Göztepe’de Mehmet Sepil sessizliğini bozdu

Göztepe'de hisselerin çoğunluğunu elinde bulunduran ve başkanlık dahil tüm görevlerinden istifa eden Mehmet Sepil yaşanan gelişmeler ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Sepil, "Ben Göztepeliyim, ben Göztepeli doğdum. Benim Göztepe ile ilişkimin yok olması mümkün değil. Ben 8 yıl başkanlık yaptım. Ben Göztepe'nin en uzun süre görev yapan başkanı oldum. Göztepe'ye hizmet etmek için başkan olmak gerekmiyor. Ben her zaman Göztepeli gibi davranacağım. Benim Göztepe'nin başından ayrılmam demek belki de daha iyi Göztepeliliğimin başlaması demek" dedi.

Göztepe’de Mehmet Sepil sessizliğini bozdu
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 13.05.2022 - 18:51

Spor Toto Süper Lig'e 3 hafta önce resmen veda eden Göztepe'de hisselerin çoğunluğunu elinde bulunduran ve başkanlık dahil tüm görevlerinden istifa eden Mehmet Sepil açıklamalarda bulundu. Gürsel Aksel Stadı'nda basın mensuplarıyla buluşan Sepil, merak edilen soruları da cevapladı. 

Mart ayında görevi bıraktığını ifade eden Mehmet Sepil, "Benim esasında Göztepe'yi birlikte yönetecek yeni bir kurgu peşinde olmam daha eskiye dayanıyor. Özellikle pandemi sonrası 1 yıldır şuna karar verdim; Göztepe'yi başarılı yapmamız için bir yönetim değişikliği yapmamız gerektiğine inandım. Kulüp çatısını ve şeklini değiştirmek gerektiğini düşündüm. Yine Türkiye'ye yabancı yatırımcı getiremiyoruz sorusunu sordum. Sürekli zarar eden ve hırçın yönetilen futbola kimse yatırım yapmak istemiyordu. Ancak Göztepe'nin yabancı yatırımcılara karşı birçok cazibesi vardı. Biz dernek değil, anonim şirketli yapıda bir kulübüz. Sürekli başkanı değişen bir kulüp değiliz. Yabancıların geleceği yerler bizim gibi kulüpler. Bizim çok iyi taraftar kitlemiz var. Yabancı yatırımcılar için bu çok önemli. Tribünde de büyük heyecan olmalı. Bomboş statlarda, futbolcuların ne konuştuğunu duyduğumuz maçlar oynanıyor. Dünyada bu tür kulüplere talip yoktur" diye konuştu.

"EN CİDDİ YATIRIMCI DANİMARKALILAR OLDU"

Göztepe'yi basit bir yapıyla yönettiklerini ifade eden Mehmet Sepil, "Dünyadan, birçok değişik ülkeden, Avrupa ve Amerika'dan birçok fonla görüştük. Bu görüşmeler daha profesyonel ve uzun sürüyor. Bunların en çok ilerlemiş olanı Danimarkalı iş insanı Rasmus Ankersen oldu. Birkaç kere Türkiye'ye geldiler. Detaylı incelemelerde bulundular. Bu ilerleyen konuşmalarda sonuç alamadık. Bunun nedeni küme düşmemizdi. Esas sorun ise Süper Lig'de düşen gelirler oldu. Ben bu sistemin içinde kalacaktım. Yüzde 100'üne hiçbir yabancı girmez. Ben 1 ya da 2 yıl başkan kalabileceğimi söylüyordum. Daha çok ortaklık olacaktı. Futbolu onların yöneteceği diğer branşları da benim yöneteceğim bir sistem konuşuluyordu ama olmadı. 5 yıl önce 500 milyon dolar olarak başlayan yayın gelirlerinin geçen sene 150 milyon dolarlara düşmesi fonların Türkiye'ye ve Göztepe'ye olan ilgisini yitirdi. İhale sonuçlarının nasıl sonuçlanacağını yakından takip ettiler. Maalesef geçen sene TL bazında verilen paranın altında bile kalacak anlaşma yapılacak. Ben komisyondaydım ama ihaleyi sonuçlandıramadık. Mevcut yayıncı kuruluşla şu an görüşme halindeler ve bitmesini bekliyoruz" şeklinde konuştu.

