Özgür Özel'den 'Erdoğan-Öcalan' vurgusu: 'Oyunun parçası olmam'

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ege Belediyeler Birliği’nin ev sahipliğinde 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle İzmir Konak'taki Tarihi Havagazı Merkezi’nde gazetecilerle buluştu.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ve Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek'in de katıldığı buluşmada Özel, salonda bulunan gazetecilerin 10 Ocak Dünya Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutlarken önemli mesajlar verdi.

İzmir’in siyasi hayatında çok önemli bir noktada olduğunu belirten ve basın özgürlüğü ile ilgili çarpıcı veriler açıklayan Özel, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“Siyasi hayatım hep İzmir’e çok yakındı. İzmir’in siyaseten çok önemli bir noktada kent olduğunun İzmir’de yaşayan, İzmir’e borcu olan siyasetçilerin İzmir’e hizmet etmesi gerektiğini söylüyorum ve bu konuda da adım atılması gerektiğini düşünüyorum. Bugün Kemalpaşa’da sevgili belediye başkanımızın rahmetli oğlu adına yaptırdığı okulun açılışında gençlerle birlikteydik.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, 8 Eylül Gecesi’ni geçirdiği ilçede birlikteydik. Hasan Tahsin büyük bir cesaret gösterdi ve canıyla ödedi, bugün gazeteciler mesleği yapamayacak hale savruluyorlar, ya da cesaret göstererek yapıyorlar. Öyle bir hale geldik ki, cepheden haber versin diye Anadolu Ajansı maalesef, muhalefet açısından haberin kaynağından sansürlendiği, iktidarın ajansına dönüşmüş olan bir yapıya dönüştürüldü. TRT, benim grup toplantımı 4 dakika veriyor. Tayyip Bey 78 dakika konuşsa, 78 dakika veriyor. Tayyip Bey, uykusunda konuşsa, onu bile veriyor."

"FİLİSTİN BİZDEN DAHA İYİ DURUMDA"

Türkiye'deki basın özgürlüğüne yönelik ihlallerin geldiği duruma dikkat çeken Özgür Özel şöyle devam etti: 

"Biraz rakam da konuşmak gerekiyor. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, bir takım değerlendirmeler yapıyor. Türkiye, 180 ülke içinde basın özgürlüğü konusunda 158’inci sırada bulunuyor. 157’inci sırada Filistin bulunuyor, 156’ıncı sırada Venezuela bulunuyor. Bizden kötü ise monarşi ile yönetilen Cibuti var. 2024’te 54 gazetecinin şehit edildiği Filistin, basın özgürlüğünde bizden daha iyi bir durumda. Şu anda en az 18 gazeteci yaptıkları haberler nedeniyle cezaevinde, bunun içinde çok yakından tanıyıp bildiklerimiz isimler de var. En ağır sözü söylemek, serbest ama karşılığını vermek konusunda bir yasak var.” 

"ERDOĞAN DA PUTİN ÖĞRENDİ"

Havagazı'nda toplantı yapıldığı günlerde, kentin çeşitli yerlerinde gerçekleşen taşeron protestolarına değinen ve gerçekleşen protestonun doğal bir hak olduğunun altını çizen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Bütün dünyada gazeteciler, kollukla birlikte görev yaparlar. Belki bileniniz vardır, bir grup insan belediyenin dışarıya verdiği tuvalet temizliğiyle çalışan firma değişmiş, bu insanlarda bize işe alın diyorlar. Bu insanların dışarıda yaptığı protesto bir hak. Bu toplantının düzenin bozmadıktan sonra insanlar istediği sloganı atar, istediği protestoyu yapar. Türkiye’de kolluk bir sertlik yaptığında ve gazeteci de bunu yaptığında yasal süreç başlıyor. Gazetecinin görev haber yapmaktır. Ya emri veren yanlış yapıyordur, o düzeltilir ya da başka bir çözüm bulunur. Dezenformasyon yasası denen bir ucube var. Dünyanın bütün otoriter liderleri bunları birbirinden öğreniyor. En sonunda Tayyip Erdoğan da bu yasayı Putin’den öğrenip getirdi. Biz bunun buraya varacağını söyledik” dedi.

