Selvi Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı iktidarından beklentisini açıkladı: Ülkede yoksulluğun ve yolsuzluğun önlenmesi
Çocuk açlığının önlenmesi için kolları sıvayan Selvi Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı’ndan beklentisini Cumhuriyet’e açıkladı. Kılıçdaroğlu, “Kadın hakları ve çocuk sorunlarına çözüm ve yolsuzlukların hesabının sorulması” dedi.
Kamuoyu onu miting kürsülerinde eşi Kemal Kılıçdaroğlu ile birkaç saniyelik halkı selamlaması ve mutfağındaki kısa videoları ile tanıdı. Tabii birkaç gazete ve YouTube söyleşilerini saymazsak. Göz önünde olmayı hele hele eş durumundan dolayı siyasetin göbeğinde bulunmaktan pek hazetmiyor. Protokol kuralları ve resepsiyonları sıkıcı bulduğundan zorunlu olmadıkça katılmıyor. Zaten bugüne kadar sadece bir kez Çankaya Köşkü’ndeki bir resepsiyona katıldı. Ancak ulusça yaşadığımız acılar sonrasında mağdur olanların yanında olmaktan, onları ziyaret edip acılarını paylaşmaktan çekinmedi. Bunu da bir siyasetçi eşi olmaktan ziyade yurttaşlık dayanışması adına yaptı.
Yaklaşık 20 yıl önceki bu fotoğrafta Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olacağını kimse tahmin etmemişti. (Gürün yol üzerinde mola verdiğimiz bir lokanta.)
Seçim öncesinde Selvi Kılıçdaroğlu daha bir görünür oldu. Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı olan eşi Kemal Kılıçdaroğlu’nun kampanyasından bağımsız bir kampanya yürütüyor. Ancak içeriği siyasi değil. Sosyal sorumluluk projelerine odaklı bir kampanya. Beylikdüzü Belediyesi’nin ilçedeki her çocuğun bir öğün sağlıklı gıdaya ücretsiz erişimini sağlamak için hayata geçirdiği “Beslenme Saati” uygulamasının yaygınlaşmasına destek veren Selvi Kılıçdaroğlu il il dolaşıyor. Hafta içinde de aynı amaçla İzmir’e geldi. İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Beylikdüzü Belediyesi arasındaki 'Türkiye Beslenme Saati ve İzmir 95 İşbirliği Protokolü'nün imza törenin ardından Selvi Kılıçdaroğlu, kadın kooperatifleri, çocuk kreşleri, kadın çalışmaları hizmet merkezini ve Roman kadınları ziyaret etti.
KÖKLÜ BİR EĞİTİM REFORMU
Kadın ve çocukların yoksulluktan en çok etkilenin iki kesim olduğu kanısında. Bu nedenle kadınların işgücüne etkin katılımını ve yetersiz beslenen çocuklar sorunun kamunun desteği sağlanmasını önemsiyor.
Ziyaretinin ilk akşamında iftardan sahura kadar süren sohbetimizde de en çok bu konulara değindi. Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık’ın ısmarladığı İzmir boyozu ve kumrularına ortak çıktığımız uzun sohbette kadın ve çocuk sorunları dışında Selvi Kılıçdaroğlu’nun kadın ve çocuk sorunu dışında üzerinde en çok durduğu konu ise eğitimdi. Türkiye’nin yeniden inşasında, zihin değişiminin ancak köklü bir eğitim reformu ile gerçekleşeceğine inanıyor.
