Ankaragücü - Fenerbahçe maçı sonrası Fatih Terim'i örnek gösterdi! 'Bir tek şekilde izah edebilir'
Spor Toto Süper Lig'in 10. haftasında Fenerbahçe, deplasmande MKE Ankaragücü'nü 3-0 yendi. Sarı-lacivertliler maç eksiğiyle 20 puanla 2. sıraya yerleşti.
İşte spor yazarlarının maça dair değerlendirmelerinden bazıları...
Hilmi Türkay - Cumhuriyet: Ankaragücü deplasmanında özellikle ilk yarıda alıştığımız F.Bahçe’yi izleyemedik. Ancak Batshuayi’nin 3. dakikadaki golü bir anlamda Sarı-Lacivertlilerin maça rahat başlamasını sağladı. Belçikalı forvet geçen sezon Beşiktaş’ta kaçırdığı gollerle konuşuluyordu, F.Bahçe’de ise attıklarıyla takımını sırtlıyor. Jesus öyle bir savunma hattı kuruyor ki sanki cetvelle çizilmiş gibi. Defans arkasına atılan toplar hep tehlike, dün de bu tip pozisyonlar yaşandı. Ama her maçta rakiplerini bu kadar fazla ofsayta düşürmek de Portekizli hocanın taktik başarısı.
F.Bahçe geniş kadrosunun avantajını böylesine zorlu maçlarda kullanıyor. Takımın fizik kalitesi üst seviyede söyleyelim. Ferdi’yi yine çok beğendim, bir maç sağda, diğerinde solda hep yüksek performansla oynuyor. İrfan Can son maçlarda toparlandı, gollerini atıyor. Başkent virajından 3 puanı alan F.Bahçe, yoğun maç takviminde yoluna doludizgin devam ediyor.
Ercan Güven - Milliyet: İlk yarının ikinci yarısı tamamen Ankaragücü’nün gayretleri vardı. Sanki Ankaragücü ile Fenerbahçe yer değiştirmiş, dikine oynayan, önde baskı yapan, gol arayan hep Ömer Erdoğan’ın takımıydı. Ev sahibi oyuna ortak gibi gözükse de üretkenlik anlamında yeterli değildi. Ne set ne kontratak oynayabilen ne de önde top tutabilen Fenerbahçe’nin iyi yönü, uyguladığı ofsayt taktiği ve attığı iki goldü, o kadar.
Skorla sahadaki oyunun çok farklı olduğu maçta sahanın en iyi üç adamı deseniz, hepsi Ankaragücündendi. Bir tek şekilde izah edebilir ilk yarıyı Fenerbahçe; Fatih Terim’in söylediği gibi “resultante importante”!.. Tabela 0-2 yazıyordu çünkü.
İkinci yarıda Jorge Jesus, “futbol aynı zamanda izleyene keyif vermeli” sözünü hatırlamış olmalı ki, ileride top tutabilecek Pedro’yu alıp Batshuayi’i çıkardı. Uzun toplarda rakip stoperler arasında ezilen Valencia’nın yerine Rossi’yi, çok çalışıp yorulan İrfan Can’ın yerine en baştan beri boşladığı orta sahayı rakipten geri almak için İsmail’i koydu. Aslında maç Arda’yı istiyordu o sırada.Altı eksikle eli dara giren Jesus, maçın son dakikalarını elindeki bilgisayarda hesap kitap yaparak geçirirken Rossi ile üçüncü gol gelince olay bitti.
Önemli olan ekim ayını kazanarak bitirmek… Başakşehir ve Rennes maçlarını dünkü Fenerbahçe ile geçmek mümkün değil çünkü.