"ERDOĞAN'IN GELECEĞİ İÇİN ÖCALAN'IN ÖZGÜRLÜĞÜ"

Öte yandan, son günlerde Türkiye kamuoyunda bir süredir önemli tartışmalara neden olan ‘ikinci çözüm süreci’ polemiği hakkında da değerlendirmelerde bulunan Özgür Özel, “Ben bir şehit az gelecekse üzerime düşen her işi yapacağım. Terör bitecekse her şeyi yaparım. Kapalı kapılar ardından Tayyip Erdoğan’ın siyasi geleceği ile Öcalan’ın özgürlüğünün takas edileceği bir oyunu parçası olmam. O yüzden meseleyi doğru bir zeminde tartışmayı doğru buluyoruz. Birilerinin al ver siyasetinin parçası olmayacağız” ifadelerini kullandı.

Son olarak, gazetecilerin meslek hayatında yaşadığı problemleri aktaran ve sendikasızlaştırılmanın büyük bir sorun olduğunu açıklayan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Bu salonun önceliği meslek ama meslek yapılırken de, gazetecilerden çok şey beklemek büyük bir haksızlık. Birincisi çok ciddi bir istihdam sorunu var. Birçok haber tek bir kişinin sırtına kalıyor. Bir yandan gelişen teknoloji sayesinde devamlı süren küçülmeler birçok kişiyi mesleğinden kopardı.

Çok sayıda gazeteci ne yazık ki parça başı çalışıyor. Türkiye’de her dört gazeteciden biri toplamda asgari ücretin altında maaş alıyor. Basın sektöründeki ortalama maaş asgari ücretin 6 bin lira üzerinde, asgari ücrette çalışan yok ve hatta altında çalışanlar var. Bütün basın mensuplarının aldığı ortalama maaşları açısından gerçekten utanç verici bir noktada. Ben önemli bir eksikliğin sendikasızlaştırma olarak görüyorum. Sermaye maalesef bunu da başardı. Kaldı ki TRT gibi köklü kuruluşlar var, orada farklı durumlar olmasına rağmen sendikacı gazetecilerin bu kadar az olması çok ciddi bir problem” diyerek sözlerini noktaladı.

TUGAY VE ZEYREK'TEN MESAJLAR

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay da “Gazetecilik ne kadar özgür yapılıyor o ülkede demokrasi o kadar iyi işler. Halkın bilinçli olması da o derece sağlanır. İçinde yaşadığımız dönem maalesef yandaş olmayan herkesin baskı altında olduğu bir dönem. Burada yandaş olarak tabir edilen kötü örnekler bir yerde gazeteciliği kirletiyor. Bunlardan kendimizi korumak için tarafsız bir şekilde görevini yapan basın emekçilerinin her zaman yanındayız. Biz İzmir olarak bu duruşu göstermeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Hep birlikte özgürlüklerin genişletileceğinin altını çizen Ege Belediyeler Birliği Başkanı ve Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek ise  Basın susturulmak ve mahkûm edilmek isteniyor ancak basın ulusun sesidir. Basın özgürlüğü sadece basın emekçilerinin meselesi değildir. Tarafsız ve korkusuz basın demokratik bir toplumun teminatıdır. Basın özgürlüğüne sahip çıkmak demokrasiye sıkı sıkı sarılmaktır. Özgür bir basın olmadan demokratik bir toplum inşa edilemez. Basını susturmak halkı susturmaktır. Sansüre hayır diyenlerin göreve gelmesi zorunluluktur. Basın hürdür, asla sansür edilemez. Halkın çıkarlarını savunmaya kararlılıkla devam edeceğiz. Biz basın özgürlüğünü sadece hak değil ulusal bir ihtiyaç olarak görüyoruz. Türkiye’nin geleceği gazetecilerimizin kalemiyle, mikrofonuyla ve cesaretiyle şekillenecektir. Hep birlikte özgürlüklerin genişletildiği adaletin sağlandığı bir Türkiye’yi inşa edeceğimizden şüphem yoktur” dedi.