"ERKEN BIRAKMASAYDIM KAOSA GİDERDİK"

Kasım ayında ayrılma kararını aldığını söyleyen Mehmet Sepil, şöyle konuştu:

"Benim için kolay olmadı. Mart ayında da açıklama yaptım. Mesai arkadaşlarım da beni eleştirdi. Rekabet varken bu kararı almamın doğru olmadığını söylediler. Bu sezonun bitmesiyle beraber yaklaşık 3 hafta sonra top başı yapılacak. Lig bitiminde ben gitsem 3 hafta sonra Göztepe'yi yönetecek yeni bir yapılanma olamazdı. Bir değişim süreci geçirmek zorundayız. 1'inci Lig kulüpleri yayın ihalesinden en az darbe yiyen kulüpler oldu. Esas büyük darbeyi son 2-3 yıldır Süper Lig takımları yiyor. Yabancı yatırımcılar bu işten geri çekildiler. 2 yıl sonra yeniden ihale yapıldığında dünya piyasalarının uygun olabileceğini umuyorum. Hayat çok zor olacak, rakamlar artmadığı zaman. Bırakma kararını erken vermeseydim, kulüp daha fazla kaosa gidecekti. Bir havayı kaybettiğinizde ateş yakmak lazım. Bu ateşi yakmak için her şeyi deniyorduk. Düşmeme ile ilgili çok yüksek primler vaat ettik, olmadı. Giresunspor maçından önce bütün hafta oyuncular ve teknik ekiple birlikteydim. Hep beraber takımı motive etmeye çalıştık. Olmadı, netice alamadık. Suçlu ilan etmeye gelmedim." 

"ABRAMOVICH BALONU ÇIKTI"

Gelinen süreci anlatan Sepil, "Yurt dışından ilgi oldu ama ilgi Türkiye ağırlıklı oldu. Abramovich balonu çıktı. İlk çıkışı İngiliz gazetelerinden oldu. Niyet okudular. Abramovich Türkiye'de uzun zaman geçirdi ama amacı Göztepe'yi almak değildi. Rusya-Ukrayna savaşında arabuluculuğuydu. Abramovich'le hiç görüşmedim. Sadece İngiltere'de Chelsea maçında elini sıktım. Sonra Türkiye'de bir balon çıktı. 'Sepil, cuma anlaşıyor' dediler. Amerika'daydım 150 mesaj geldi. Herkes Abramovich'i soruyor. Anında açıklama yaptık. Yine de 2 gün inanmadılar. Daha sonra Türk şirketlerinin ağırlıklı olduğu bir ilgi yaşandı. Bir gün benim kabul edebileceğim bir aday olduğunda taraftarımızla onları tanıştırırım ve sözleşmemi o şekilde imzalarım. Şu an biriyle anlaşmadım. Galiba herkes kulüp istiyor. Hangisinin ciddi, hangisinin maddi koşullara sahip olduğunu ve hangisinin bu işi yapabileceğini görmek lazım. Göztepe'yi devralacaklarsa önce beni ikna edecekler. Sonra taraftarım var, onları da ikna edeceksin. Ben Göztepe'yı sıfır borçla devredeceğim. Benim sezon sonu ödemem gereken paralarım var, transferlerimin ödemeleri var. Kulübü borçlu vermek istemiyorum. Potansiyel yatırımcılarla konuştuğum şu; Benim FIFA ile dosyam yoktur, benim öngörülen ödemelerim vardır. Biz Göztepe'yi borçsuz kulüp olarak devrederiz diyoruz" ifadelerini kullandı.

"HARCADIĞIM PARADAN PİŞMAN DEĞİLİM"

Şahsına gelecek parayı önemsemediğini belirten Sepil, "Ben harcadığım paranın çok komik bir kısmını geri alabilirim. Benim 8 yıldır koyduğum parayı karşılayacağımı sanmam. Bu parayı harcadığıma asla pişman olmadım. Bu kulübe yaptığım hiçbir şeyden pişman olmadım, üzüldüğüm zamanlar oldu ama pişman değilim. Biri çıkıp, 'Ben Sepil'le konuştum' diyorsa ona inanmayın. Ben o adama kulübü vermem. Biz zaten gizlilik sözleşmesi imzalıyoruz. Şu an bitmiş bir süreç yok ama kısa zamanda bitirilmesi gereken bir süreç var. Son Adana Demirspor maçı var. Cumartesi günü bizim için lig bitiyor. Bizim için devir işlerini çok hızlı yapmamız gerekiyor. Türkiye'deki futbolun olduğu duruma baktığımızda, mutlaka birinci önceliğim Göztepe'yi ciddi bir şekilde yöneteceğine inanmam lazım. Maddi işi kaldırabilecek, 2-3 senelik planları yapabilecek kriterler gerekir. Ben futbolu devretmeyi düşünüyorum, diğer branşları yürütmekte gönüllüyüm" diye konuştu.

"TEK KEŞKEM ALTYAPI OLDU"

Devir olmama ihtimalini düşünmek dahi istemediğini belirten Sepil, "Benim kriterlerim yüksek. Devir işleri olacak. Yönetim kurulunu bir toplantıya çağıracağım. Bu konuda kötümser değilim. Futbolda kesinlikle kalmak niyetinde değilim" yorumunu yaptı. 