Banu Yelkovan - Hürriyet: Fenerbahçe bugüne kadar izlediğimiz maçlardaki kusursuz temposunu ve kesintisiz baskısını, istatistiklere ya da oyuna fazla yansıtamasa da en azından skor olarak istediğini almayı başarmış görünüyordu. Bu karşılaşmaya dek oynadığı sekiz Süper Lig maçında 25 gol atan, ligin en çok net gol pozisyonu üreten ve en yüksek gol beklentisi yüzdesiyle oynayan Fenerbahçe’nin ikinci yarıda oyunu iyiden iyiye rakibine bırakan Ankaragücü karşısında farkı açacağını bekleyenler yanılmadı. Galibiyet serisini devam ettiren ve averajıyla göz kamaştıran gizli lider, son dakikalarda Rossi’nin de ligdeki ikinci golüyle farkı üçe çıkardı ve gol yollarında zorlanan tüm rakiplerine afili bir selam daha çakmış oldu.
Şansal Büyüka - Milliyet: Fenerbahçe yorgun görüntüsüne rağmen savunmasını ikinci yarıda iyi toparladı. Ankaragücülü oyunculara ilk yarıda olduğu gibi cömert davranmadı. Serdar Aziz, savunmanın, hatta takımın en iyi adamıydı. Sonra, ikinci yarıda bayağı toparlanan, savunmayı sağlama alıp, hücuma iyi çıkan Ferdi... Aslında maçta ilk yarıda bir başka Ferdi, ikinci yarıda çok daha başka bir Ferdi vardı. Süper işler yaptı, müthiş etkili ataklar geliştirdi. Beşiktaş’ın, Trabzonspor’un yaralandığı, Galatasaray’ın ağır darbe aldığı bir haftada, Fenerbahçe en iyi maçını oynamadı ama dokuz haftanın en önemli, en kazançlı, 3 puandan çok daha fazlası olan bir galibiyet aldı. Bunun adına “haftanın vurgunu” denir...
Serdar Ali Çelikler - Habertürk: Fenerbahçe önde baskıya, tempoya alıştırdı. Düşük tempolu maç olunca Fenerliler'in aklına Konya mağlubiyeti geliyor. Ama o maç uyuşukluktu bu maçtaki bilinçli tercih. Jesus, Ankaragücü gibi atletik, presten çıkabilecek ve Sowe gibi etkili ve dönebilen bir santraforu olan takıma karşı tam aksi bir plan kurdu. "Ninni taktiği.." Hele hele maçın başında 1-0'ı bulunca bu sefer ASLEN BİR SAVUNMA UNSURU OLAN AMA BİZİM BAZI HOCALARIMIZ TARAFINDAN 'OYUN' ZANNEDİLEN düşük hızlı pas oyununa döndü. Ankaragücü'nün atletizmini kullanacak alan ve hız bulamadı. Pardon buldular. 2 kez 2 santradan sonraki düşük konsantre anında. Bu iki ofsayt ile kesilen akın dışında Emre Kılıç'ın yarattığı bir hücum girişimi oldu o kadar. Gökhan Akkan'ın yediği İrfan'a yazan gol de bir kez daha göstermiştir ki Fenerbahçe'nin negatif kaderi dönüyor. Çakraları açılıyor. Çünkü o Allah'ın belası vasatizm gömleği yırtılıyor. Bu yol doğru yol. Bu yolda devam edildiği müddetçe şans daha da fazla yardım edecek.
En Çok Okunan Haberler
- 9 sayfalık not bırakmışlar
- İki ünlü markanın balları sahte çıktı!
- 'Üs bölgesi' kamera görüntüleri ortaya çıktı
- Atatürk 'sticker'ına basan kişiyi uçarak dövdü
- 'Sessiz katil' konusunda önemli uyarılar
- Yazarımız Meydan'dan, Acemoğlu'na 'Atatürk' yanıtı
- İzmir’de 13 yaşındaki çocuk AIDS nedeniyle öldü
- Mansur Yavaş'tan ilk açıklama!
- 'Alnı secdeye düşenlerin iktidarında...'
- Bahçeli'nin videosu neye işaret ediyor?