KÖY OKULLARININ ÖNEMİ
“Bizim dönemimizde belki eksiklerimiz vardı ama eğitim sistemimiz bugüne göre çok iyiydi. Eğitimde fırsat eşitliği de bugüne oranla daha iyi konumdaydı. Ben ilkokul dörde kadar Ankara’da okudum. Bir gün anneannem köyden gelmişti. Ankara’da dayılarım hem okuyup hem çalışıyorlardı. Anneannem Türkçe bilmediği için ben ona yardımcı olmak adına o sene dayımlarda kaldım. Abim geldi beni trenle Kocaeli’ye götürüyor. Yanımızdaki gençler abime ‘Kardeşiniz kolejde mi okuyor’ diye sordular. Abime Hüseyin diye hitap ederdim. Kolej lafını ilk kez duyuyordum. Ben ‘Hüseyin kolej nedir?’ diye sorduğumda abim ‘Ancak zengin çocukları o okula gidebilir’ demişti. Şimdi düşünüyorum, öğretmenlerimiz sayesinde her okul bir kolej gibiydi. Ben ortaokul ve liseyi İzmit’te okudum, gerçekten çok iyi hocalarımız vardı. Şimdi bırakın ortaokulu, liseyi üniversitelerde öyle hocalar görmüyorsunuz. Ankara Fen Lisesi, Deneme Lisesi, Gazi Lisesi üniversiteye bedeldi. Ben olsam ilk önce köy okullarını tekrar açardım. Kemal Bey de söylüyor. Çok önemli bir konu...”
ŞİDDETE KARŞI ZİHNİYET DEVRİMİ
Çocukların ve gençlerin eğitiminde en önemli unsurun iyi yetişmiş öğretmenler olduğuna dikkat çeken Selvi Kılıçdaroğlu, öğretmenlik mesleğinin de çok kolay ulaşılabilir olmaktan çıkarılmasını istiyor ve şöyle diyor:
“Üniversite sınavlarına giren gençler ‘Hiçbir şey olamazsam öğretmen olurum’ diye bakıyor. Olmamalı. Öğretmenlik en yüksek puanla girilebilen bir bölüm olmalı. Onun için de hem öğretmenlerin gelir durumu hem de eğitimi yüksek standartlara kavuşmalı. Ulus olarak köklü değişim istiyorsak bu kaçınılmaz.”
‘OKUL ÇOK GEÇ’
Kadın sorunlarının temelinde de eğitimsizliğin yattığını vurgulayan Selvi Kılıçdaroğlu, kadın cinayetlerini, önyargıları da sadece kanunla düzeltmenin mümkün olmadığını belirterek daha çocuklukta verilecek eğitimle kısa vadede değilse bile uzun vadede olumlu sonuçlar alınacağını söylüyor:
“Cinsiyet ayrımcılığının önü geçilmesi meselesi eğitimle hem de çocuklar daha ana sınıfında iken verilmeli. Asıl eğitim ailede başlamalı. Bu sağlanmalı, buna yönelik adımlar atılmalı. Ama maalesef bazı anneler şiddeti ‘normal, doğal’ görüyor. Çünkü öyle yetişmiş. Bir zihniyet dönüşümü gerekiyor. Bir kanun değişimi ile hiçbir şey değişmeyecektir. Bir zihniyet devrimi gerekiyor. Ama o da akşamdan sabaha değişmez. Yılların bakış açısını, geleneklerini hemen söküp atmak o kadar da kolay değil. Çocukların üç yaşına kadar zihin dünyasının tamamlandığı söyleniyor. O nedenle çocukların bu konudaki eğitiminin bebeklikten başlaması gerekiyor. Okul falan çok geç.”
FEMİNİST BAKIŞ AÇISI
İki kız bir erkek çocuğu annesi olan Selvi Hanım’a oğlu Kerem’i feminist bir bakış açısıyla yetiştirip yetiştirmediğini sormasak olmazdı. Gülüyor ama dikkatli sözcüklerle yanıt vermekten de kaçınmıyor:
“O bebekliğinden beri nahif bir çocuktu. Birisine bir yanlış yapacağım diye çok temkinli davranırdı. İki abladan sonra kendisini geri plandaymış gibi hissettmiş. Halbuki hiç de öyle davranmadık. Ben ve Kemal çocuklarımızdan söz ederken hep “Kızlarımız” diye konuşuyormuşuz. Hiç farkında değiliz ama Kerem öyle hissetmiş. Oysa o evin küçüğü diye ona daha ihtimam gösterdiğimizi sanıyorduk. Kerem uyumlu bir insan. Feminist mi bilmiyorum. Eşiyle anlaşıyorsa hiç sorun yok. Gördüğüm kadarıyla çok iyi anlaşıyorlar. Kızlarım için ne düşünüyorsam oğlum için de aynı şeyleri düşündüm.”
