TOGO kuleleri davasına siyasi müdahale: Yavaş'ın adaylığını engelleme hamlesi mi?

Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, Sözcü Gazetesi yazarı Saygı Öztürk ile 27 Aralık 2019 tarihinde gerçekleştirdiği röportajda, hem TOGO Kulelerinin hem de Melih Gökçek döneminden itibaren Belediyenin avukatı olan Mehmet Ali Alan’ın iki kurum arasında çok net menfaat çatışması bulunmasına rağmen görevini sürdürdüğünü ifade etti. Yavaş, Ankara Bölge İdare Mahkemesi tarafından verilen 2.1 emsalli TOGO Kuleleri planının iptalinin yürütmesini durdurma kararının Mehmet Ali Alan tarafından aylarca Belediyeye bildirilmediğini ve bu süreçte inşaatın hukuka aykırı olarak devam ettiğini söyleyerek örtülü destek verildiği düşüncesiyle Mehmet Ali Alan hakkında gerekli makamlara başvuru yapıldığını vurguladı.

Mehmet Ali Alan, tarafından Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına röportaj hakkında kendisine hakaret edildiği gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Savcılık, 20 Ekim 2020 tarihinde “açıklanış şekliyle konusu arasında düşünsel bir bağ bulunduğu ve nesnel bir açıklama ile desteklendiği”  gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Karara Mehmet Ali Alan tarafından itiraz edildi ancak Bakırköy 2. Sulh Ceza Hakimliği de itirazı reddederek savcılığın kararını hukuka uygun buldu ve kesinleştirdi.

ADALET BAKANLIĞINDAN YARGIYA MÜDAHALE

Bu süreçlerden yaklaşık üç yıl sonra, Mansur Yavaş’ın Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne adaylığını açıklamasının hemen ardından Adalet Bakanlığı, Bakırköy 2. Sulh Ceza Hakimliğinin kararı için kanun yararına bozma isteminde bulundu. Hukukta olağan dışı kabul edilen istemde röportajdaki ifadelerin Melih Gökçek’e ile yakınlığıyla bilinen ve bir dönem AKP Kırşehir Milletvekili aday adayı olan Avukat Mehmet Ali Alan’ı küçümseyici, incitici ve zan altında bırakan mahiyette olduğu belirtildi.

ABB kaynakları, Adalet Bakanlığının müdahalesini 2019 seçimlerinden hemen önce yapıldığı gibi Mansur Yavaş’a itibar suikastı girişimi olduğunu belirtti. Kaynaklar, Mansur Yavaş’a yapılan çok ağır hakaretlere rağmen mahkemelerin takipsizlik kararı verdiğini, röportajda bir durum tespiti olmasına rağmen Bakanlık tarafından yapılan itirazın siyasi bir operasyon olduğunu ifade etti.