardım kolilerinin içinden yazlık kıyafetler, kullanılmış iç çamaşırı, mayo, terlikler, topuklu ayakkabılar ve bölgede asla kullanılmayacak daha birçok şey çıktı. Bölgeye kına malzemesi ve abiye gönderen bile vardı. Yardım adı altında gönderilen uygunsuz şeyler sosyal medyada da büyük tepkiye neden oldu. Eksi 10-15 derece soğukta insanlar çaresizce yardım beklerken yardım kolilerinden çıkanlar görenleri de insanlığından utandırdı.