Sözlerini sürdüren Sepil, "Ben 8 yıl başkanlık yaptım. 'Keşke yapsaydım' diyeceğim şeyler var elbette. Kimse beni tanımıyordu. 14 Haziran öncesi kulübü devraldım. Taraftarımızın isteklerini yaptım. 'Bizim tesislerimiz yok, bizim stadımız yok' dediler. Bunları yaptık. Göztepe'nin olması gereken yer en iyisi olmaktır. Futbolda 3 önemli sahip olmanız gerek durum vardı. Birincisi tesisleriniz olacak. Altınbaş'lara çok teşekkür öderim, onlar olmasaydı, ben olmazdım. Urla Adnan Süvari Tesisleri'ni bitirdik. Türkiye'nin en modern tesislerinden bir tanesidir. Arkasından benim için önemli olan Gürsel Aksel Stadı oldu. Şehir içinden stat istemiyordum çünkü çok önemli bir idman yeri kaybediyorduk. Ancak şunu anladım şehir dışı statlar akıllıca değil çünkü takım ruhu için şehir içi stat çok önemli. Birçok başkan ve yabancılar 'Sizin stadınız Türkiye'nin en güzel stadı' dediler. Altyapı ise maalesef yapamadık. Altyapı tesislerini belediyeler yaparken, kamu kurumları yaparken, İzmir'de yapamadık. Torbalı'da başlamış bir projeyi yapamadık. Keşke diyebileceğim en önemli şey Torbalı Pancar'daki araziye altyapı tesisini yapamamak. Yeni gelecek arkadaşın önü tamamen açık olacak. Belediye ile görüşüldü, arsa alındı. Diğer bir keşke de spor salonuna sahip olamamak. Tesisleşme ile ilgili elimden gelen en iyisini yaptım. Süper Lig'de değil 1'inci Lig'de ayrılmak benim için de üzücü oldu" ifadlerini kullandı.

"BANA PİNTİ DEDİLER"

'Türkiye'de cebinden benim kadar para veren kişi açık ara Ali Koç'tur' diyen Mehmet Sepil, "Bana pinti dediler, bu komik geldi. Ben kendimi niye ifade edeyim. Maalesef İzmir'in durumu bu. İzmir'de bir futbol takımının yaşaması için sıfır borçlu takım olmalı. İzmir'de dışarıdan birilerinin kulüplere para vermesi gerekiyor. Göztepe'nin sahibi tabi ki taraftar. Biz yolcuyuz onlar hancı. Benim dönemimde de böyleydi, yeni gelecek arkadaş için de öyle olacak. Bir gün bile ben bunun tersini söyledim mi? Benim yaptığım icraatlarımı beğenmemiş olabilirler. Yönetme şeklimiz beğenilmemiş olabilir. Görev yaptığım 8 yıldır benim yanımda çalışmış arkadaşımdan eleştirilmeyen bir kişi yok. Biz birçok oyuncuyu da böyle gönderiyoruz" dedi.

"TFF BAŞKANLIĞINA NİYETİM YOK"

Türkiye'de futbolun sil baştan yapılması gerektiğini anlatan Sepil, şu ifadeleri kullandı:

"Türkiye Futbol Federasyonu, Kulüpler Birliği Vakfı baştan yaratılmalı. Spor Yasası ise gayet olumlu oldu. Benim için birinci öncelik Göztepe. TFF başkanlığı gibi bir niyetim yok."

"KÜME DÜŞTÜYSEK, HATA BENİMDİR"

Takımın küme düşmesinde sorumluluğun kendisine ait olduğunu dile getiren Sepil, sözlerini şöyle noktaladı:

"Bir takım düştüyse demek ki bazı şeyleri yanlış yapmışız. Sorumluluk bende. Bizi düşüren en önemli parametre oyuncu seçimleri midir, pandemiden dolayı oluşan konjonktür müdür, kötü hakem yönetimleri midir, Berkan'ı ilk maçta tepki gösteren taraftar mıdır birçok parametre var. Robin Hood gibi savaşıyoruz. Son iki yıldır Göztepe'ye ayırdığım vakti işime ayırmadım. Ama karşıda sürekli mutsuz bir toplum var. Ben bir kampanya ile sezonu döndürüyorum. Bunun farkına varmadan tribüne gelmek bana doğru gelmiyor. Hayatta beklentilerle sahip olduğun şeyi birleştiremiyorsan benim işim ne diye düşünüyorum. 500 bin Euro'luk sol bek mi bekliyoruz. 5 yıl önce havuzdan 12 milyon dolar alınmıştı, bu sezon 3 milyon dolar alınacak. Aptal yerine konduğum zamanlar oldu. Biz yanlış oyuncu da seçebiliriz. Ancak herkes de aynaya baktığında kendini görsün. Okan Buruk ve İlhan Palut ikisi de giderken ağladı. Adamlar beni korumak için ayrıldılar. Ben oyuncu seçme hatası yaptım, hele ki bu sene aldığım oyuncu seçimlerinde hata yaptım. Ben bunu rahatlıkla söyleyebiliyorum. Bunun bedeli birinci günden futbolculara yüklenmek mi ? Okan Buruk bizden ayrıldı. Akhisarspor'u kupa şampiyonu yaptı, İlhan Palut'un başarısı ortada. Bunları ben mi gönderdim?. Benim için futbol bitmiştir."