‘EMEKLİLİK ONA GÖRE DEĞİL’
Selvi Hanım’a eşi Kemal Kılıçdaroğlu’nun siyasi geleceğinde böyle bir final hayal edip etmediğini sorduk. “Etmemiştim elbette” diyor. Ancak tipik bir emekli hayatı yaşamanın ona göre bir iş olmadığını da bildiğini ve mutlaka bir işle uğraşacağından şüphesi yokmuş. Gerisini ondan dinleyelim:
“Emeklilik hayatının Kemal’e göre olmadığını, mutlaka bir uğraşı içine gireceğini biliyordum. Klasik bir emeklilik hayatı hayal etmemiştim zaten. Siyasete de meraklıydı. Ama bana ve çocuklara sorduğunda biz çok da arzu etmemiştik. Hatta ilk seçimler olduğunda kızlarla konuştuğumu hatırlıyorum. Ben “Babanızın madem hevesi var. Onu kırmayalım motive edelim” dediğimde “Anne aslında ilk önce sen itiraz etmemiş miydin?” diyerek eleştirmişlerdi. Tabii ki ben Kemal’in genel başkan olacağını hatta cumhurbaşkanlığına aday olacağını hayal edemezdim. Ha klasik emeklilik hayatı yaşayacağını hayal etmedim elbette.”
AİLENIN CUMHURİYET BAĞIMLILIĞI
On beş ya da yirmi yıl önce Tunceli’de Munzur kenarında bir kır düğünündeydik. Selvi Hanım, “Miyase seni babamla tanıştırmam gerek” deyip babasını çağırmıştı. Babasına “Bak Miyase Cumhuriyet’e çalışıyor. Hani senin evin bir odasını tabana kadar biriktirdiğin gazetede” diyerek tanıştırmıştı bizi. Babasının Cumhuriyet gazetelerini kutsal bir metinmiş gibi okuduktan sonra biriktirdiğini ve annesinin bu durumdan çok şikâyetçi olduğunu anlatmıştı. Tanışıp sohbet ettik. Gazetenin yazarlarını, muhabirlerini ezber etmişti. İlhan Selçuk’la Oktay Akbal’ı sormuştu.
GAZETESİ CEBİNDEYDİ
Selvi Kılıçdaroğlu, babasını kaybettikten sonra Cumhuriyet gazetelerini ne yaptıklarını sorduğumda gülerek “Bizim ailede Cumhuriyet delisi sadece babam mıydı sanıyorsun. Dayım da öyleydi. Evin bir odası silme Cumhuriyet gazetesi ile doldurmuş. Yengem de annem gibi bu durumdan şikâyet ediyor. Sizin arşivde eksik sayı varsa bizim aileden tamamlayabilirsiniz yani. Babamı kaybettiğimiz gün ceketinin cebinde İzmit’e dönüş bileti ile bir Cumhuriyet gazetesi çıkmıştı” derken hüzünleniyor.
Konuşmamız sırasında siyasi konulara pek girmedi ama biz yurttaş Selvi olarak Millet İttifakı’nın seçimi kazanması halinde beklentilerini sorduk. Kadın ve çocuk sorunu, eğitim sorunu ve yoksulluğun önlenmesine yönelik çözümlerden sonra bir şeyin altını çizerek vurguladı:
“Sade bir yurttaş, bir seçmen olarak yolsuzlukların kim yaparsa yapsın hesabının sorulmasını bekliyor ve umuyorum.”
En Çok Okunan Haberler
- Ünlü ton balığı markalarında 'yasaklı' madde!
- Ünlü peynir markasından 'konkordato' kararı
- Diyanet'in rekor ihalesi 'Cengiz'e verildi
- Demokrat Parti Kurultayı’nda adaylık krizi!
- Narin cinayetinde 'demir kapı' ayrıntısı
- Süleyman Soylu 'tarafını' seçti
- AKP'nin 'asgari ücret' formülünü duyurdu
- Grip nedeniyle hastaneye gitti, hayatının şokunu yaşadı
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti
- Dünya’nın bütün çöplerini neden Güneş’e fırlatmıyoruz?