MEB ile TÜGVA arasındaki yeni protokole Eğitim-İş’ten tepki: Adeta paralel bir Milli Eğitim Bakanlığı

Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile TÜGVA arasındaki yeni işbirliğini eleştirdi. Özbay, “Bu protokoller, Anayasa’nın laiklik ilkesine aykırı olduğu gibi, “eğitimde dinselleşme” uygulamalarını bakanlık politikası olarak sürdürüleceğinin ilanıdır. Hiçbir dernek, vakıf, cemaat veya tarikat, Milli Eğitim Sistemi’ne ortak edilmemelidir” dedi.

MEB ile TÜGVA arasındaki yeni protokole Eğitim-İş’ten tepki:  Adeta paralel bir Milli Eğitim Bakanlığı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 25.09.2024 - 15:32

MEB ile TÜGVA arasında yeni bir işbirliği protokolü imzalandı. Buna göre TÜGVA’nın ortaokullarda "Değerler Eğitim Kulübü", liselerde ise "Kültür ve Medeniyet Kulübü" kurmasının önü açıldı. Eğitim-İş işbirliğine tepki gösterdi ve üyelerinin TÜGVA etkinliklerinde istek dışı görevlendirmeleri kabul etmeyeceklerini belirtti. Konuya ilişkin yazılı bir açıklama yapan Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, “Son yıllarda eğitim sistemimize yapılan ideolojik müdahalelerin en somut örneği, Cumhurbaşkanı’nın oğlu Bilal Erdoğan’ın yönettiği TÜGVA ile MEB arasında imzalanan protokollerle karşımıza çıkmaktadır. AKP’li belediyelerin sağladığı devasa kredi kolaylıkları, arazi tahsisleri, bağış serbestisi ve denetim dışı faaliyetlerle desteklenen TÜGVA, adeta paralel bir Milli Eğitim Bakanlığı gibi hareket etmektedir” dedi.

"ARKA BAHÇESİ HALİNE GETİRİLEMEZ"

Söz konusu protokolü, “Eğitim sisteminin siyasal ve ideolojik müdahalelere daha fazla açılmasının bir göstergesi” olarak yorumlayan Özbay, “ Kamuoyuna yansıyan tüm skandallara rağmen, bu vakfın MEB eliyle eğitim sistemimize nasıl dahil edildiği, vakfın faaliyetlerinin eğitimin laik, bilimsel ve demokratik yapısına nasıl zarar verdiği mutlaka yeniden masaya yatırılmalıdır. Danıştay’ın iptal kararına rağmen yürürlükte tutulan TÜGVA protokolleri, yalnızca sendikamız Eğitim-İş’in değil, aynı zamanda ilerici kamuoyunun da büyük tepkisini çekmektedir. Bu protokoller, Anayasa’nın laiklik ilkesine aykırı olduğu gibi, “eğitimde dinselleşme” uygulamalarını bakanlık politikası olarak sürdürüleceğinin ilanıdır. Nitekim, TBMM’de MEB bütçesi ele alınırken söz alan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, “Tarikat ve cemaatlerle protokol yapmaya devam edeceğiz” diyerek, bu karanlık politikanın sürdürüleceğini açıkça ifade etmiştir. Bu itiraf, eğitimin siyasi vakıfların ve cemaatlerin arka bahçesi haline getirilmeye devam edeceğinin göstergesidir. Eğitim sistemi, siyasi vakıfların arka bahçesi haline getirilemez” diye konuştu.

"DERHAL SONLANDIRILMALI"

Eğitim-İş olarak, MEB ile TÜGVA arasında imzalanan bu ve benzeri protokollere karşı en güçlü şekilde mücadele etmeye devam edeceklerini belirten ve düzenlenen etkinliklerde sendika üyelerinin görev almayacağını ifade eden Özbay, “Eğitim, siyasi çıkarların değil; bilimsel, laik ve çağdaş normların ışığında şekillendirilmelidir. Ülkemizin geleceği olan çocuklarımızın eşit, adil ve laik bir eğitim alması için mücadelemiz sürecektir. Hiçbir eğitim kurumunu, demokrasi ve laiklik karşıtı vakıf, cemaat ya da tarikatların ellerine bırakmayacağız.Her fırsatta dile getirdiğimiz üzere; hiçbir dernek, vakıf, cemaat, tarikat Milli Eğitim sistemine ortak edilmemeli. Kimse Türkiye’nin geleceği olan yavrularımız üzerinden siyasi çıkarlarını şekillendirememeli. Kimse, Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün biz eğitim neferlerine mirası olan çocuklarımıza, çağdışı bir eğitimi reva görememeli. İktidarın, asli görevi olan eğitimi vakıf ve derneklere hatta Diyanet’e havale etme uygulamalarını derhal sonlandırmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

"ÇAĞDIŞI EĞİTİM DAYATILAMAZ"

Özbay son olarak şunları söyledi:

“TÜGVA ve benzeri demokrasi ve laiklik karşıtı vakıf, cemaat ve derneklerin eğitim ve bilim alanındaki faaliyetlerine karşı hukuksal ve sendikal mücadelemiz kararlılıkla sürecektir.

Her fırsatta dile getirdiğimiz gibi; hiçbir dernek, vakıf, cemaat veya tarikat, Milli Eğitim Sistemi’ne ortak edilmemelidir. Türkiye’nin geleceği olan çocuklarımız, siyasi çıkarlar uğruna manipüle edilemez. Hiç kimse, Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün biz eğitim emekçilerine miras bıraktığı çocuklarımıza çağdışı bir eğitimi dayatamaz. Bu mücadele, çocuklarımızın çağdaş, laik ve bilimsel eğitim hakkı için sonuna kadar sürecektir.” 


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler